10. Attığım Mesaja Kurban Ol

936 79 143
                                    

(18 Mayıs Çarşamba 2022)

Selamlarrr, sizi çok özledim ya neredeyse bir aydır yokum buralarda ama güzel haberlerle geldim! Yayınevine bir kitabımı teslim ediyorum? Sizce hangisi? Eskiden yayında olan ama sonradan kaldırdığım bir kurgum...

Bölüm şarkımız: Mor ve Ötesi - Aşk İçinde

Yorum yaparak ve oy vererek okursanız sevinirim. Keyifli okumalar, gülmekten ve ağlamaktan ne hissettiğinizi bilemeyeceksiniz skxbjsksbsjs

•••

(Nazlı'nın anlatımıyla)

Aynadaki görüntüme hiç yabancı değildim. Ağlamaktan şişmiş gözler, dağınık saçlar ve her daim dertli bir yüz. Ben bundan ibarettim. Beni anlayan bir yazdığım kitaplar ve karakterleriydi. Derin bir nefes aldım. Tamam kitabım yayından kaldırıldı ve benim canım çok acıyor ama bu şekilde ağlayıp zırlayarak bir şey elde edemezdim.

Yüzümü kuruladıktan sonra odamdan telefonumu aldım ve mutfağa geçtim. Kardeşlerim kahvaltı ederken annem ve halam yine yıllar önce ki olayları konuşuyorlardı.

"Günaydın güzel kızım." diye mırıldandı halam ve ardından önüne döndü.

Sohbetlerine devam ettiler. Güzel. Kimse halimi fark etmemişti. Umursanmamak alışık olduğum bir durumdu. Çatalımı domatese batırırken iki göğsümün ortası ağrıyordu. Sakinim.

"Bana bir çay koysana." dedim kız kardeşime. Sesim öyle bittkindi ki.

"Hizmetçin mi var abla ya?" diye atarlandı. Ergen, aklı sıra halamın yanında artistlik taslıyor. "Kalk kendin al."

Çatalımı sertçe tabağa bıraktım. "Alt tarafı bir çay istedim." diye bağırdım. "Hizmetçilikle ne ilgisi var gerizekalı?!"

Öyle bir bağırmıştım ki tüm hırsımı çıkarmak istemiştim adeta. Masada bir sessizliğe, içimde bir fırtınaya, dünya da bir fısıltıya sebep olmuştu akıttığım gözyaşları. Benim çığlığım neden dışarıya hep fısıltıydı?

"Ne dedim ben şimdi?" dedi kız kardeşim afallayarak. "Kalk kendi çayını kendin koy dedim."

Halam ve annem birkaç cümle kurarken hepsine kulağımı tıkadım ve masadan kalkıp odama geçtim. Berbat bir sabahtı, berbat bir gündü, berbat hissediyordum. Başımı yastığıma gömdüm. Hikayenin ortasında vurulmuş yan karakter gibi hissediyordum, acısı bir kaç güne unutulacak bir ölüm.

Odamın kapısı tıklatıldığında halamın, "Nazlı?" diye merakla mırıldandığını duydum.  "İyi misin kızım?"

"Değilim desem iyi gelecek hiçbir şey yok!" diye bağırdığımda hıçkırığım boğazımı acıtmıştı. Harika, bir parçacık psikolojim vardı o da artık yok. "Gider misin?"

Halam bir süre bekledikten sonra uzaklaştığını adım seslerinden fark etmiştim. İçerideki konuşmalarda adım sıkça geçiyordu. Onların da keyfini kaçırmıştım. Bencildim, her zaman. Burnumu çekerek telefonumu elime aldım. Küçük bir dünyam vardı bu ekranda, kitabınm kaldırılmış olsa da dünyamı yıkamayacaklardı.

Instagram'ın genel kısmına baktığımda Onur'un mesajıma bakmış olduğunu görmek beni gülümsetti. Dilimin ucunu üst dudağımda gezdirirken hafifçe kıkırdadım. Ani ruh değişikliklerim ödül almalı bence.

Attığı mesaja tıkladığımda görmeyi asla beklemediğim bir manzarayla karşılaşmıştım. Bir süre ekranla bakıştım. Gördüğüm şeyin gerçekliğini sorguladım. Pekala, gerçekti. Hem de fazlasıyla.

Onur, çok eski bir öne çıkan hikayeme yanıt vererek ondan beklemeyeceğim bir şekilde beni teselli etmişti. Yanıt verdiği öne çıkanım ise kaldırılan kitabımın bir sahnesini paylaştığım hikayeydi. Gülümseyerek yazdığı mesajı yedinci kez okudum.

Mesajıma Bakmayan Çocuk // TextingWhere stories live. Discover now