5 = 4 Ekim 1993

297 25 45
                                    

"Sevgili Günlük,

Sabah kalktığımda Parkinson oda da yoktu. Tahminimce Malfoy'unu görmeye gitmişti. Ki bu bir kaç saat sonra Malfoy'la ilgilenen Parkinson'u görmemle doğrulanmış oldu. Daha sessiz bir ortam vardı, yatakhanede. Daphne ve Tracey ile sıkı bir sohbet ettik. Bu kahvaltıdan sonra bile sürdü. Slytherin'de bulunan tek arkadaşlarım onlardı ve onlarla konuşmak güzeldi. 

İlk dersimiz Gryffindor ile ortaktı. Herkes birbirlerini öldürecekmiş gibi bakıyordu. Anlamıyordum, o kadar mı kötüydük? Herkes bize Muggle'larının çocuklarının iyi olduğunu, eskiye göre yargılamamamızı söylerlerdi. Peki biz Slytherin? Bizi de eskiye göre yargılamayı bırakmalılar. Evet kim - olduğunu- bilirsin- sen gibi büyücüler çıktı ama unutmamalılar ki Merlin'de bir Slytherin'di. Neyse kavga çıkmadığına seviniyorum. 

İkinci dersimiz Hufflepuff ileydi ve Daisy ile eştik. Tanrım, o kız çok mükemmel! Çok bilgili, çok güzel, çok yetenekli, dahası her bina onu seviyor! Onun gibi olmayı isterdim. Sırf Slytherin'im diye ayırt edilmemeyi."

Çok mükemmel? Çok bilgili? Çok güzel? Çok yetenekli? Kömür karası saçlı adamdan bir "Hıh" sesi duyuldu. "Daisy Dainty mi mükemmeldi? O Hufflepuff'lu mu? O Dainty'yi bu kadar övdüyse beni nasıl övdüğünü düşünemiyorum." dedi adam özgüvenle. 

"Sonra ki dersimiz Ravenclaw'laydı. Biriyle eş olmamız gerekiyordu yine. Barbara Paters diye biriyle eşleştim. Kahverengi saçları ve gece mavisi gözleri vardı. Onu görmüştüm daha önce ama hatırlayamamıştım. Marcus'un arkadaşıymış. Bana bakarken gözleri o kadar öfke doluydu ki. Ne halt yapmıştım ben buna?" 

"Barbara Paters." diye fısıldadı genç adam nefretle. "Hıh, Marcus Carmen'ın aptal platoniği." diye tısladı sinirle. O kızdan en az Carmen'dan nefret ettiği kadar nefret ediyordu. 

"Neyse, akşam yemeğinden önce Madelina ve Daisy ile kütüphanede ders çalıştık. Madelina 6. sınıf ve çalışması gerekiyordu. Bizde eşlikçi olduk. Gerçi biz Madelina'dan daha fazla çalıştık ama olsun. 

Bu arada dün gördüğüm çocuğu derslerde ve akşam yemeğinde filan gördüm. Daha da iyisi ismini öğrendim: Theodore Nott. Saf kan bir aileden. Ayrıca o Malfoy'la arkadaş ve yani yakışıklı. Daha önce kendisini fark etmediğim için pişmanım. Acaba o ile arkadaş olabilir miydim? Veya diğer Slytherin'liler gibi benimle dalga geçer miydi? Yada kabul eder miydi? Malfoy'un arkadaşı hakkında dediğim şeye bak. Dalga geçerdi büyük ihtimal. Birde saf kan olduğunu da düşünürsek kesin dalga geçerdi. 

Eh ama yine de onunla arkadaş olmayı çok isterim!" 

"Arkadaş ha, arkadaş..." diye mırıldandı genç Nott. "Sadece arkadaş," dedi gözlerini kısarak. 

"Ah neyse bu kadar yeter. Artık uyumam gerek. 

Sevgilerle, 

Dixie." 

"Uyumayı hak etmiyorsun, güzelim. Hemde sonsuzluğa uyumayı hiç hak etmiyorsun hiç." 

Askim Dixie <3  

Aslında bu saatte atmayacaktım ama yogunum bugün biraz . Atamamaktan korktum. 

Sizlere lovem <33

Dear Diary :Theodore NottOnde histórias criam vida. Descubra agora