9. Bölüm • Normal

16 3 0
                                    

Bölüm şarkısı :  Anne Marie - Alarm


8. Bölüm - ''Normal''


Bitmek bilmeyen iki haftanın ardından her yerimi rahatça kontrol edebiliyordum. Saçlarımı havluyla kurularken aynaki yüz ifademi seyrettim. Oldukça çökmüş bir görüntüm vardı. Bu görüntüden hoşlanmıyordum beni fazlasıyla rahatsız ediyordu. Saçlarımı çabucak havluya sardıktan sonra iç çamaşırlarımı giydim. Mesaj sesini duyduğumda yatağın üstündeki telefona uzandım. İlk derse oldukça geç kaldığımı gözüme çarpan ekran saati belli ediyordu. Üzüldüğümü söyleyemezdim. Aksine sevinmiştim. Mete'nin attığı mesajı yanıtladıktan hemen sonra dolabın kapağını açtım.

Yaşadığım rezillik aklıma gelince kendimden utandım. Annemin sesini duyduğumu sanmıştım. Sonrasında ise kırdığım kolumu düşerek tekrar kırmıştım. Sanırım ilaçlarımı içmediğimde halüsinasyon görüyorum. Aklıma gelmişken çekmeceyi açıp ilacımı aldım. Kutu yeni olmalıydı. Üstüne baktım. İlacın değiştiği ve dozunun arttığını görmek zor değildi. Bunu daha sonra doktora sormayı aklıma not edip su doldurdum.

Mutfağa inip bir çikolata çıkardım dolaptan. Belki de doğru düzgün yediğim şey şu abur cuburlardı. Kilo almamış aksine zayıflamıştım.

Okula 3 ders geç kaldığımdan dersler çabuk geçmişti. Fazlasıyla insanla muhattap olmuş ve bunalmıştım. Geçmiş olsun dilekleri, kazayla ilgili teoriler... Bir sürü saçmalık dinlemiştim ve bu midemi bulandırmıştı. Çıkış zili çaldığında en erken çantasını toplayıp hazırlanan bendim. Ayağa kalktığım an geçmeme izin vermeyen ele baktım. Kolumu hafifçe tutmuş yüzüme bakıyordu. Bugün onunla oturmuştuk. "N'oldu?" Sınıfa göz gezdirip açık kahverengi gözlerine baktım. Sınıfta kapıdan çıkmak üzere olan bir kaç kişi vardı. "Bugün beraber gidelim ben seni bırakayım eve." Teklifini kabul etmeyi düşünürken 1 saat sonra antremana gitmem gerektiğini hatırladım. "Bilmiyorum olabilir ama eve gitmeyecektim." Biçimli kaşlarını hafifçe çatıp gözlerime baktı. "Nereye?"

Onunla beraber vakit geçirmek istediğimden teklifini reddetmek istemedim. Ama antremana da gitmem gerekiyordu. Bu yüzden beraber tatlı yeme fikrini ortaya attım.

Garson gittikten sonra Çağlar'ın yüzüne baktım. Uzun kirpiklerinin altındaki gözleri dışarıdaki dilenci çocuğa takılmıştı. Bir kaç kere baktığı yer ve onun arasında gidip geldim. Ne düşünüyor olabilirdi? O an düşüncelerini öğrenmekten çok o güzel yüzünü incelemek istiyordum. Bir yandan uzun bakışlarımın yanlış anlaşılacağından korkuyordum. Ve korktuğum başıma geldi. "Neden öyle bakıyorsun?"

Yüzündeki gülümsemeye karşılık verdim. "Sen ne düşünüyorsun öyle dalgın dalgın?"

"Aklıma birkaç anı geldi onları düşündüm." Cevabı yeterince met değildi. Nasıl bir anıydı. Merak etsemde sormak gelmedi içimden. Sessiz kaldım. "Meslek olarak ne seçmeyi düşünüyorsun var mı aklında bir iş?" Sorduğu soruyu düşündüm. Aklımda birkaç meslek vardı ama emin olamıyordum. Zaten bu sene tercih yapmayacaktım. "Şu an aklımda pek net bir şey yok bir sene beklemeyi düşünüyorum. Peki ya senin?" Mühendis olmak istediğini söyledi. Garip bir daldı. İsmi bile tuhaftı. Bu konuya ne kadar uzak olsam da oldukça ilgili dinledim. Uzun yıllar başka ülkede olması konuşmasında kaymalara neden oluyordu. Aksanındaki bozukluk hoşuma gidiyor beni etkiliyordu. Toparlanmam gerektiğini düşündüm. Sersem gibi görünüp kendimi rezil etmek istemiyordum.

Neden - SonuçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin