23.Bölüm

76.3K 3.4K 488
                                    

İyi Okumalar Dilerim♡

Acaba böyle beklemek yerine birini mi arasaydım? Ama Ercüment aramıştı.

Zaten ben arasam kimi arayacaktım ki?

"Sakin ol Leyla." Dedim kendi kendime. "Sakin ol bir şey olmayacak."

Ama bir etkisi olmadı. Kalbimin bu kadar hızlı atması canımı acıtmaya başlamıştı.

Sakin olmam gerekiyordu. Çünkü şuan Ercüment'i beklemekten başka çarem yoktu. Ama sakin olamıyordum.

Ben mi abartıyordum acaba diye düşünsem de hayır abartmıyordum. Kimin başına böyle bir şey gelse hiç bir şey olmamış gibi davranabilirdi ki?

Resmen içinde olduğumuz arabaya ateş etmişlerdi. Hem de bir çok kez. Ercüment de o adamların peşinden gitmişti. Ya ona bir şey olursa? Tamam asker olabilir ama tek başına.

Acaba gitsem mi diye düşündüm kısa bir an. Gitmemin ona zararı olacağını fark etmem çok uzun sürmemişti neyse ki.

Elimde ki silaha baktım tekrardan. Neden bu kadar sıkı tutuyordum? Sanki kullanacaktım.

İnsanların ölmesine sebep olan bu şey bana güven mi veriyordu?

Bunun ne kadar kötü bir şey olduğunu düşünsem de evet güven veriyordu. Sonuçta bende önüme gelene ateş etmiyordum ya. Elime silah aldım diye kendimi kötü hissetmeme gerek yoktu. Eğer kullanmak zorunda kalırsam da kendimi korumak için kullanacaktım.

Tekrardan ağlamaya başladım.

10 dakika önce silahtan nefret ederken şimdi nasıl ikna etmiştim kendimi.

O kadar kötü bir durum da değildim. Kendimi korumak için kimseye ateş falan etmeyecektim. Etmemeliydim. Edemezdim ki zaten. Nasıl edeyim? Silah kullanmayı mı biliyordum?

Ama birini dövmeyi biliyordum. Eğer kendimi korumam gerekirse karşımdakini döverek de koruyabilirdim.

Yine de silahı elimden bırakamadım.

Öyle ne kadar süre geçti bilmiyorum. Düşünmeye devam edersem kafayı yiyecektim. Olabilecek her şeyi, alakalı veyahut alakasız her şeyi düşünmüştüm bu kısa sürede.

Belki de kısa değildi.

Zaman kavramı gitmişti aklımdan. Cebimden telefonumu çıkartmak için hareket etmeye bile korkuyordum. Sanki hareket etsem bir yerden silah patlayacak, bir şey olacak gibi geliyordu.

Başımı hafifçe kaldırdım ve yavaşça etrafıma bakındım, Ercüment geliyor mu diye.

Arabanın arkasında biri vardı. Kim olduğu gözükmüyordu çünkü etraf çok karanlıktı. Ama bir insan olduğu belliydi. Yavaş yavaş benim olduğum tarafa doğru geliyordu.

Müptela | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin