1

1.3K 89 88
                                    

" Diz çökün." demişti büyük saray odasının ihtişamlı yatağının hemen ucunda oturan genç kral.

İki genç önce birbirlerine ardındanda krallarına bakarak zincirlerinin el verdiği kadarıyla hızlı bir şekilde diz çökmüş ve usulca kralın önünde eğilerek minnetlerini sunmaya çalışmışlardı. Ne de olsa onları ölümden kurtaran kişiye saygı duymaları gerekirdi. Özellikle o kişi kralları ise.

" İçeriyi boşaltın. Sadece o ikisi kalsın."

Büyük odaya doluşan askerler saniyeler içerisinde odayı terk ederek krallarını köleleri ile yalnız bırakmış ve daha önce aldıkları emir yüzünden kapının önündende uzaklaşarak koridoru boşaltmışlardı. Krallarının zayıf kölelerinden kendini koruyabileceği çok açıktı. Bu yüzden çoğu asker kralları için değilde yol boyunca ağlayıp duran iki genç için endişelenmişlerdi. Krallarının iyi olacağından emin oldukları kadar onların kötü olacağından da eminlerdi.

" Başınızı kaldırın." demişti genç kral soğuk sesiyle. Yeni köleleri bir süre tereddüt etsede onu ikiletmeden hemen önce başlarını kaldırmış ve gözlerini krallarına dikerek genç adamın kaşlarını çatmasına neden olmuşlardı. O acımasız bir kraldı. Bütün diyarlar onu bu yönüyle tanırdı. Acımasız ve duygusuz kral Jeon Jungkook...

Normalde gözlerine değecek gözleri yerinden söker ve evcil hayvanlarına yedirirdi. Şimdi ise... Şimdi ise gözlerine değen iki çift gözün etkisinde kalmış, kölelerinin ne kadar güzel olduğunu düşünerek içten içe tekrar sevinmişti.

" Adınızı duymak isterim." demişti, keyifli olsada oldukça soğuk çıkan sesiyle.

" Ben Taehyung efendim." demişti esmer genç hemen atılarak. Yanındaki çocuk ise gözlerini krallarından kaçırarak utançla önüne eğmişti. Kral bir süre konuşmasını beklemişti fakat beyaz tenli ufak beden ne konuşmaya tenezzül etmiş ne de başını kaldırıp krallarına bakmıştı.

" Neden konuşmuyorsun köle?"

" Be-benim... Benim bir adım yok efendim."

" Nasıl yani? Ailen sana bir isim vermedi mi?"

" Ailem kimdir bilmem ben. Küçüklüğümden beri başkalarının elinde büyüyüp satılıp durmuşumdur. İnsanlar kölelerini bir ad koyacak kadar umursamazlar efendim. "

Kral bir süre duraksamış ardından, "Doğru" demişti. İnsanlar kölelerini önemsemezdi. Onlar önemsiz çöp parçalarından başka bir şey değillerdi. Sadece ihtiyaç karşılamaya yarayan çöp parçaları...

" Sana ne dememi istersin?"

" Bilmiyorum efendim."

" Bir süre düşüneceğim o zaman." demişti Jungkook ona burukça gülümseyen gence. Onu ilk gördüğü anı hatırlamıştı. O zamanda güzel genç ona böyle gülümsemiş ve dikkatini çekerek kralının bir süre karşılaştıkları o göl kenarına sık sık uğramasına neden olmuştu. Huzur vericiydi dolgun dudaklarının iki yana kıvrılmasını izlemek. Huzur bulmak için izlemişti onu kralı. Haftalar, belki aylarca...

" Benim çocuğum olsan adını gardenya koyardım. Tenin bembeyaz ve kokun aynı gardenyanınki gibi büyüleyici." Taehyung kendini tutamayarak yanındaki gence hitaben neşeyle mırıldandığında Jimin şaşkın şaşkın bir süre gözlerine bakmış ardından saniyeler içinde kızaran yanaklarını gizlemek adına önüne dönerek kısaca teşekkür etmişti. Biri ona ilk defa iltifat etmişti... Biri ona ilk defa vücuduna duyulan arzudan başka bir duyguyla yani masumlukla iltifat etmişti. Bu ufak genci elbette gülümsetmiş hatta kalbinin deli gibi hızlanmasına neden olmuştu.

Kral Jeon- Vminkook - Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin