Serre-moi fort.

2.4K 222 127
                                    

The Neighbourhood - Cry Baby.

13 Ağustos 2021

Felix ile o adamı sarılırken gördükten sonra vücudum hareket yetisini kaybetmiş gibiydi. İçimde anlamlandıramadığım bir his nefes almamı zorlaştırıyordu. Neden Felix ve onunla ilgili her şey üzerimde böyle bir etki bırakıyordu ki? Onunla hiç bir şey değildik bile.

Bir kaç dakikanın ardından kendime gelmiş ve hızlıca başka bir ara sokağa girmiştim. İşte şimdi burada olanları düşünüyordum. Her şeyi nasıl mahvettiğimi, her şeyin nasıl bu kadar karıştığını... Uzun zaman sonra ilk kez bu denli ne yapmam gerektiğini bilmiyorum sanırım.

Eskiden büyüyünce -en azından kafanızda ki o etkileyici sayıya gelene kadar- her şeye yetebileceğimi düşünürdüm. Sanki büyümek bir tür sihir gibi gelirdi ama bugünkü bana soracak olursanız, bu çoktan bir kara büyüye dönüşmüştü. Ve bu lanetten kurtulmak için ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.

Kafamda 'çözüm' olarak adlandırabileceğim hiç bir fikir yoktu. Böyle zamanlar kendimi kara delik gibi hissettirmişti hep, olan her iyi şeyi mahvetmekle yükümlü, kendi karanlığına çekip onu yok eden bir kara delik gibi.

Burada daha fazla bekleyemezdim. Bu yüzden geldiğim yolları düşünerek kafeyi bulmaya çalışıyordum. Bir an için kaybolduğumu sanmıştım fakat yolun kenarında gördüğüm Seungmin, içimi rahatlatmaya yetmişti. Eliyle 'hey' diyor gibi bir hareketlenme gösterdi.

"Buldun mu Felix'i?" Ne demeliydim ki? Buldum ama onu bu durumda görmekten rahatsız olduğum için kaçtım mı?

"Hayır, yurda döndüğüm zaman konuşacağım. Ve ah.. Seungmin cidden üzgünüm, neden böyle hissediyorum emin değilim, belki sormadan getirdiğim için Felix'i, belki de size söylemediğim için fakat çok kötü hissediyorum. Sanki tüm bu olanlarda kendimi suçlamadan edemiyorum, küçük bize verdiğimiz sözleri batırmışım gibi hissediyorum. Bunu sana teselli ya da pohpohlaman için söylemiyorum biliyorsun ama ne düşünmem gerektiğini bilemiyorum artık."

Omzumda hissettiğim el ve sonrasında bana yaklaşan beden ile yere eğmiş olduğum kafamı kaldırmıştım. Gözleri burada olduğunu ve destek verdiğini hissettiren nitelikteydi. Sarılması gerçekten iyi hissettiriyordu. Boğuk olsada sesi, onu duyabiliyordum.

"Hyunjin, bu senin hatan değildi. Bunu seni teselli etmek için değil öyle olduğu için söylüyorum. Kendini her zaman bir şeyler hakkında suçluyorsun, yapma bunu. Her şeyi her zaman kontrol edemeyiz, ama düzeltmeyi deneyebiliriz,, birlikte. Jisung bizimle olan ilişkisini göstermese de çok önemsiyor biliyorsun. Bu yüzden kızgın, ama eminim zamanla geçecektir. Halledeceğiz tamam mı?"
Saçımda hissettiğim küçük eller bir iki kere aşağı yukarı hareket etmişti. Sonrasında geri çekilip elini oluşturduğumuz dostluk hareketini yaparak uzatmıştı.

"Birlikte."
Seungmin olmasaydı ne yapardım bilmiyordum, bunu son zamanlarda herkes için düşünüyordum ve onları haketmeme isteği kafamda çoktan yer edinmişti.
"Birlikte"
"Şimdi daha iyi hissediyorsan içeriye girelim, son gördüğümde etraf biraz dağılmıştı."

Kafa sallayarak ona ayak uydurdum. Herkes köşesine çekilmiş ve birileri ile göz göze gelmemek için odaklarını sürekli başka yönlere çeviriyordu. Chan Hyung ve Minho Hyung hariç. İkisi birbirine bakıyor ve sanki bu şekilde konuşuyordu, Minho Hyung arada dolmuş gözleri ile etrafa bakan çocuk ile kenetlenmiş ellerine döndürüyordu gözlerini. Onun için endişelendiği ortadaydı, Chan Hyung'a bu yüzden sinirli bakıyordu.

Geldiğimi fark eden Chan Hyung bir şeyler söylemek istedi, ama yapamadı. Fazla gericiydi bu ortam ve daha önce bu kişiler ile bu kadar gergin bir ortamda olduğumu hatırlamıyordum.

372 | hyunlix.Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum