GİRİŞ - "Bir Hikayem Var"

104 21 2
                                    

🎼TNK - Yine Yazı Bekleriz

Size anlatacak bir hikayem var

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Size anlatacak bir hikayem var. Bu pamuk ipliğine bağlı bir dostluğun nasıl parçalandığının kısa bir özeti bu aynı zamanda. Ailelerin biz lanetlileri gördüğünde fısıltıyla -ve de uyarıcı bir tonla- çocuklarına anlattıkları ibretlik bir yok oluşun hikayesi.

Hikayemin geçmişi çok eskilere dayanıyor aslında. 2000 yılının başlarında, dünyada yeni milenyuma girişin etkileri hala tazeyken İzmir Alaçatı'da altı farklı ailenin yazlık komşusu olmasıyla başlıyor her şey. Annem ve babam, ilk çocuklarını -yani beni- kucaklarına alır almaz emeklilik planlarını yapıp henüz yeni yeni değerlenen Alaçatı'da Ilıca taraflarında bir yazlık satın almaya karar vermişler. Bunun emeklilikleri için uygun bir yatırım fikri olduğunu düşünmüşlerdir kuşkusuz. Şu an ülkede ve dünyadaki ekonomik kriz göz önünde bulundurulduğunda geçmişte verdikleri kararın haklı gururunu yaşıyor olmalıydılar.

Neyse, konudan sapmayalım. 2000 yılının temmuz ayına gelindiğinde annem ve babam aldıkları yazlık eve yerleşmek için uzun bir tatile çıkmışlar. Kucaklarında da henüz yedi aylık olan benimle birlikte bütün birikimlerini yatırdıkları, üstüne kredi çektikleri mavi ahşap panjurlu, bahçe duvarlarının Alaçatı'nın sembolü begonvillerle bezenmiş olan müstakil evlerinde son derece mutlularmış. Yeni evliliklerinin bir bebekle taçlanması yetmezmiş gibi bir de masallardan fırlamış gibi şirin ve huzur verici bir eve sahip olmaları onları çok mutlu etmiş. Hatta öyle ki büyük şehrin keşmekeşliğinden uzakta, sakin ve huzurlu bu küçük kasaba onları kendine çekmiş ve küçük kızlarını bu masal diyarında büyütme kararı almışlar. Şehirdeki işlerinden ayrılıp kasabanın işlek bir caddesine bakan küçük bir dükkân kiralayıp hediyelik eşya satan sevimli bir butiğe çevirmişler. Butiğe de kızlarının adı olan İdil adını vermişler. Eskiden resim öğretmeni olan Çiçek Hanım dükkânın arka tarafında minik kızının beşiğini sallarken bir yandan da satmak için hazırladığı hediyelik bibloları boyamış. Butik işletmekle yetinmeyen Davut Bey ise sahip olduğu bağlantılar aracılığıyla kasabadaki otellere müşteri çekmek için birtakım organizasyonlar yapan küçük bir turizm acentesi kurmuş.

Gel zaman git zaman derken İdil, İzmir'in masal diyarı Alaçatı'nın dar ama Arnavut kaldırımlı renkli sokaklarında güle oynaya büyümüş. Zaman geçtikçe kasabanın ünü artmış ve dünyanın dört bir yanından ziyaretçi akınına uğramaya başlamış. Her şey yolundaymış.

Tarih 2008'in Haziran aylarını gösterdiğinde ise İdil ikinci sınıfı bitirmiş, annesinin butiğinin girişindeki sedire kurulmuş ve önceki yaz olduğu gibi bu yaz da İstanbul'da yaşayan teyzesinin gönderdiği kitapları okumak için sıkı bir maratona başlamıştı. İdil meraklı bir çocuk olduğundan okumayı kreşe giderken kendi kendine öğrenmişti ve o gün bugündür eline ne geçerse okumayı çok severdi. Teyzesi de bu sevgisini fark etmişti ve her yaz onu daha fazla okumaya teşvik etmek için belli bir sayıda kitap okuma hedefi belirleyip hedefe ulaştığında bir dileğini -ailesi desteklediği ölçüde- gerçekleştiriyordu. Geçen sene teyzesi ona devasa bir Barbie evi almıştı. Bu seneki hedefi televizyonda hep gördüğü Disneyland'a gitmekti. Hayali büyük olduğundan bu sene hedef koşulan kitap sayısı da hayli fazlaydı. Üstüne üstlük teyzesi özellikle kalın olan kitapları seçmişti okuması için. Sıcak bir yaz sabahında İdil hevesle kitaplarını okumaya kendini kaptırmışken birtakım sesler onu rahatsız edip okumasını bölmüştü. Küçük kız bir hınçla kitabını sedire koyup gürültünün kaynağına odaklandı. Üçü oğlan ikisi kız olan bir grup çocuk dükkanlarının önünde yakalamaca oynarken haddinden fazla gürültücüydüler. Onlar gülüşüp çığlık attıkça küçük kızın sinir kat sayısı da bir o kadar artıyordu. Sonunda dayanamayıp onlara kızmak üzere kutsal yeri olan sediri terk ettiğinde bütün yaz oradan uzak kalacağını hiç hayal etmemişti tıpkı sinirlerini bozan bu beş çocuğun bundan sonraki hayatının yegâne parçaları olacağını bilemediği gibi. O gün Disneyland hayaline veda etse de gitmek istediği masal şehrinden daha büyük bir hayali gerçeklemişti.

O gün büyük bir dostluğun doğuşunun ilk günüydü.

Fakat biz o dostluğun kıymetini hiç bilememişiz.

Tıpkı o kara günde pamuk ipliğine bağlı bu dostluğun bir anda parçalanacağını bilemeyeceğimiz gibi.

Bir altı kafadar... Hepimiz farklı şehirlerde, farklı hayatlar yaşıyorduk. Yılda sadece üç ayımız vardı birlikte vakit geçirmemiz için. Bazı yıllar o kadar bile olmuyordu.

Fakat 17. yaşımızı kutladığımız o yaz, yalanlar ve ihanet parçaladı 9 yıllık birlikteliğimizi. Büyü bozuldu ve her şey peri tozuna döndü. O hep beklediğimiz yaz sonumuz oldu.

Ben İdil. Bir hikayem var size anlatmam gereken. Tatlı bir gençlik serüveninin nasıl kana bulandığını bir de benden dinleyin.

--------------

Milyonuncu kurguma hoş geldiniz!!! Maske'nin ikinci kitabını baskıya hazırlarken ve de Visal ile Kız Yurdu kurgularımı düzenlerken bu kadar dert bana yetmez ha gayret bir tane daha deyip Yine Yazı Bekleriz adında Dram- Gençlik türünde bir kitap yazmaya karar verdim. Kitaba adını veren meşhur şarkıyı dinlerken olmayan yazlık arkadaşlarımı düşleyip hüzünlenirdim. Özellikle de lise yıllarımda... Geçen tekrar dinledim ve benzer hisler canlandı ve sonra bir baktım kurgu yapıyorum. 

Bu kitapta çocukluktan beri arkadaş olan Arın, Batı, Devrim, Esmer, Ekin ve İdil'in -nedense alfabetik bir isim sıralaması olmuş dsfdg- dostluklarının ihanet ve ölümle nasıl parçalandığını dinleyeceğiz. Hem yazın ve gençliğin verdiği o sıcak hissi hem de ihanet ve ölümün verdiği ürpertiyi hissedeceğiniz iki kutuplu bir hikaye bu. 

Umarım beğenirsiniz.

Umarım beğenirsiniz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


YİNE YAZI BEKLERİZ (Hiatus)Where stories live. Discover now