Birlikte çardağa oturduğumuzda dikkatimin onda olduğunu belirten ifademle beklemeye başladım. Sanırım bir kaç saniye söyleyeceklerini kafasında toparladı. Ardından konuşmaya başladı.

"Son zamanlarda yaptığın hiçbir şeyin bir özrü yok. Aynı şekilde bir açıklaması da. Hayatımda beni seven herkese çok büyük haksızlıklar yaptım. Bunlardan biri de sensin."

Hafifçe durup bir soluk aldı. Gözlerini sonunda gözlerime diktiğinde konuşmaya devam etti. "Aklım neredeydi bilmiyorum. Kendimi kaybetmiş gibiydim. Özellikle sana karşı kendimi o kadar kötü, bencil ve mahçup hissediyorum ki. Sen sadece arkadaşının sırrını saklamak zorundaydın. Bense bir an için senin Gece'nin arkadaşı olduğunu unutmuş gibiydim. Yaptığım her şey için, söylediğim her söz, seni üzdüğüm her an ve akıtmana sebep olduğum her yaşın için ayrı bir özür borçluyum sana."

Sözleri etkileyiciydi evet. Ama beni asıl etkisi altına alan şu an gözlerinde akmaya hazırlanmış yaşlardı.

"Yade ben, seni hak etmedim. Bu bir gerçek. Yıllardır bana beslediğin duygularını, o temiz sevgini hak etmediğimi kendi yaptıklarımla gösterdim. Ama sana yemin ederim ben senin kadar olamasa bile, seni seviyorum ve tüm bu yaptıklarımın üstüne senden bir şans daha istemeye gelecek kadar, bu yüzsüzlüğü sergileyecek ve karşına çıkmak isteyecek kadar çok seviyorum. Şu anda beni buradan yaka paça dışarı atıp beni bir daha görmek istemediğini söyleyebilirsin, ya da artık çok geç beni çok kırdın diyerek affetmeye bilirsin. Ama biliyor musun Yade ben yarın buraya tekrar gelecek kadar çok seviyorum."

Duraksadı. Çünkü yanağından akan yaşlarını silmişti.

"Beni içeri almaya bilirsin. Hatta yarın kapıyı bile açmaya bilirsin. Ama ben sana ulaşmanın bir yolunu bulacak kadar çok seviyorum."

İç çekti.

"Beni affetmeyeceğini söyleyebilirsin. Ama ben, sen beni affet diye her şeyi yapacak kadar çok seviyorum. Kapıyı açmazsan arayacak kadar, aramalarımı açmazsan mesajlara boğacak kadar çok."

Tekrar sildi yaşını ve uzanıp elimi tuttu. "Ve inan bana bunu benimle yeniden birlikte olman için değil. Sadece beni affet diye yaparım. Tek amacım bu."
Ve sustu. Gözlerimin içine bakıp benden bir şeyler söylememi bekledi.

Ne söyleyebilirdim ki?

Sözlerinin üstüne ne ekleyebilirdim? Ya da günlerdir ne yaşadığımı bir anda unutup herkes gibi onu affedebilir miydim?

Onu seviyordum. Onu gerçekten çok seviyordum. Ve pişmandı. Bunu görüyordum. Sadece bana değil. Kırdığı herkese karşı çok pişmandı. Ama pişmanlık yaşanmışlıkları değiştirir miydi?

Tuttuğu elime baktım. Ne de özlemiştim teninin tenime değmesini. Sıcak ellerinin bir türlü ısınmak bilmeyen ellerimi örtmesini. Onu..

Artık bür tepki vermem gerektiğini düşünerek kendimi bıraktım. Ve içimden ne geliyorsa onu yaptım.

Boşta ki elimi kaldırıp elimi tutan elinin üzerine koydum. "Benim için ne anlama geldiğini çok iyi biliyorsun. Sevgimi hak etmediğini düşünme. Herkes hata yapar, bazen bu hatanın sonuçları düşündüğünden büyük olur ama yinede herkes hata yapar."

Cümlelerimi nasıl devam ettireceğimi bende bilmiyordum. Ne söylüyorsam onunla birlikte bende ilk defa dinliyordum.

"Sana şimdi seni affediyorum, her şeyi unutuyorum diyemem" dediğim an gözlerinde ki kırgınlığı tarif edemezdim. Bu yüzden hızla devam ettim. "Aynı şekilde seni affetmeyeceğim her şey için çok geç de diyemem" dedim bir çırpıda.

"Sadece seni affetmek istiyorum diyebilirim. Her şeyi geride bırakmak, sanki bu olanlar hiç yaşanmamış gibi hissetmek istiyorum diyebilirim."
Söylediklerimle gözlerinde belli belirsiz bir parıltı oluşmuştu sanki. Kaybettiği umdudunun bir parçasını bulmuş gibiydi.

"Şimdi sen söyle. Bu mümkün mü? Zamanla mı olur? Ya da ne bileyim nasıl olur?"

Sorumun üzerine oturduğu yerde biraz doğruldu. İki elimi birden tuttu ve umut dolu sesiyle konuştu.

"Sana yemin ediyorum Yade, imkansız bile olsa bu dediğin, imkansızı başaracağım. Yaptıklarımı telafi edeceğim. Unutturacağım. Akıttığım her bir yaşa karşılık sana yeni bir mutluluk vaat edeceğim."

Gülümsedi hafifçe "çünkü seni imkansızla uğraşacak kadar çok seviyorum."

Her bir cümlesi kalbimde açılan her bir yarayı iyileştiriyor gibiydi. Bilmiyordu ki çoktan telafi etmeye başlamıştı sözleri ile. Sıkı sıkı tuttuğu ellerime bakarak konuştu.

"Sana.. Sarılabilir miyim?"

Sorusunu sorarken ki çekingen tavrı bile içimi burkmuştu.

İçimden nereden nereye diye geçirmeden edemedim. Önceden istediğinde sarılan, öpen adam şimdi soruyordu. Bu durum ikimizde de bir burukluk yarattı. Hala bir cevap beklediğini görünce usulca başımı salladım.

Onu onayladığım an hızla ayağa kalktı ve tuttuğu ellerim sayesinde benide kaldırdı. Bedenimi kendine çekip büyük gövdesinin içine haps etti. Öyle sıkı sardı ki kollarını sırtıma bir an için nefessiz kaldığımı hissettim.

Dakikalarca sarıldık. Ne o bıraktı bedenimi ne ben geri çekildim.

Çünkü gerçekten bu anı çok özlemiştim.

Ona sarılmayı, sarıldığımız an başımın onun çenesinin altına yerleşmesini. Usul usul saçlarımı koklamasını çok özlemiştim.

Onu çok özlemiştim.

...

Canımlar

İki bölümdür kısa gittik ama hızlı geldik

Bir önce ki bölüm altında yazdığım gibi bölüm Yade Karan ikilisinin sorunlarının çözüldüğünü anlatıp bitecekti. Öylede oldu.

Her şey rayına girdi diyebiliriz

Bir sonra ki bölüm bu iki bölüme nazaran daha uzun olacak.

Bol bol Ateş&Gece ve Karan&Yade ilişkilerinde ki tatlı anlara şahitlik edeceksiniz.

Ve bir sonra ki bölümde bir zaman atlaması olacak. Yani bu olayların üzerinden belli bir zaman geçicek. Herkes yaşananları unutmuş olacak.

Kaldı finale 8 bölüm :')

Gözlerim yaşlı bir şekilde hepinizi öpüyorum.

Bir sonra ki bölümde görüşürüz❤️

Abimin Kankası || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin