🌊2. SON YAZ/2

43 17 0
                                    

BÖLÜM 2- SON YAZ/2

🎼Yüksek Sadakat - Belki Üstümüzden Bir Kuş Geçer

Çok geçmeden telefonum gürültülü bir melodiyle çalmaya başladığında heyecanla telefonuma sarıldım. Arayan Batı'ydı. Kalbim gördüklerim karşısında gürültüyle atmaya başladı. Heyecandan elim titreyerek aramayı cevapladım. Karşıdan derin bir nefes sesi geldi önce. Tüm cesaretimi toplayıp o ismi fısıldadım.

"Batı?"

"İdil," dedi Batı derinden gelen erkeksi bir sesle. Onunla en son konuştuğumda, yani beş sene önce, sesi bu kadar tok ve erkeksi değildi. Ergenliğini tamamlamış olmasından dolayı daha oturmuş bir sesi vardı. Benim anılarımdaki gibi değildi.

"Nasılsın?"

"İyi," dedi beklediğimden daha soğuk bir tonla. "Sen nasılsın?"

"İyi," dedim kısaca. Konuştukça ağlamak istiyordum. Ona tonlarca şey söylemek istiyordum ama dudaklarımda kelimeler hapsoluyordu sanki. Öyle ki onunla eskisi gibi neşeyle değil de iki yabancının yapacağı tarzda mesafeli bir şekilde konuşuyorduk. Hayır iyi değildim ben. Hiç iyi değildim. Özlem ve yaşananların acısı kambur gibi binmişti sırtıma. Ekin'in ölümü ve en değer verdiğim insanların hayatımdan çıkmış olması canımı yakıyordu.

"Ben," dedi titrek bir sesle. "Mesajını gördüm. Kuru bir mesaj yazmak yerine aramanın daha uygun olacağını düşündüm."

"İyi düşünmüşsün. Sesini duymak iyi geldi. Neler yapıyorsun? Eskişehir'de misin hala?"

"Hayır. Ankara'dayım. Üniversiteye hazırlandığım yıl babam işlerini buraya taşıdı. Beş senedir Ankara'da yaşıyoruz."

"Anladım," dedim kısaca. "Yazlığı satmışsınız. Babam söyledi."

"Öyle oldu. Ekin öldükten sonra..." Bir süre duraksadı Batı. "Babam etkilenmemizi istemedi. Başka bir sayfa açmanın en doğrusu olacağını düşündü. Alaçatı'yla olan bağlarımızı kopardı."

"Yani davetimi reddediyorsun," dedim endişeli bir sesle. Batı en ince fikirlimiz olduğu için ret haberini arayarak vermek istemiş olmalıydı.

"Hayır hayır," dedi aceleyle. "Aksine geleceğimi söylemek için aradım. Yıllar sonra bizi bir araya getirme cesaretinden ötürü takdir ettim bu hareketini. Bunu ancak sen yapabilirdin.

Neşeyle cıvıldadım.

"Geliyorsun yani!"

"Tabi ki geliyorum. Arın gelir de ben kusur kalır mıyım hiç," dedi iğneleyici bir tonla. Batı'nın bir şey ima etmeye çalıştığı fikrine kapıldım ama emin olamadım. Bildiğim kadarıyla aralarında bir gerginlik yoktu. Aslında Ekin'in cenazesinden sonra son kez bir araya geldiğimizde küçük bir sürtüşme yaşamışlardı.

Sebebini hiç bilmesem de...

18 Temmuz 2017

Cenaze töreninin ardından hep birlikte Arın'ların çiftliğinin sınırları içinde bulunan saklı koyumuza gittik. Saklı falan olduğundan değildi, aksine özel bir muhitte yalnızca küçük bir iskele vasıtasıyla ulaşılabildiği için çocuk aklımızla orayı Saklı Koy olarak adlandırmıştık. Belki de bizden başka kimsenin oraya gitmediği içindi oranın bize özel oluşu. Hıçkırıklar içinde bir adımım diğerini takip ediyordu. Arın'ların büyük çiftlik evinden uzaklaşıyor olsak da ağıt sesleri hala işitilebiliyordu. Arın'ların çiftliğin kahyasının oğlu olan Ekin için büyük bir cenaze töreni organize etmişti Arın'ın babası Orhan Amca. Alaçatı'da Ekin ve ailesini tanıyan herkes çiftliğe akın ettiğinden cenaze evi daha da boğucu olmuştu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 14, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

YİNE YAZI BEKLERİZ (Hiatus)Where stories live. Discover now