13

14.7K 1.6K 894
                                    

"Taehyung biraz daha hızlı kes şunları!" Yanımda dikilen Jeongguk'un mızmız sesine nazaran işime daha bir hızla devam etmem gerekirken elimdeki bıçağı siyah mermerden oluşan mutfak tezgahına sertçe bıraktığım gibi yanan gözlerimi silmiştim lakin yanlışlıkla soğanlara dokunduğum elimle...

Ben yapacağım işi sikeyim ya.

Daha fazla yanan canımla yerimde huysuzca tepinmeme karşılık benim sahte sevgilim benimle ilgilenmek yerine kahkaha atarak halime gülüp duruyordu.

Sinirden kafasında soğanları parçalayacaktım şimdi.

Hala güldüğüne emin olduğum Jeongguk,kolumdan tutarak beni ortada duran yemek masasının herhangi bir sandalyesine oturttuğu gibi çenemden tutup yüzümü yukarı kaldırmama sebep olmuştu.

Sıkıca kapalı tuttuğum gözlerimin üzerinde nemli bir bez parçasının usul ve nazik dokunuşlarla dolaşırken bir yandan da akan burnumu çekiyordum.

Tanrı aşkına biz dışarıdan yemek sipariş etmek yerine neden kendimiz yemek yapıyorduk ki!

Jeongguk'un saçma işleriydi işte. Bir hışımla final sınavımızdan çıkar çıkmaz onu eve bırakmam konusunda resmen bana emir vererek yakın arkadaşlarımla oturmama müsaade etmemişti.

Arkadaşlarıma 'akşam görüşürüz' demiş onların Jeongguk'un bu davranışına karşılık sessiz kalmalarını sağlarken arabaya bindiğimiz gibi rotamı sevgilimin evine çevirip onu eve bırakacak ve bizimkilerin yanına dönecektim lakin planım düşündüğüm gibi ilerlememişti.

Jeongguk önce beni evinde bir bardak kahve içmem konusunda ikna etmiş daha sonrasında anlamadığım bir şekilde onun bana sunduğu 'bu gece benimle kal' teklifine kafamı onaylamak için aşağı yukarı sallarken bulmuştum.

Eh Jimin'i arayıp planımın değiştiğini söylediğimde de ikisinden de şaşırtıcı şekilde yeni duyduğum küfürlü cümlelerle aramayı bir an önce sonlandırmıştım.

Evet emin olmuştum,Jeongguk bana büyü yapmıştı.

Yoksa ben neden yakın arkadaşlarım yerine sahte sevgilimin teklifini kabul edeyim ki?

"Geçti mi biraz daha?" Gözlerimi kısıkça açarak bakmaya çalıştığım zaman Jeongguk'un sorduğu soruyla kafamı aşağı yukarı sallayarak beni anlamasını sağlarken hala bana gülerek bakan sevgilime karşılık tekrardan akan burnumu çekerek yüzümü huysuzlanırcasına buruşturmuştum.

Kızarmış ve sulanmış gözlerimin ayriyeten sanırım yüz ifademden dolayı sevgilime bu durum komik gelirken küçük kıkırtısıyla her iki yanağımı tutup yana çekiştirerek küçük kıkırtısı sessizliğimizi bölmeye devam etmişti.

"Çok tatlısın!" İçinde daha fazla saklayamazmış gibi bir çırpıda yüzümü avuçlamış hamur yoğurur gibi sıkıp dururken ellerimi kalçalarının tam üzerine koyarak kendime doğru çekmiştim.

Ani hareketim yüzünden nefesi teklediği gibi yüzümde gezdirdiği elleri de duraksamıştı ve bu yüzden artık yanaklarımı usulca severek soğan yüzünden gözyaşlarımın süslediği yerleri silmeye başlamıştı.

Gözlerine bakarak değişen ruh halini anlamdırmaya çalışırken Jeongguk'un gözleri yavaşça yüzümün her bir noktasında gezdirmiş en son bakışlarını dudaklarıma değdirirken yavaşça bana yaklaştığından habersiz olduğunu bana belli etmişti.

Gözlerinin hala dudaklarımda olan bakışları gibi bu sefer benim bakışlarım onun benimkine nazaran küçük ve dilini gezdirerek nemlendirdiği iki kırmızı et parçasında gezdirmiştim.

Küçük tatlı kiraz dudaklarda...

Biraz daha bedenini kendime çekerken sandalye üzerinde oturduğum vakit açık olan bacaklarımın arasında kendine yer edinen sevgilimin eğdiği yüzüyle nefesimi dudağının sus çizgisinde hissetmesiyle öne doğru atılarak öpücüğümüzü başlatmıştı.

backstabber | taekookWhere stories live. Discover now