My Handsome Hyung -taekook-

planlar falan yok

|planlar falan yok

"Herkesin gelmesine gerek yoktu."
Burnumu çektim.

"Öyle deme küçük tavşanım."
Saçımı okşayan Jin hyung konuşmuştu.

"Sıçacağım ağzına!" Jimin sesli bir şekilde söylendiğinde ona baktım.

"Jimin sakin ol lütfen."

"Nasıl olayım benim kookiem! Seni yolda bırakmış, bağırmış bağırmış birde bir daha konuşmayalım demiş!"

Gözlerimin dolduğunu hissederken Jin hyung'a daha fazla sarıldım.

"Jimin sus." Dedi Jin hyung.

"Jungkook artık bırak şunu! İyiliğini istediğin halde sana neler yapıyor benim küçük meleğim." Dedi oradan çıkan hoseok.
Jimine katıldığını belli ediyordu.

Jimin oradan elini uzatıp elimin üstüne koydu.
"Bak kookie.. gerçekten çok uğraştın tamam mı? İki, iki kez ona yardımcı olmaya çalıştın."

Derin nefes aldı. Benim için oldukça üzgün olduğunu belli ediyordu.

"Ama bırak daha fazla uğraşma. Eğer olacaksa her türlü olur zaten bebeğim tamam mı?"

Kafamı usulca salladım.
Yormuştu beni artık uğraşmayacaktım.
Aşk acısı canımı yakıyordu şuanda.

"Gidin isterseniz, sizide rahatsız ettim.."

"Öyle şeyler olur mu benim kookiem?"  Jimin usulca elimi tutmaya devam ederken konuştu.

"Aynen tavşanım burdayız bu akşam. Hem evdede tek yaşıyorsun bunu değerlendirmeyeli çok oldu. " Dedi Jin hyung.

"Ayyy Jin bize güzel bir şeyler hazırlasanaa yaaaa." Dedi oradan çıkan hoseok.

Burukça gülümsedim.
"Siz yiyin ben aç değilim."

***
Herkes taehyunga o kadar öfkeliydi ki. Bir kaç gün sonra okula geldiğimde onu görmeme bile izin vermemişler bir bahane bulup, beni onun yanından çok sürmeden uzaklaştırmışlardı.

Taehyung'un yüzünü bir kez görememiştim.
Anladığım kadarıyla oda gururuna yenik düşmüş benden özür dilemeye bir kez olsun çalışmamıştı.

Sevmediğini o kadar açık belli ediyordu ki, kalbime onun yüzünden bile diyemediğim o sızı, o küçük ağrı girmişti.

Ben onu her gün düşünüyorken, onun başkaları ile yatması, ben onun için okula giderken, onun başkaları ile takılması.. gibi şeyler oldukça canımı yaksada, ona yapma diyemezdim.

Çünkü biz en yakın arkadaşlar bile değildik onun o gün dediğine bakınca.
O gün öğrendim ki.. o sırf abim istediği diye konuşuyormuş.

O kadar kırıcıydı ki o gün. Ona aşık olduğuma lanet ettim.
Onun iyiliğini isterken, onun bu şekilde bana darbe atması..

Keşke küçüklüğüme dönüp, ondan bir şekilde nefret etseydim. Keşke o gün ona aşık olmasaydım.
Keşke.. keşke demek zorunda kalmasaydım.

Bunları düşünürken Jin hyugun yanıma geldiğini ve yine beni çekiştirdiğini görünce iç çektim.

"Hyung.. lütfen çekiştirme."

"Hadi ama kook, bir şey göstereceğim."

Hemen durdum ve diğer elimi Jin hyungun eline attım.
Bu sayede ikimizde durmak zorunda kalmıştık.

Diğerleride bize doğru gelmiş, durduğumuzda ne olduğu hakkında Jin hyunga bakıp, kaş,göz hareketleri yapmaya başlamışlardı.

"Beni bir yerden,  bir yere çekiştirip durmayın. Onu görünce daha kötü hissedeceğimi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz lütfen durun."

"Koo-"

"Jin hyung lütfen.. ben sadece.. sadece onu görsemde sorun değil gerçekten."

Jin hyung kavradığı kolumu ve az önce tuttuğum elimden ayrılmış, diğerleri ile toplaşıp sessizce konuşmaya başlamışlardı.

Hepsi benim fikrimce düşünüp, fikirlerini atmış benim için fikirlerini toplaşmış, en sonunda kararlarını verip bana dönmüşlerdi.

"Eğer ufak bir göz dolması görürsek, onun yanından bahanesiz uzaklaşacaksın." Dedi hoseok hyung.

Ardından Jim konuştu.
"En ufak göz dolması olursa, kendi iradenle uzaklaşacaksın oradan. Yoksa sözümüzde durmayız. Anlaştık mı?"

Beni rahat bıraksınlar istiyordum.. bu yüzden tamam anlamında kafamı salladım.

Canım yanlız kalmak istediği için sahte bir gülümseme ile yanlarından ayrıldım.

Yönümü tuvalete çevirmiş, oraya doğru ilerlemeye başlamıştım.
Tuvalete doğru giderken aklıma taehyung'un sözleri geldiği için gözlerim ufak ufak dolsada sorun değildi.

İzin verdim göz yaşlarımın akmasına, tuvalete girdiğimde hemen çesmeye geçtim.
Kimsenin olmamasını kullanıp, yüzümü yıkamaya başladım.

Aynadan bakarken biranda kendimi bir tuvalatin içine çekildiğini ardından birinin tuvalet kabinin kilidini gördüğümde olduğum yerde kala kalmış, onun yüzüne bakakalmıştım..

Bölüm sonu.