-13-

186 22 34
                                    

levaksay: ne saçmalıyorsun?

kuzeyaksm: seni buldum, levan.

levaksay: hayır, kuzey. beni bulamazsın.

kuzeyaksm: emin misin levan?

levaksay: hem de çok.

kuzeyaksm: belki böyle dersem, yüzünü gösterirsin diye umdum ama.
kuzeyaksm: tık yok.
kuzeyaksm: of levan, of.

levaksay: yemem bunları, kuzey.

kuzeyaksm: biliyorum, canım. yemezsin.
kuzeyaksm: bu akşam geliyorum. müsaitsin değil mi?

levaksay: evet. iki saat sonra seni, odamda görmek istiyorum, kuzey.

kuzeyaksm: iki saat sonra kendimi, senin odanda görmek istiyorum, levan.

levaksay: bekliyorum, kuzey.

*Görüldü*

🕯️

karalyolran: selam.

efsaekel: selam?

karalyolran: soru işareti atınca bir gerildim, efsa.

efsaekel: kusura bakma. neden yazdığını anlayamadığım için attım.

karalyolran: yazmamı istemez misin efsa?

efsaekel: yok ondan değil de,
efsaekel: ne bileyim.

karalyolran: neyse neyse.
karalyolran: seninle sohbet etmek için yazdım. bir sorun olur mu?

efsaekel: hayır, bir sorun teşkil etmez benim için.
efsaekel: yazmak nereden aklına geldi?

karalyolran: kart oyunu oynadığımız gün gördüm seni. o günden beri aklımdasın. yazmak için şimdi fırsatım oldu.

efsaekel: anladım, karal. iyi yapmışsın.

karalyolran: bence de iyi yapmışım. seninle tanışmak benim için bir zevk, efsa.

efsaekel: duygularımız karşılıklı, karal.

karalyolran: aynı sınıftayız ama ilk defa dikkatimi çekiyorsun.

efsaekel: olabilir öyle şeyler.
efsaekel: geç kalmadın ya, o daha iyi.

karalyolran: anladım, efsa.
karalyolran: yarın okulda görüşürüz o zaman.

efsaekel: çok eminsin gibi görüşeceğimize?

karalyolran: neden? sen emin değil misin?

efsaekel: eminim, karal. yarın görüşürüz.

*Görüldü*

🕯️

"Efsa! Kuzey geliyor, Efsa!" Telefonda bir yandan Efsa ile konuşuyordum; bir yandan da hazırlanmaya çalışıyordum. Kuzey, iki dakika önce yazmış ve geldiğini haber vermişti.

"Kızım sakin ol! Ben kapatıyorum sen hızlı hızlı hallet. Hadi boş şans, güzelim." Efsa, telefonu kapatmıştı. Ben de çalan kapı ile son kez ayna da kendime baktım. Çok güzelim. Kahretsin.

Kapı ısrarla çalmaya devam etti. Kapının deliğinden baktım ve Kuzey'i gördüm. Gözleri kapalıydı. Kapıyı açtım, Kuzey'i kolundan tuttum ve odama doğru götürdüm.

"Kalbinin atan sesi buraya kadar geliyor, Levan. Sakin olmalısın." Kuzey'i yatağa oturttum ve ben de yanına oturdum.

"Ben heyecanlanmam, Kuzey." Sesimi değiştirmek gerçekten çok zordu ama bunu yapmalıydım. Kuzey, beni asla tanımamalıydı.

"Sen öyle diyorsan öyledir, güzelim." Güzelim demesiyle dudaklarımın arasından titrek bir nefes çıktı. Kuzey'in eli yavaşça belimi bulduğunda beni, kaşla göz arasında kucağına çekmişti. Heyecandan ölmek üzereydim fakat son cümlem yüzünden bunu asla belli etmemeliydim.

Kuzey'in elleri olması gerektiğinden daha sakin bir şekilde vücudumda geziniyordu. Sanki benim vücudum bir haritaydı; Kuzey de yolunu bulmaya çalışıyordu. Ben de ona ayak buldurmak amacıyla ellerimi, saçlarına daldırdım.

"Mükemmelsin, Levan. Mükemmel." Aniden durduğumda Kuzey, şaşkınlıkla ağzını açmıştı.

"Neden durdun?" Kucağından indim ve yatağın başlığına doğru yaslandım. Kuzey, yavaşça yanıma geldi ve elleri bacaklarımı buldu.

"Bana Levan dememen gerekiyor, Kuzey. Bunu istemiyorum. Bana artık Lev olarak hitap et. Bunu sana çok kez söyledim. Sanki inadıma yapıyorsun." dedim ve yataktan kalktım. Kalkmam ile tekrar yatağa düşmem bir oldu. Çünkü Kuzey Bey, beni kolumdan çekmiş ve kucağına düşürmüştü.

"Napıyorsun Kuzey?" dedim kısık sesimle. Sessiz söylediğimi fark ettiğinde alt dudağımı dişledim. Heyecanlandığımı anlamıştı. Siktir.

"Sana Levan demek istiyorum. İsminin anlamını biliyor musun, Levan? Karşılacakları kader tarafından belirlenmiş iki insanı bir araya getiren güç. Sen bizi bir araya getirdin, Levan." dedi ve dudaklarımızı birleştirdi. Ona karşılık vermediğimi fark ettiğimde kalçamı sıktı. İnlemek zorunda kaldığım için dudaklarım aralanmıştı. Dili, dudaklarımın arasından içeri girdiğinde artık karşılık vermeye başlamıştım.

"Kuzey..."

"Efendim, Levan?" dedi ve dudaklarını boynuma indirdi. Başımı geriye doğru attım ve kesik kesik nefes aldım.

"Söylesene, Levan." Elleri kalçalarımda dolanıyordu. Ne söyleyeceğime odaklanamıyordum ve o benden söylememi ısrar ediyordu. Yapma, Kuzey. Beni hedefimden şaşırtıyorsun. Bu kadar etkileme beni.

"Yok bir şey, Kuzey. Sadece çok mükemmelsin."

Kuzey, tekrar dudaklarımı öpmeye başladı ve beni kucağından indirip yatağa yatırdı. Üstümü çıkarmaya çalışıyordu fakat göz bandından dolayı zor oluyordu. Üstümü çıkardığımda Kura, göğüslerime yönelmişti. Bir eli ile sağ göğsüm ile oynuyordu; diğer göğsüm ise dudakları arasında parçalanıyordu. Dikkatim dağılıyordu.

Kuzey'in elleri bacaklarıma doğru gittiğinde hemen yanımda duran şırıngayı alıp boynuna sapladım. Siktir.

Bilinci yavaş yavaş kapanırken elleri göz bandına gitti fakat açamadı. O kadar güçlü değildi ve sonunda bilincini kaybetti. Üstümü giyindikten sonra Kuzey'e baktım.

"Özür dilerim, Kuzey. Seni çok seviyorum ama..."

"Sevgi her şeyi kurtarmaz."

🕯️

Levan'ın isminin anlamı başka bir kelimenin
anlamı. Çok hoşuma gittiği için kullandım.

🕯️

MEFTUN | TEXTİNGWhere stories live. Discover now