Bölüm 19

31K 451 10
                                    


Gözlerimi etrafta gezdirerek yutkundum. Gergindim ve modum düşüktü, Talhayla o günden sonra çok az konuşmuştuk ve yazdıklarıma da doğru düzgün cevap vermiyordu.

Yaklaşık bir hafta geçmişti ve bana karşı mesafeliydi.

"Anlatmayı düşünüyor musun artık?"

"Neyi?"

"Bu günlerdeki şu garip davranmanın sebebi." Bak eğer hâla Furkan konusuysa..."

"Hayır sadece biraz düşünmem lazım seninle veya Furkanla ilgisi yok."

Hafifçe tebessüm edip ayağa kalktı. Ve bana son bir kez bakarak okula girdi.

Sırtımı yasladığım ağaç belimi ağrıtmıştı fakat olduğum gibi durmaktan başka bir şey yapamıyordum.

Kafamı geriye atıp ağaca yasladım. Derin bir nefes aldığımda burnuma gelen tanıdık kokuyla Furkan'ın kendini yanıma bırakması bir oldu.

Bir süre ikimizde konuşmadık. Bakışlarımı yerdeki çimlerden ayırmıyordum. Ona gerçekten kırgındım hiç bir sebep olmamasına rağmen bana böyle davranması canımı yakıyordu.

Telefonuna art arda gelen bildirimler susmuyordu. Ara sıra açıp üstüb körü cevap verse de mesaj gelmeye devam ediyordu ve patlamama ramak kalmıştı.

Sertçe yutkunup sakin bir şekilde ayağa kalktım. Ona bakmadan yanından uzaklaştım.

Telefonuna bakmaya devam etti.

Kantine girip çikolata aldığımda Sinemle göz göze gelince daha fazla kendini kötü hissetmemesi için sırıtıp göz kırptım.

Ağzıma tıktığım çikolatayla en üste kata çıktım. Kapıdan geçip hızla tekrar kapattım. Normalde okulun terasına çıkmak yasak ama genelde kilitlemeyi unuttukları için giren çok oluyordu.

Yutkunup derin bir nefes çekerek boynumu geriye attım.

Bir kaç adım atıp minderlerin üstüne sırt üstü uzandım. Kafam o kadar karışıktı ki.

Acaba benimle sadece zaman mı geçirmişti? Onun için sadece bir eğlence miydim gerçekten?

Telefonuma art arda bildirim gelmeye başlayınca telefonu cebimden çıkarıp kimin mesaj attığını kontrol ettim.

Talha: Nerdesin?

Bir şey yazmadan görüldü de bırakıp sohbetten çıktım. Telefonu kapatıp cebime tekrar attım.

××

Gözlerimi aralamaya çalışırken bir yandan da ağrıyan sırtıma küfürler yağdırmayı da ihmal etmiyordum.

Nerde olduğumu anlamaya çalışarak bir kaç kez gözlerimi kırpıştırdım.

Siktir.

Uyuya kalmıştım ve hava kararmıştı. Saatin kaç olduğundan haberim dahi yoktu. Yanımda durab telefonu alıp açtığımda aydınlanan ekran gözlerimi acıtmıştı.

02.35

Gözlerimi pörtletip içimden yeni küfürler üretmeye başladığım sırada hızla ayağa kalktım.

Çok. Çok fazla mesaj vardı.

Derin bir nefes verip mesajlara kısa bir göz attım.

Talha: Güzelim niye görüldü attın?

Talha: İki ders geçti ve ikisine de girmemişsin nerdesin?

Talha: Sikeyim Ece nerdesin eve baktım evde de yoksun.

Talha: Ece lütfen aç telefonunu yalvarırım. Korkuyorum.

Talha: Nerdesin amına koyayım hiç bir yerde yoksun, kimsenin senden haberi yok.

Bunun gibi yaklaşık 54 mesaj daha vardı. Zaman kaybetmemek için hepsini okumayıp aradım.

İkinci çalışta açtığında beraberinde gelen yüz kızartacak küfürleri umursamayarak yutkundum.

"Nerdesin oğlum sen? Sikeceğim aklım çıktı iyi misin bişeyin var mı senin?"

"İyiyim ben. Okuldayım eve geçiyorum şimdi."

"Ne saçmalıyorsun sen amına koyayım. Kaç saattir ortada yoksun aklım çıktı diyorum kızım. Arayıp bana iyiyim eve geçiyorum mu diyorsun." sinirle gülüp nefesini dışarıya verdi.

"Geliyorum çıkma bu saatte okuldan." yüzüme kapatınca indiğim merdivende duraksayıp bir kaç saniye boyunca telefona ters bakışlarımı attıktan sonra inip ön kapının önündeki kaldırıma attım kendimi.

×







18+ ~ NUDE TEXTINGWhere stories live. Discover now