15

15.2K 1.6K 1.4K
                                    

Salonunun tüylü halısının üzerinde bağdaş kurarak elindeki bitirdiği beşinci birasınında dibini gördüğü için uflamış ve kırılma ihtimalini hiç umursamadan parkelerin üzerine cam şişeyi savuşturan sevgilime karşılık sakinlikle onun mayışmış hareketlerini izlemiştim.

Sarhoş olmadığını savunuyordu lakin o çizgiyi geçeli baya olmuştu.

Peltek peltek konuşup ağzının içinden bir şeyler mırıldanıyor ve sürekli havanın çok sıcak olduğunu söyleyeyip altındaki zebra desenli kısa şortu çıkartmaya çalışıyordu ki o şort çok kısa olduğu kadar oturuşu yüzünden baldırlarını bile kapatmamıştı ve gözümün kaymaması için sürekli kendimi Jeongguk'un yüzüne bakmak için şartlıyordum fakat hepsi sevgilimin ilgisi dışındaydı.

O hala şortunu çıkartmak istiyordu.

"Elindekini ver!" Elimdeki viski dolu bardağı almak için kolunu uzatan sevgilimi uyarmak amacıyla ismini dişlerimin arasında yinelerken azarlar tonda çıkan ses tonum yüzünden küçük çocuklar gibi dudaklarını aşağı sarkıtmış ve kollarını da birbirine kavuşturarak bana altan alta bakmaya başlamıştı.

Sanırım onunla içmek iyi bir fikir değildi hele kafa dağıtmak isterken...

Sadece kafamın içinde dönüp duran her şeyi siktir etmek ve gerçekten bu zihnimin içinde dönen her düşüncenin artık beni bunalttığı bu hayatın bana sunduğu problemlerden arınmak için içmek istemiştim.

Kanlarını taşımadığım ama canımdan saydığım anne ve babamın düzelmeyen maddi durumlarına, neredeyse doğar doğmaz beni düşünmeden terketmiş ve yıllar sonra hiçbir şey olmamış gibi karşıma çıkmaya yüz bulabilmiş kanlarını taşıdığım lakin benim için ölüden farksız gerçek aileme veya Jeongguk ile bu sahte sevgilicilik oyununun altından kalkamayacağıma ya da artık Jeongguk'un alışık olduğu ama benim yeni yüzlerini farkettiğim sınıfımızdaki insanlara,yakınımızda sandıklarımıza... Kısacası her şeyine, tepetaklak giden hayatıma içmek istemiştim.

Sadece biraz nefes almak istedim ve kendimi Jeongguk'un kollarını arasında sıkıca belini sarmalarken bulmuştum.

O ise ne olduğunu anlamasa bile kollarını boynuma dolayarak her şeyin geçeceğini ve bir yol olacağını söyleyerek beni avutmaya çalışmıştı fakat hiçbir şekilde sonu aydınlık bir yol yoktu.

Hele ki daha arkadaşlarının kendi arkasından çevirdiği oyunlardan habersiz Jeongguk için hiç yoktu...

__________

(birkaç saat önce)

"Jeongguk gelmiyor musun? Geç kalacaksın yemeğe"

Lavabodaki gergin halimle ayna karşısında terden dolayı hafif nemlenmiş saç diplerime sağ elimle önem vermeden savuştururken karşı tarafta kısıkça kendi eline küfür eden sevgilimi anlamaya çalışıyordum.

Çok süslüydü bu çocuk...

Derin bir nefes alarak pantolomun içine sıkıştırdığım beyaz gömleğimden çıkan artık kırışmış bölgeleri tekrardan özenle aynı yerine sokmaya çalışırken kulağıma sabitlediğim telefondan hala almak istediğim cevabı geç aksine kısık sesle küfürlerine devam eden Jeongguk'un ismini yenilememle sabrımın son sınırlarındaydım artık.

"Taehyung!Kahretsin sosu yaktığım gibi elimi de yaktım ve sanırım evi de yakacağım!"

Gereksiz bir şekilde nefes nefese konuşan Jeongguk'un anlamsız ve bir o kadar sorduğum soruya karşılık alakasız cümlelerini kendimce yeni bir anlam kazandırmaya çalışırken ne saçmaladığını düşünüyordum.

backstabber | taekookWhere stories live. Discover now