48. Bölüm / Eski Aşklar

Start from the beginning
                                    

Başını hızla olumsuz anlamda salladı. "23 yıldır hasretiyle ölüp bittiğim kadını bir saniye erken görmek için bile neler yapabileceğimi bir bilsen." Özlem dolu sesine karşı kalbim bir fena olmuştu. 23 yıl geçmişti fakat nasıl bitmemişti içlerindeki sevda.

Birlikte hastaneden çıktık. Ayaz arabaya yaslanmış sigarasını tüttürüyordu.

Bizi görmesiyle son kez dumanı içine çekip sigarayı yan taraftaki küllüğe attı.

Ayaz şoför koltuğuna geçerken bende şoför koltuğunun yanına binmiştim. Babam ise arkaya geçmişti.

Sessiz geçen araba yolculuğu sonrası hepimiz arabadan indik. Babam önden hızlı bir şekilde ilerlerken, Ayaz ve bende aynı hizada normal adımlarla ilerliyorduk.

Aniden belime dolanan eller beni kendisine çekmesiyle şaşkınca gözlerimi açıp Ayaza baktım. Kolları belimi sıkıca sarmış bir şekilde ilerliyorduk.

Onun sesini çıkarmamasıyla bende sessiz kalıp adımlarına ayak uydurdum.

Bizden önce varan babamın yanına geçip bizde beklemeye başladık. Aldığımız habere göre annem uçaktan inmişti. Birazdan burada olurdu.

Gözlerim kalabalığı süzerken insan kalabalığı içerisinde korumalarla birlikte bize doğru gelen annemle gülümsedim. İngilterede birkaç haftada yakın olmuştuk ve uzun süredir görmediğim için özlemiştim.

Annemin gözleri ilk başta beni bulduğunda gülümsedi, ardından bakışları babama doğru döndüğünde yüzünü koca bir şaşkınlık kaplamıştı. 

Adımları hızlandı, ve babamda yetmezmiş gibi anneme doğru ilerlemeye başladı. Ortada buluşan çift bir tek kelime söylemeden sıkıca kollarını birbirlerine sardı.

Kolay değildi sevdandan 23 yıl uzak kalmak. Kader bizden yana olmasaydı belkide biz de 23 yıl uzak olacaktık. Belkide bir daha hiç birbirimizi göremeyecektik.

Bedenimi Ayaza daha çok yaslayıp bana daha çok sarılmasına sebep oldum. Şükürler olsundu ki, şuan da bizde yan yanaydık.

Annemle sarıldıktan sonra babamla baş başa kalmaları için yanlarından gitmiştik. Ayazla bu sefer arabada baş başaydık.

Arabada sessizlik hakimken bize radyodan çalan şarkı eşlik ediyordu.
( Pinhani - Beni Al )

Kulak aşinası olduğum melodiden daha sözler başlamadan hangi şarkı olduğunu anlamıştım. Sözler girmesiyle birlikte de sessizce şarkıyı mırıldanmaktan alıkoyamamıştım kendimi.

"Bugünüm yarın olsa, yada hep yeni baştan. Yaşamak ne güzel olur, hiç başlamamışsan."

Pencereyi biraz açarak saçlarımın rüzgarda havalanmasını sağladım. İçime derin bir soluk çektim.

"Geriye ne kalırdı, yaşananları atsan, seni bir daha yaşamak isterim aslında."

Üzerimde hissetmiş olduğum yoğun bakışlara karşı gözlerimi Ayaza doğru döndürdüm. Zalımın oğlu beni seyrediyordu ama umarım kaza yapmazdık.

"Beni al kucağına, elini belime sar. Beni almadığın an üşürüm sabaha kadar."

Ayaz önüne döndü, kaza yapmadan bu romantik anıda atlatmıştık..

Şarkı böyle devam ederken tekrar nakarat gibi etkileyen kısımda söylemeye devam ettim.

"Sana böyle uzakken, seni bir daha sevdim. Yanına gelebilsem bir daha dönmezdim."

YENİDEN SEVEBİLİR MİSİN Where stories live. Discover now