13 [changbin hyung]

1.9K 181 34
                                    

"karşı kaldırımdaki kişi changbin hyung mu ben mi yanlış görüyorum."

jisung ve felix şaşkınlıkla açılmış gözleriyle okulun kapısında bekleyen bedene odaklanmışlardı. ikilinin yanında duran chan bakmış oldukları yöne döndürdü kafasını. daha önce hiç görmediği beden görüş alanına girdiğinde merakla jisung'a döndü.

"o kim?"

changbin'den bakışlarını çeken ilk kişi jisung olurken, ilk olduğu yerde hüzünle caddenin karşı tarafında kalan bedeni izleyen felix'e, daha sonra ise chan'a çıkardı gözlerini.

"felix'in tek ailesi."

felix'in dolu gözleri sonunda changbin'in gözleriyle kesiştiğinde bir damla yaş akmıştı. çıkan öğrencilerin arasında merakla felix'i arayan changbin'in gözleri de bir noktada durduğunda chan gözlerini ikili arasında gezdirdi.

felix ağzından küçük bir hıçkırık kaçtığında, titreyen sesiyle kendisine uzak olan çocuk sanki duyabilirmiş gibi mırıldandı, "c-changbin hyung."

changbin sonunda hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamış çocuğa doğru koşup, tam dibinde biterek ince bele sardı kollarını. "çok özledim seni."

felix'in onu duyamayacağını biliyordu fakat alışkanlıktı işte. eskiden yaptığı bütün şarkıları büyük bir zevkle dinlettiği çocuğun bu halde olmasını sadece kazaya değil, kendisine de veriyordu. bütün ailesine veriyordu.

felix'in ailesi öldüğünde, amcası -changbin'in babası- dahil kimse ona kucak açmamış, kimse yaralarını sarmamıştı. tek jisung vardı ya eskilerden onu bırakmayan.

ikili birbirlerine sarmalanmışken, changbin sanki kendi gözyaşları akmıyormuş gibi geri çekilip felix'in yanaklarındaki ıslaklığı silmiş ve ağlamamasını söylediği el hareketlerini yapmıştı.

felix changbin'e kırgın değildi. hatta kırgın olmadığı tek kişiydi. felix tam yüz hizasında durmuş onu izleyen bedenin, yüzünü turladı bakışlarıyla. "ge-geldin. hyung geldin!"

heyecanla konuşan felix'le birlikte gözlerinden dolu dolu yaşlar akarken, dayanamayıp changbin tekrar sarıldı ince bedene. saçlarına küçük bir öpücük bıraktı. eskisi gibi güzelce sevdi kardeşini.

***

dörtlü bir kafede oturmuş jisung heyecanlı heyecanlı changbin'e bir şeyler anlatıyor felix ise sadece ikiliyi izliyordu. gözleri hala ıslaktı.

ikisi arasında 5 yaş vardı ve en büyük amcasının oğluydu. changbin yurt dışında ünlü sanatçılar için şarkı yapan bir yapımcıydı. felix daha çok küçükken changbin'in yayınlanmayan şarkılarını dinler ona ne kadar güzel olduklarıyla ilgili şeyler söylerdi. felix changbin'in sesine aşıktı. şu an karşısında jisung ile konuşan bedenin sesini duyamamak onu daha da hüzünlendirirken ağlamamak için dudaklarını dişlemeye başlamıştı.

felix bacaklarının üstündeki elinin üzerine konulan diğer bir elle bakışlarını yan tarafına çevirdi. chan ile göz göze gelmeleriyle, büyük beden felix'e karşı rahatlaması için gözlerini açıp kapatmış ve parmaklarının altındaki eli okşamıştı.

ikilinin birbirilerine bakışlarındaki anlamı o an farketmişti changbin. chan felix'e rahatlamasını istercesine gülerken, felix'in ona minnettarlık dolu bakışları çok özeldi.

sonunda jisung changbin'e anlattıklarını bitirip, felix'e döndü ve yavaşça chan'ın yüzüne dalmış çocuğu dürttü. ona dönen felix'le ellerini havaya kaldırdı. "hadi changbin hyunglara gidelim felix! o evdeki stüdyoyu çok özledim, eskiden orada çok eğlenirdik!"

jisung'un bahsettiği yerle felix'in kafasında hatıralar yer edinirken hafifçe tebessüm etti. ne çok şey yaşamışlardı o küçük stüdyoda. fakat oraya gidemezdi. jisung heyecanla felix'in onu onaylamasını beklerken felix'in söylediği ile hem kendi hem de changbin'in yüzü asılmıştı.

"amcamların beni görmek istediğini sanmıyorum."

"felix-"

"hyung senin bir suçun olmadığını biliyorum, kazadan sonra apar topar yurt dışına gittiginizde sen de daha reşit değildin o yüzden asla seni suçlamıyorum ama lütfen oraya gelmemi istemeyin."

chan felix'in söylediği cümlelerle bir şeyleri kafasında birleştirmeye çalışıyordu ve az çok bazı şeyleri anlamıştı.

changbin içine derin bir nefes çekip, kafasını onaylarcasına salladı ve konuyu kapatmak istercesine bakışlarını chan'a döndürerek elini uzattı. "neredeyse yarım saattir karşılıklı oturuyoruz ama hala tam anlamıyla tanışamadık. ben changbin, felix'in kuzeniyim."

chan kendisine uzatılan ele, elini uzatarak aynı şekilde kendisini tanıttı. "ismim chan, okuldan arkadaşız."

"gerçekten sadece arkadaş mısınız?" diyerek kaşlarını havaya kaldıran changbin ile chan'ın gözleri kocaman açılırken jisung kıkırdamaya başlamıştı. ne olduğunu anlamayan felix kaşlarını çatarak üçlüye baktı. "ne-ne o-oldu?"

"bir şey olmadı, felix." diyerek muzipçe sırıtarak kendisini oturduğu sandalyeye daha çok yasladı changbin.

***

***

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

***

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

***

oha yeni bölüm

ben bu fici yazarken başıma ağrılar giriyor çünkü çoğu olayı anlık olarak yazdığım için çok kafa yoruyorum ve acaba şurdan burdan patlar mı diye düşünüyorum o yüzden de bölümlerin gelmesi çok uzun sürüyor :/

neyse kaç ay sonra sonunda bir bölümü daha bitirdik buna da şükür🥲

benim pek içime sinmedi ama sizin beğendiğinizi umaraktan kaçıyorum, iyi gecelerrr bebişler<3

'ming

street | chanlixWhere stories live. Discover now