Karan'ın öncülüğünde bir süre ilerledim. Hiç bir şey göremediğim gibi bana öncülük eden kişininde yer yön bilgisi berbattı. Varacağımız noktaya gelene kadar tam 4 kez bir yerlere çarpmıştım onun yüzünden.

"Geldik mi?"

Sinirli sesimle sorduğum soruma bir cevap alamadım.

"Alo kime diyorum?"

Elimi hafifçe yan tarafa attım. Karan'a çarpması umuduyla salladığım elim boşluğa düştü.

"Karan?"

Tedirgin bir şekilde sorduğum soruya da cevap gelmedi. Onun yerine bir anda müzik çalmaya başladı. Korkuyla irkildim ilk önce. Ardından çalan müziğe kulak verdim.

Bir kaç saniye melodi çalmasıyla birlikte arkamda bir hareketlenme hissettim.

Göz bandımın ipleri çözüldü.

Ve o an şu sözleri duydum.

"Salagadoola mencihicka boola bibbidi-bobbidi-boo"

Gördüğüm ilk şey karşımda elinde tuttuğu beyaz bir asayı bana sallayan Yade olmuştu. Müziğe eşlik edip hafifçe dans ediyordu.

Şaşkınlıkla ona baktım.

Daha neler olduğunu kafamda oluşturamazken Yade asasını salladığından nereden çıktığını anlamadığım iki kişi buz mavisi bir elbiseyi bana doğru uçuşturarak getiriyordu. Bir kişi arkadan topuz yaptığım saçımı çekiştirerek açtı.

Yade asayı bir kez daha salladığında kırmızı bir yastık üzerinde duran cam ayakkabılarla bana doğru gelen bir adam çıktı ortaya. Herkes tıpkı Sindirella'da ki gibi eski geleneksel saray kıyafettileri giymişti.

Kocaman açılmış ağzım ile olanları izledim.

Yade bana doğru gelmeye başladı. Etrafama bakındım. Bir sürü insan vardı. Bir çoğu tanıdık yüz olsa da şu anda kim kimdi diye çıkarmayacak kadar şaşkındım. Böyle bir şeyi hiç beklemiyordum. Yade beni hafifçe ittirerek yönlendirdi. O an arkamda bir oda olduğunun ve beni o odanın içine sokmaya çalıştığının yeni farkına

Beni odaya soktuktan sonra ayakkabı ve elbiseyi tutan hanımlarda peşimden gelmişti.

Ve Yade kapıyı üzerimize kapadığı an müzik sonlandı.

Elbise bir askıya asıldı. İki kadın elleri boş kalınca bana yöneldi. Üzerime giydiğim elbisenin arkadan fermuarını açtılar. Onların tuttuğu elbiseyi giymem gerektiğini tabi ki anlamıştım. Ama şaşkınlığım beni ele geçirmişti.

"Neler oluyor burada" diye sordum şaşkınca. Ama kadınlar sanki konuşmama yemini vermiş gibi hiç bir şey söylemediler. Kocaman elbiseyi oldukça kısa bir sürede bana giydirdiler. Sindirella'nın elbisesinin neredeyse birebir aynısı olan elbiseyi giydikten sonra yine aynı şekilde camdan ayakkabılarına oldukça benzeyen topuklularıda giydirdiler.

Ve yine başka hiç bir şey konuşmadan odanın kapısını açtılar.

Elleriyle bana referans yaptıklarında dışarı çıkmak için adımladım. Kapıdan geçtikten sonra dışarısının kapkaranlık olduğunu fark ettim.

Yine mi karanlık!

Bu sefer şaşkınlığın verdiği etkiyle karanlığa doğru yürüdüm. Ve ben bir kaç adım attığım an sol tarafımda bir ışık yandı. Dönüp baktım. Bir şamdandı bu ve sadece olduğu yeri aydınlatan hafif bir ışık yayıyordu.

Abimin Kankası || TextingWhere stories live. Discover now