~Rüyaların Sahibi~

72 5 4
                                    


Selamün aleyküm canlar. Uzun bir vakittir buralara uğrayamıyordum. Ama artık vakit buldukça yazmaya başladım. Umduğum gibi olur da bir sıkıntı çıkmazsa sık sık buluşacağız. En azından temennim o yönde. Oy ve yorumlarınızla destek vermeyi unutmayın. Bilhassa yorumlarınız benim için çok değerli. Bölümler hakkındaki düşüncelerinizi lütfen benimle paylaşın. Ne düşündüğünüzü merak ediyorum. Bölümü yazarken dinlediğim şarkıyı medyaya ekledim. Dilerseniz okurken dinleyebilirsiniz. Umarım bölümden en az benim kadar zevk alırsınız. Keyifle okumanızı dilerim. En sevgiliye emanetsiniz.

🌼

Mine' nin anlattığı şey aklımın başımdan gitmesine, kalbimin yerinden oynamasına yetecek kadar büyük bir olaydı. Bu mümkün olabilir miydi? Gerçekten de benim rüyamı aynı zamanlarda o da görmüş olabilir miydi? Neydi bu? Bir mucize mi? Evrenler arası bir mesaj mı? Rüyaların sahibi bizi uyku aleminde çok evvelden bir araya mı getirmişti. Belki de kader bağımız çoktan düğümlenmişti. Hissettiğim hayreti gizlemeyerek " bu nasıl olur" diye şaşkınlıkla soludum. Mine benim aksime sıcacık bir ifadeyle gülümsüyordu. " Nasıl olduğunu inan o da, biz de bilmiyoruz. Ama bu köye ilk geldiğinde ve seni ilk gördüğünde yaşadığı şaşkınlığı günlerce anlattı bize. Rüyalarımda gördüğüm kızı buldum dediğinde inanamadık. Mucize gibi birşey bu, öyle değil mi?" Tepki veremeyecek kadar şaşkındım, o yüzden sessiz kalmayı tercih ederek yatağın içinde biraz geriye kayıp, sırtımı arkamda ki duvara yasladım. Bir anda ciddi bir desteğe ihtiyaç duyduğumu hissetmiştim. Zira bu duyduklarım göğsümü yırtacak bir heyecanı içime boca etmişti. İlk karşılaştığımız günü anımsadım. Yüzüme odaklanan uzun ve şaşkın bakışlarını... Demek bu yüzden bana o garipsediğim bakışları atmıştı. Mine bir süre daha bir şeylerden söz etti ama o dakikadan sonra onu açık bir zihinle dinlediğim söylenemezdi. Aklımın bulandığını hissediyordum. Gerçekten de bu ücra bozkırda mucizem gelip beni bulmuş olabilir miydi?

Mine bir vakit sonra onu dinlemediğimi fark etmiş olmalı ki, sessizce yatağın içine kıvrılıp uykuya geçmişti. Ben ise sabah ezanı göğü titretene değin kucağıma bırakılan pimi çekilmiş el bombası ile  düşünceler arası bir harbe girmiştim. Abdestimi alıp üzerimdeki uyuşukluktan bir parça olsun kurtulabildiğim vakit artık daha iyi hissediyordum. O rüyaların bir sebebi olduğunu biliyordum. Ama aynı rüyanın onu da esir aldığı gerçeği her an daha inanılmaz geliyordu.

Namazımı kıldım ve sobanın içindeki közü tekrar alevlendirdim. Yerde serili duran yün yatağın içine kıvrıldığımda, çok geçmeden uykunun tatlı sıcaklığı ile sarmalanmıştım.

🌼

Nenem bizi uyandırdığında saat neredeyse öğlene geliyordu. İlk defa bu saate kadar yatakta kalmış olmanın mahmurluğu ile uyuşukça hareket ettim. Bütün gece sohbet ettiğimizi tahmin etmiş olmalıydı ki, bu saate kadar bize ses etmemişti. Onlar dedemle birlikte keyif çayı içerken biz de kahvaltımızı etmiş ve etrafı hızlıca toparlamıştık. Mine dün geceden sonra bir daha Tahir hoca ile alakalı tek söz etmemişti. Anlattığı şeyin kafamın içinde dönen düşünce yumağını nasıl karmaşık bir hale soktuğundan haberi dâhi yoktu. Ona kendi rüyamdan söz etmemiştim. Bunu şimdilik kendime saklamam gerektiğine karar vermiştim. Mine'nin "ben hazırım" diye cıvıldayan sesi kulaklarıma dolduğunda, banyodaki küçük aynada baş örtümü son kez düzeltip dışarı çıktım. Mine çoktan bahçeye çıkmış, küçük tahta kapının önünde beni bekliyordu. Dışarı adım attığım sırada Gülseren' de gelmiş ve bize katılmıştı. Bugün cumartesiydi ve haftalardır kaçmak için binbir takla attığım derslerden ne yazık ki daha fazla kaçamayacaktım. Çünkü dedem kahvaltı sırasında bir daha dersleri kati suretle kırmamam konusunda uzun bir nutuk çekmişti. Kaçtığım şeyin dersler olmadığını, asıl kaçtığımın o dersleri veren kişi olduğunu nereden bilecekti.

KIR PAPATYASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin