2. Bölüm- Planlar

84 14 26
                                    


Bölüm şarkıları: Feeling Good- Michael Bublé, play with fire- Sam Tinnesz, Burning Pile- Mother Mother

Beğenmeyi, yorum yapmayı ve destek olmayı unutmayın... İyi okumalar!

🥀

Bazen bir karar verirsiniz ve verdiğiniz andan sonrasında asla geri adım atamazsınız, geri adım atabilceğinizi sanarsınız ama çoktan kader çizgisini etkileyen o yolda ilerliyorken bulursunuz kendinizi. Başka yollar yoktur, başka seçenekler yoktur çünkü en başında zaten bir seçeneği seçmiş ve o yolda yürüyeme başlamışsınızdır. Daha sonra kısır döngü devam eder ve başka yeni kararlar alır, yollarınızı çıkmaza sokarsınız ve sonunda kaderiniz ile karşılaşırsınız; İyi ya da kötü, asla tek bir yolla karşılaşmazsınız. Seçtiğiniz her yol ya iyidir ya kötüdür.

Tam olarak her şeyi sorguladığım o noktadaydım. İşi kabul etmek ya da etmemek gibi bir şeçeneğimiz yoktu çünkü bizim adımıza çoktan karar verilmişti. Peki bu bizim kaderimizi iyi mi yoksa kötü mü etkileyecekti? Kadere inanan biriydim çoğu zaman, çoğu durumda.

Bakışlarım tek bir kişinin üzerindeydi dakikalardır. O da bunu fark ettiği anda beni göz hapsine aldı. Ne ben pes ettim bakışlarımı kaçırdım ne de o pes etti. Ona öfkeli ya da sinirli değildim sadece bizim de fikirlerimizin bir önemi olduğuna hep inanmıştım, onun aksine. Dakikalar yuvarlanıp gözlerimin önünden geçerken en sonunda bakışmaktan pes eden o oldu.

"Ne oldu?" Diye sordu sorgulayan sesiyle.

Sorusuyla dakikalardır öylece daldığımı anladım ve kafamı iki yana salladım. Kaşlarımı çattığımı da yeni fark ediyordum.

"Sadece bu işten niye daha önce bahsetmediğini anlayamadım. Kabul etmeyeceğimizi, karşı çıkacağımızı mı düşündün?"

"Evet." Dedi hiç düşünmeden.

Anladığımı belirtircesine başımı salladım. Geçerli bir neden değildi yine de üstelemedim, hatalı çıkan yine ben olucaktım bir şekilde.
Bakışlarım elimdeki dosyaya kaydı. Hepsi hakkında öz geçmişleri yazıyordu. Esir ve Dolunay'da benim gibi dosyaları incelerken oldukça ciddi görünüyorlardı. Diğerleri kendi aralarında konuşup sohbet ederken Yaşar'ın bakışları bizim üzerimizdeydi. Sanki bir şeyleri kafasında çözmeye çalışıyordu, yanında duran Alkın'ın kulağına doğru eğildi ve bir şeyler söyledi. Ağız okumakta iyiydim ama Yaşar eliyle ağzını kapattığı için ne dediğini anlayamamıştım. Her ne söylediyse Alkın'ın gözleri gözlerimi yakaladı saniyesinde. Bunu beklemediğim için gözlerimi kaçırmaktan son anda engel oldum. İfadesiz yüzü bir an bile değişmedi, benim yüzüme bakmaya devam ederek ona bir şeyler söyledi ama ne dediğine dikkat bile etmeden rahatsız olduğum için bakışlarını ilk çeken ben oldum. İnsanları dikizlemek yerine bu sefer ciddi anlamda dosyayı okumalıydım. Dolunay ve Esir bitirmek üzereydi.

Dosyanın en ön sayfasında Arel'in bilgileri vardı, hızla göz gezdirip onu atladım. Arka sayfada ikizlerden Eliz vardı ondan sonraki sayfada Elin ve en sonda da Alkın. Hepsini atlarken ilk Alkın'ı okumakla başladım. Bir şekilde diğerlerinden en öne çıkan oydu ve dikkatimi fazlasıyla çekmeyi başarmıştı.

Alkın Korol:

24 yaşında oğlan çocuğu, uzun yıllardır Korol ailesi ile yaşıyor. Çocuken Yaşar Korol tarafından evlat edinildi. Yaşayan bir yakını yok, kimsesiz.

Okuduğum ilk cümlelerden sonra başımı Alkın'a çevirdim. Demek bu yüzden diğerlerine benzemiyordu, çünkü üveydi. Aynı kaderi paylaşıyor olmamız kötüydü. O da benim gibi gerçek anne baba sevgisini tadamamış mıydı? Başımı eğdim tekrar.

LAVİNİAOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz