Bana dünyaları verdin

395 32 133
                                    

"Jimin?"

Elimi yana atıp Jimin'i hissedemememle gözlerimi hızlıca açıp etrafa baktım. Endişelenecek bir şey yoktu,bunun farkındaydım zaten ama yine de ayağa kalkıp aşağı inme istegimi durduramadım.

Hafifçe ayağı kalkıp gözlerimi ovusturarak odadan çıktığımda görüş alanıma Jimin giremese de çıkardığı sesleri duymamla sağa dönmüştü yüzüm.

Ve orada da Jimin yoktu, bir odanın kapısı açıktı ve orada ne yaptığı hakkında bir tahmin yürütemedim. Belki de eşyaları sığmadığı için oraya koyuyordu.

"Yoongi?"

Arkamdan gulyabani gibi çıkıp omuzlarımdan bana sarılınca korkmadan edemedim. Kollarımı onun kollarına sararak onu hareket ettirmeden döndüm.

"Neredeydin? Ne yapıyorsun böyle?"

Üzerinde çok kullanıldığı ve eski olduğu belli olan bir sıfır kol, altında da günlük şortuyla karşımda duruyordu.

"Hiçbir şey, kahvaltı hazırlamaya inecektim."

Kaşlarımı çattım.

"Neden o zaman odanın kapısı açık? Kullanmadığını söylemiştin? Ayrıca garip garip sesler çıkarıyordun."

"Senin eşyalarını belki oraya da transfer edebilir miyiz diye düşündüm. Sıkışıklık olmasın istemiştin, ona bakıyordum. Rahatsız ettiyse üzgünüm."

Yüzünü asmasıyla benim de moralim bozulmuştu. Onu çok sıktığımı düşünmüştüm. Yüzünü iki elim arasına alarak konuştum.

"Hayır, ben üzgünüm. Ve sorun değil, zaten yoklugun beni uyandırıyor."

Gülümseyerek bana bir adım daha yaklaşmıştı.

"Birileri birlikte yeni bir yatakta uyumayı çok sevmiş bakıyorum."

Yaptıgı imaya gülerek dudaklarını öptüm.

"Birileri de çok aşık olmuş bakıyorum."

O da aynı şekilde karşılık vererek sarıldı. Birkaç saniye sonra sarılmamız bitmiş ve ayrılmıştık. Jimin odaya giderek ışığını kapatmış ve kapısını da kapatarak yeniden merdivenlere yönelmişti.

Şüphelenmeden aşağı indim. Belki de odaya girmemi istemiyordu çünkü orada anıları vardı?

Anıları..

Başka biriyle olan anıları mi?

Belki de başka birinden kalan hatıraları oraya saklamıştı. Bunun için onu suçlayamazdım sonuçta.

"Pekala, sevgilin sana kraliyet sofrası hazırladı."

Elleriyle ukalaca masayı gösterip sandalyemi çekince gülmeden edemedim.

"Ah,çok sağolun Prens Park."

Çektiği sandalyeye hızlıca oturup onun da aynı şekilde oturmasını bekledim.

"Ee nasıl olmuş?"

Daha çatalımı omlete batırır batırmaz konuşunca kahkaha attım.

"Bırak da yiyeyim bir Jimin."

Derin bir nefes verip geriye yaslandı. Belli ki yorumumu heyecanla bekliyordu. Onu daha fazla bekletmeden çatalıma bir dilim alıp ağzıma götürdüm.

Onu heyecanlandırmak çok güzeldi çünkü Jimin'in kendisi heyecanlıyken çok güzeldi.

"Biliyor musun,"

Agzimdakini bitirip ciddi bir tavırla arkaya yaslandım. Jimin Bu ciddiyeti anlamamıştı bu yüzden kaşlarını çatarak bana yaklaştı.

"Sevgilimin dediği kadar varmış."

daddy•yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin