2✧Babayı Alırsın

Start from the beginning
                                    

Son dediğimle o da gülümseyip telefonunu çıkarınca bende onun için poz vermiştim.
Jisung ile kavga etmediğimiz zamanların da güzel olabileceğini ilk defa bu an fark etmiştim sanırım.

Şıllık öğretmenin masamızın yanından geçerek gittiğini fark ettiğimde Jisung'u dürtükleyip ayağa kaldırmıştım. Müdürün masasına ilerlediğimizde, bizi gördüğü gibi anında kıpkırmızı olmuştu resmen. Hiç bir şey olmamış gibi davranıp "Ne işiniz var burada?" diye titreyen sesiyle sorduğunda, yüzüme sahte gülümsememi yerleştirip karşısına oturmuştum.

"Sizinle anlaşma yapmaya geldik hocam."

"Ne anlaşmasından bahsediyorsun?"

"Bildiğiniz üzere bizim bi şiir meselesi vardı, onu iptal edelim diyorum." söylediğim şeyle kaşları havalanmıştı.
"Ve neden yapayım bunu?" diye sorduğunda telefonumu çıkartıp öğretmenle olan sarmaş dolaş fotoğraflarını göstererek karşılık vermiştim. Hiç bir şey demeden gözlerinin içine bakarak gülümsemeye devam ettiğinde mesajı algılamış olacak ki derin bir nefes alıp kafasını aşağı yukarı doğru sallamıştı. Masadan kalktığımda "İyi akşamlar hocam" diyerek vedalaşmıştım. Kafası eğik bir şekilde dururken son sözü de Jisung söylemişti.

"Hocam bu arada garsona bizim hesabı da sizin ödeyeceğinizi söyledik, halledersiniz artık."

Jisung ile kafeden çıktığımızda  ona dönüp "Bu işi beklediğimizden daha çabuk hallettik" demiştim.

"Hııı" diyip tokadını geçirmesi ile birlikte bugün üçüncü kez çenemi yamultmuştu.
Yakışıklı yüzüme de yazıktı hani.

Tam ağzımı açıp "Tipim yamuldu senin yüzünden orrr" diye sövmeye başlayacaktım ki beni kendine çekip sarmalaması ile birlikte yine olduğum yerde kalakalmıştım.

"Düşündüğümden daha iyi bir suç ortağıymışsın Lee Minho" diye kulağıma fısıldamıştı.

"Sende düşündüğümden daha da dengesizmişsin, bi vuruyor bi seviyorsun."

"Alış artık bu hallerime. Neyse hadi yarın okulda görüşürüz." arkasını dönüp ilerleyecekti ki bileğinden tutarak durdurmuştum onu.

"Nereye?"

"Kerhaneye."

"Bensiz?"

"Eve gidiyorum Minho, nereye gidebilirim başka?" bıkkınlıkla konuştuğunda, onun aksine daha enerjik bir şekilde karşılık vermiştim.

"Tamam beraber geldik beraber gidelim, aynı sokakta oturuyoruz zaten."

"Sorun da o zaten, bizimkiler bizi beraber mı görsün istiyorsun ?"

"Açıkçası ne bizi beraber görmeleri umrumda ne de iki ailenin arasındaki saçma sapan düşmanlık. Ama sen bu kadar umursuyorsan, sokağın başında inersin."

"Demesi kolay tabi senin için" diye mırıldanmıştı.

"Anlamadım?"

"Ailelerimiz böyle düşman olmasaydı, ikimizin arası nasıl olurdu?" normal bir ses tonuyla konuşsa da bunu söylerkenki kırgınlığını hissedebiliyordum.

Seni Kendime Sakladım ✧ MinSungWhere stories live. Discover now