🌸•~Bölüm 3~•🌸

236 14 0
                                    

Teyzemin kapısında biraz oyalandıktan sonra zili çaldım.5 dakika içinde açılan kapı ile, teyzemin kendini bana atması bir oldu,bana sıkıca sarıldı.

"Ah nasılda özlemişim.Gel içeri Lavi"

"Bende seni özledim teyze, bende"

Birlikte içeri girdiğimizde,yarım kalan temizliği gördüm.

"Ben geliyorum diye mi topluyordun"

"Ah evet ,ama sen elini süremezsin"

"Tamam ,ama sen de süremezsin" dedim ve iki tane klonunu mu yaratıp temizlik yapmalarını sağladım.

"Altı yıldır yokum ve gelir gelmez sana iş yaptıracağımı mı sanıyorsun"

Teyzem kıkırdarken ,onun odasına doğru ilerlemeye başladım.

"Teyze şirketin başında kim var şuan"

Teyzemin yüzü buruştu ve,

"Onur var. Sen yoksun diye yönetim kurulu onu geçirdi. Ama artık buradasın geri alabilirsin şirketini"

"Evet alacağım ve başına da sen geçeceksin"

Teyzem şaşırarak bana baktı 'ne diyorsun' bakışları atarken tekrar konuştum.

"Teyze beni U.A ye çağırdılar. Oraya gideceğim,yani Japonya'da olacağım şirket ile ilgilenemem. O yüzden başına sen geçeceksin" Teyzem heyecanlı heyecanlı. 

"oh ciddi misin! En iyi kahraman okuluna mı gideceksin şimdi"

"Aynen" "şirketi sana bırakacağım,arada gelirim. Anlaştık mı"

"Sen nasıl istersen öyle olsun Lavi"

"Tamam teyze ,ben bir eve gideceğim. Sende lahmacun sipariş et çünkü çok özledim lahmacun yemeyi,ev ayranı var değil mi"

"Var teyzem,sarı sağ olsun"

"Tamam ben kaçtım,temizlik tamam bu arda"

Teyzem bana sıkıca sarıldı,birkaç dakika sonra evimin kapısındayım. Orada öylece dikilmiş evin dış cephesi ile bakışırken.

"Lavi ben de girmek istemiyorum ama g-girsek mi artık" sesi titriyordu birazdan ağlamaya başlayacağına eminim. Büyük bir nefes verip kapının şifresini girdim. Babam şifreyi değiştirmemişti...İçeri adımımı atıp kapıyı arkamdan kapattım. Yüzümü koridora çevirirken,birden ... beni kaçırdıkları akşamın görüntüleri, annemin çığlıkları ,bir çift yeşil göz ve ihanetin ortasında bir çocuk gözümün önüne geldi. Ben kaskatı kesilirken Duygu hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Bu evden çıkmak zor olacak. Başımı iki yöne sallayıp adımlarımı ilerlettim. Her bir adımda anılar zihnimde belirirken ,duygu için onları geldikleri yere gönderiyordum. Bir adım ,bir adım daha,üç adım daha,salon. Salonumuz..... Duygunun dudaklarından acı dolu bir çığlık koptu. Niye kalbim sıkışıyor? Salona boş gözlerle bakarken ,yanaklarımda bir sıcaklık hissettim. Elimi götürüp dokunduğumda, göz yaşı...  Ağlıyorum. Hemde fiziksel acı hissetmezken. Bu yeni işte.

"Pekala. O kadar üzüldün ki beni ağlata bildin ,bu yeni,ama seni uyutacağım kusura bakma"

Duygu kendini harap edecekti ,yada beni emin değilim. Onu uyuturken göz yaşları akmayı bıraktı. Yüzümü sildim ve odama doğru adımladım. Odamdan içeri girince gözüme ilk çarpan şey resimlerim oldu. Onlarca defter, kağıtlar,çekmeceler dolusu resimler. Küçükken resim yapmaya bayılırdım. Babam da özgünlüğünü kullanıp onları benim için oynatırdı. Ne çok eğlenirdik babamla....babam. O an aklıma babamın çalışma odasına hiç girmediğim geldi, ve daha kendi odama girmeden babamın çalışma odasına yöneldim. Kapının önünde durdum ve elimi kapı kulpuna koydum. Bekledim,bekledim ve bekledim. Yapamadım. Giremedim. Cesaret edemedim. Elimi kulptan çekip odama doğru adımladım. Odam 9 yaşındaki ben den kaldığı için çok çocuksuydu. Odamın her köşesinde dolaştım ,sonra yatağımın altına eğilip anı kutularımızı çıkardım. Birinde resimlerimiz diğerinde ise küçük anı eşyaları vardı. Resimlerle dolu olan kutuyu elime aldım. Elimi kapağında gezdirdim sonra yavaşça kapağı açtım. Açar açmaz karşıma üçümüzün olduğu bir fotoğraf çıktı. Kalbim ciddi anlamda sızlıyor. Fotoğrafı elime aldım,parmaklarımı üstünde gezdirdim. Güzel bir fotoğraftı, piknikte çekilmiştik. Üçümüz yan yanaydık. Gülüyorduk...tamam yeter. Fotoğrafı kutuya koydum. Kutuyu  indirip odamdan çıktım. Evet para lazım bana. O zaman istikamet ebeveyn odası. Odanın yolunu tuttum ve kapıyı beklemeden açtım. Odaya girdim ve gene üçümüzün olduğu bir tabloya doğru yürüdüm. Baş parmağımı tablonun yanına koydum ve parmak izimi okumasını sağladım. Bu aldığımız bir tedbirdi, o yüzden bu tablonun arkasındaki kasada;yedek kimlik bilgilerimiz,yedek kredi kartlarımız, ki içinde baya bir para vardı. ah babamın büyük bir iş adamı olması güzel bir şeydi. Kasadan iki kredi kartımı ve kimliğimi alıp geri kapattım. Odadan çıkacakken gözüm gardırop'a ilişti. Yavaşça gidip kapaklarını açtım. Gözüm mavi uzun yazlık bir elbiseye ilişti. Annemindi bu... küçükken bunu giymek için anneme çok dil dökerdim ama vermezdi. Kalbim yine sızlarken elimi elbiseye atıp aldım. Ah hala annem gibi kokuyor. Sanırım bunu ve birkaç kıyafeti alacağım. Mavi elbiseyi, annemin sivi-shirtlerinden birkaçını ve annem ile babamın çift sivit tişörtlerini aldım. Gardırop'u  kapatıp, annemin makyaj masasına yöneldim. Annemin en sevdiği papatyalı kolyeyi aldım ve boynuma taktım. Geri odama döndüm. Küçük çantalarımdan birini alıp eşyaları içine koydum. Çantayı kenara bıraktım,ve anı kutularımıza doğru ilerledim. Resim dolu kutuyu açıp içinden üçümüzün olduğu bir fotoğraf,ve arkadaşlarım ile çektiğimiz fotoğrafları alıp, kutuyu geri kapattım. İki kutuyu ve fotoğrafları alıp ayağa kalktım. Fotoğrafları da çantaya koydum. Ve kutuları alıp ebeveyn odasına geri döndüm. Kutuları da kasaya koydum ve kapıyı kapatıp oradan ayrıldım. Odama gidip çantamı aldım, sonrasında ise evden çıkıp kapıyı kilitledim. Evimin başına bir şey gelmesin diye bir koruma sihri yapıp, teyzemin evine geri ışınlandım.

Duygusuz Çiçek {MHA/BNHA}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin