Sedye ile odaya geldikten sonra odada ki yatağa geçtim. "İyi misin birtanem?" Diye sordu Ercüment. "İyiyim." Dedim. 

"Odayı kim süsledi?" Diye sordum etrafıma bakınırken. 

"Sedef sanırım." 

Konuşacakken kapı açıldı ve içeriye annemler girdi. Yanıma gelip alnımdan öptü annem. Daha sonra da babam öptü. "Allah analı babalı büyütsün kızım."

Tekrardan ağlamaya başladım. Ercüment yatağın yanına yaslanmış sıkıca elimi tutuyordu. Oğlu gidince karısı tekrardan aklına gelmişti demek. 

"Amin."

"Güzelim sen biraz uyu istersen."

"Uykum yok ki." Dedim.

"Bebeği ne zaman getirecekler?" Diye sordu Çağan. 

"Sen ne kadar hain bir arkadaşsın ya?" Dedim birden.

"Aşk olsun ne hainliğimi gördün?"

"İnsan bir bana sorar iyi misin nasılsın der!"

"Yavrum şimdi insanların içinde ağlarım diye sana bir şey demedim ama seninle de konuşacağım."

Cevap vermeden başımı tekrar yastığa bıraktım. Daha sonra üzerimde ki hastane elbisesi dikkatimi çekti.

"Anne kıyafetlerimi getirdiniz mi?"

"Getirdik kızım, giyecek misin?"

"Hı hı." Diyerek yerimde doğrulmaya çalıştım. Ama bacak aramda ki ağrı pek müsaade etmedi.

"Güzelim yavaş olsana." Diyerek kolumdan tuttu Ercüment.

Annem koltuğun üzerinde ki çantadan pijamalarımı çıkartıp bana döndü.

"Anne alayım ben onları." Dedi Ercüment. "Siz de çıkın dışarıya ben hallederim."

"Tamam oğlum, kapıdayız tamam mı bir şey olursa seslenin."

"Tamam anne."

Odada ki herkes çıkınca Ercüment ile ikimiz kalmıştık.

Doğrulup bacaklarımı sallandırdım.

Ercüment önce üzerimde ki elbisenin ipini çözdü. Daha sonra üzerimden yavaşça çıkardı. O kadar narin davranıyordu ki sanki bebek olan bendim.

Göz yaşlarım tekrardan usul usul akmaya başladı.

Ercüment diz çökerek pijamamın altını giydirdikten sonra doğruldu.

"Birtanem." Dedi yüzüme bakarak. "Canını mı acıttım neden ağlıyorsun?"

Başımı hayır anlamında salladım.

"Acıtmadın."

Bir şey söylemeden dudaklarımdan öptü uzun uzun.

Üzerimi tamamen giydirdikten sonra tekrardan uzandım yatağa. Annemlerde tekrardan içeriye girdi.

Annem, babam, Sedef, Çağan, Derya halam, Hale teyze vardı. Bir hastane odası için oldukça kalabalıktı aslında ama herkes halinden gayet memnundu.

Çağan sandalyeyi çekip Ercüment'e uzattı. "Enişte otur sende." Dedi. Ercüment hala başucumda duruyor ve elimi tutuyordu.

"Yok Çağan sen otur."

"Yok yok sen otur. Senin bundan sonra dinlenmeye bol bol ihtiyacın olacak, geceleri uykularından olacaksın, yorgun argın bez değiştireceksin, ağlama seslerine uyanacaksın."

Müptela | TamamlandıWhere stories live. Discover now