⊹11⊹

482 55 25
                                    

Bir aydan belki de biraz uzun bir zaman geçmişti ve Taehyung bu süre boyunca ara ara Jungkook'u darlayarak resmen onda sinir stres bozukluğu yaratmıştı. Her an diken üstünde, acaba şimdi ne yapacak ya da biri öğrenecek mi diye düşünmekten kırk yıl yaşlandığını hissediyordu. Bir de hiçbir şey olmamış gibi kalkmış Seul'ün en büyük alışveriş merkezine gelmişlerdi.

Gözlerini bir an olsun onun üzerinden ayırmayan Taehyung ise çocuğu yeni yeni tanımaya başladığını hissediyordu. Büyük kapıdan ilk girdiklerinde doğruca takıcıya koşmuştu, küpelere ve kolyelere bakarken gözüne küçük aynalar takılmıştı ve uzun bir süre sepetin içindeki el aynalarından hangisinin daha güzel olduğuna karar vermeye çalışmıştı. Daha önce aynalara bu kadar hayranlık duyan kimseyi görmemişti. Çocuğun huyları ciddi anlamda beklenmedikti.

Sonrasında bir oyuncak mağazasının önünden geçerlerken şakasına Jungkook'u içeri sokmaya çalışmıştı ama gözleri önünde yüzü kirece döndüğünde ne yapacağını şaşırdı. Amacı sadece onunla uğraşmak, ona küçük çocuk muamelesi yapmaktı, nereden bilebilirdi ki oyuncak bebek fobisi olduğunu. O gün de şanslarına mağazanın vitrini piyasaya yeni sürülmüş gerçekçi oyuncak bebeklerle doldurulmuştu.

Elleri buz kesmiş, titremeye başlamış çocuğu oradan zar zor uzaklaştırırken onu bu hale getiren nasıl bir travma yaşamış olabileceğini düşünüyordu. Düzelmesi zaman almıştı, ikna olmasını sağlayan şey ise çikolata kaplı meyveydi.

Çeşmeden sıcak sıcak alınıp külahın içindeki meyvelere dökülmüş çikolatayı iştahla yerken ona biraz daha yaklaştı ve şakacı bir tavırla kolunu omzuna attı. Fakat Jungkook omzunda hissettiği elle anında geri kaçtı ve kaşlarını çatarak sinirini belli etti. "Bana dokunma."

Bu gereksiz tepki Taehyung'un göz devirmesine neden olmuştu. Altı üstü takılıyorlardı işte. Bir yıldan fazla süredir ilk defa doğru düzgün dışarı çıkmış, beraber vakit geçirmişlerdi. Buna rağmen inatçılığından ödün vermiyordu. Üstelemedi.

"Çikolata bulaştırmışsın yüzüne." dedi kıtır külahı ısırırken. Külahın kenarındaki çikolata dudağının kenarından yanağına doğru bir çizgi oluşturmuştu. "Joker'e benziyorsun."

Yaptığı makyajın telaşına düşen Jungkook külahı onun eline tutuşturduğu gibi çantasından az önceki takıcıda aldığı aynayı çıkardı ve yüzüne baktı. Çok kötü durmuyordu, peçeteyle kolaylıkla alabileceğine karar vererek peçete çıkarmaya yeltenmişti ki yanağında hissettiği bir baş parmak çikolatayı dudağının kenarına kadar sıyırıp almıştı.

Şaşkınlıkla çikolata bulaşmış parmağını dudalarının arasına alıp emen adama bakarken yüzünü buruşturdu. Sonra tekrar aynayı açtı ve yüzünü kontrol etti. "Fondötenimi bozdun!"

"Dünyanın sonu mu Jungkook?" Çantasından hemen aldığı fondöten kutusunu açıp içindeki süngerle yanağındaki deforme olmuş yeri düzeltirken "Ne anlarsın ki sen?" diye çıkıştı. "Ayrıca elin temiz miydi de ağzına alıyorsun?"

"Mikrop kapıp ölürüm diye mi korkuyorsun?" diye sordu Taehyung. Yüzünde sinir bozucu bir gülümseme belirmişti.

Elindeki fondöten kutusunu avucunda kapatırken yan bir bakış attı. "Gebersen umrumda olmaz, cenazene bile gelmem."

