Onları istememesi tabi ki hoşuma gitmişti. Mutlu olmayı hak etmiyorlardı.

"Babasını bu karışma olayından dolayı mahkemeye verdik. Başta bize hak veriyordu. Ama bir kere babasıyla konuşması fikrini değiştirdi. Geldi bize vermeyelim diye ağladı. Bizde vazgeçtik." Masadaki suya uzanıp bir yudum içti. "Bizimle kalmaya devam ediyor. Gündüzleri çoğu zaman eski evinde. Alışmaya çalışıyor gibi. Ama biliyorum ki hepsi numara. Sırf para için."

"Eee." dedim. "Ben neden buradayım?"

"Yaşananlar yüzünden kendi adıma üzgün olduğumu söylemek için gelmeni istedim."

Şaşırmıştım ama çabuk toparladım. "Dile o zaman."

Hayretle yüzüme baktı.

"Özür mü dileyeceksin dile." dedim.

"Özür dilerim." diye mırıldandı.

Samimi gelmiyordu. Önemli de değildi zaten. "Gidiyorum o zaman ben."

"Ben sadece abimden ne gördüysem öyle davranıyordum. Ona her zaman hayran olduğumu bilirsin. Daha çocuktum sadece." dedi hızla. "Üzgünüm gerçekten."

"Kendine harika bir rol model seçmişsin." Derin bir nefes aldım. "Eee fikrini ne değiştirdi? Neden önemsiyorsun ki? Artık hayatınızda bile değilim."

Kollarını önünde birleştirip dik bir şekilde oturdu. "Sen gidince bir şey farkettim..." Gözleri dolmuştu sanki. "Ben senden nefret ederek büyümüştüm ama hiçbir zaman nefret etmedim ki. Öyle olduğuma inandırıldım sanki. Bunu kelimelerle ifade etmek kolay değil."

Geriye çekildi. Gözünü üzerimden çekip masadaki bardakla oynamaya başladı. "Seninle laf dalaşına girmek hoşuma gidiyordu. Biliyorum bunlar kardeşçe kavgalar değildi. Bir şeylerin suçunu sana atmak, seni günah keçisi seçmek, abimde bende bundan fazla zevk alıyorduk. Şimdi düşününce öyle korkunç geliyor ki. Acımasız çocuklardık. Ben genellikle abimin gölgesinde kalsamda...."

"Bunları dinlemek istemiyorum." dedim sinirle.

"Üzgünüm. Çok fazla detaya girdim." dedi sıkıntıyla. "İçimdekileri söylememe izin verir misin?" Yüzüme büyük bir istekle bakıyordu.

Ne olursa olsun içimde diyeceklerini merak eden bir taraf vardı. Usulca kafamı salladım.

Gözlerime bakarak konuşmaya başladı. "Eda bir şeyleri farketmemi sağladı. Onunla seninle olduğumdan farklı olarak gerçekten yakın olmak istedim. Ama bir şeyler hep eksik sanki. Samimi gelmiyordu. İşte o zaman sana karşı olan tutumu ve sana karşı olan hislerimi gerçekten düşünmeye başladım. Evdeki varlığın normalde pek önemli değildi." Kaşlarımı çattım. Telaşla tekrar konuşmaya başladı. "Gidince önemini anladım."

Her şey olduktan sonra, özellikle de ben artık evden gittikten sonra edilen bu laflar hiç etkilemedi beni.

Uzun bir süre sessiz kalınca konuştum.  "Bu kadar mı?"

"Aslında aklımda bir sürü şey vardı. Ama şuan çoğunu hatırlamakta sorun yaşıyorum."

Kafamı salladım.

"Sen bir şey demeyecek misin?" dedi.

"Dediklerin hakkında bir yorum yapmam gerekiyorsa..." Bir süre düşündüm. Diyecek hiç bir kelimem yoktu sanki.
"Ben senden nefret ederek büyümedim. Seni, sizi sevmeyi bir çok kez denedim. Ama sürekli önüme engeller koydunuz. Yıllarca bunun farkındalığıyla yaşadıktan sonra şuan söylediğin bir kaç kelime, yaşadıklarımı değiştirmiyor. Sen çocuktun evet ama bende çocuktum. Sevgiye aç bir çocuk." Gözlerinin içine baktım. "Bu şekilde büyümek zorunda kaldığımız için ikimiz adınada çok üzgünüm."

Karışan HayatımDär berättelser lever. Upptäck nu