"Tabi Jungkook, boşu kes de şu mağazaya girelim." Önünde durdukları oldukça pahalı markaya ait mağazaya sulanan ağzıyla bakarken Taehyung'u ve ona verdiği çikolatalı külahını bile unutmuş, ellerini heyecanla çırparak içeri koşmuştu.

Yeni sezonun ürünlerine teker teker göz atıp kumaşlarını kontrol etmek için ellerken gözüne siyah ekoseli, pileli, belinin yanında kemer detayı olan bir okul eteği takıldı. Nude sattığı hesabında paylaştığı eteklerine benziyordu ve genel olarak giydiği tarzdaydı. Fakat hiç görmemiş gibi yaparak bakışlarını farklı kıyafetlere çevirdi. Ona istediğini vermeyecekti, bu eteği alsa da daha sonra Taehyung'un görmediği bir yerde alacaktı.

"Bunu denemeye ne dersin?" Asimetrik bir kesime sahip mini kot eteğe bakarken "Evet, hoşmuş..." diye mırıldanmaktan alamadı kendini. Ama hemen toparlayıp "Aynen, ver kartını alayım." dedi ve avucunu uzattı.

Taehyung sadece gülmüş "Ödeyemeyeceğimi mi sanıyorsun?" diyerek arka cebindeki kartlığından görünüşü bile zengin olan kredi kartını çıkarıp eline vermişti.

"İyi, güzel. Madem ödeyeceksin birkaç crop da almamın sorun yaratmayacağını düşünüyorum?" Elini beline yerleştirip sinir bozucu ifadesiyle sordu. Fakat Taehyung sinirlenmemiş, aksine keyifle gülümserken birkaç adım yaklaşıp yüzlerinin arasında santim mesafe kalmasına neden olmuştu. "Tüm cropları satın alsan da fark etmez bana. Tabi benim yanımda hepsini giyebileceksen."

Burun kıvırdı Jungkook. Ardından arkasını dönüp raflara bakmaya devam ederken "Susadım ben." diye bir bahane attı onu uzaklaştırmak için. "Kahve mi alsan?"

Taehyung sabrının sınandığını hissediyordu. "Hangi kahveden istiyorsun?"

"Venti iced latte; altı pompa hazelnut şurup, vanilya kremalı soğuk köpük ve serpiştirilmiş karamel parçacıklarıyla birlikte lütfen."

"Oradan bakınca Starbucks çalışanına mı benziyorum?" diye sordu duyduklarının şaşkınlığıyla.

Jungkook ofladı ve "Büyük boy hazelnut caramel iced latte." diye kısa yoldan söyledi istediğini.

Taehyung bu söylediğini unutmamak için laf etmeden, sessizce çıktığında onun yemi yemesinin mutluluğunu yaşayan Jungkook gözüne koyduğu eteği kapıp birkaç parçayı da yanına ekleyerek kasaya koştu. Şimdilik alıyordu, denedikten sonra bedenleri olmazsa gelip değiştirecekti.

Kasada ödemeyi kartın temassız özelliğiyle yaptıktan sonra aldığı pahalı kıyafetlerin çantasıyla mağazadan çıkmış, elindeki kahveyle yeni yeni yanına gelen Taehyung'u gülümseyerek karşılamıştı.

"Bir şey kalmamış dediler ama ne olduğunu anlamadım." dedi Taehyung kafası karışmış şekilde. Sonra Jungkook'un alışverişi çoktan tamamlamış olduğunu fark etti.

Resmen oyuna getirilmişti.

"Teşekkür ederim, alayım ben onu." dediği gibi kahveyi kapan çocuk ağzını açmasına kalmadan kırıtarak önünden yürümeye başladığında derin bir nefes almış, bir kez daha sabır dilemişti.

Onunla baş etmek imkansız derecesinde zordu.

🪞

Şu aralar yazarken zevk alamıyorum, yazdıklarım da asla tam gelmiyor ama bence idare eder bir bölüm oldu. Umarım beğenmişsinizdir.

Diğer bölüme kadar kendinize iyi bakın~

-Bunny

Talk to My Skin≒TaeKookWhere stories live. Discover now