6.Bölüm

125 42 119
                                    

Aynaya baktı. Sarı elbisesi kahverengi ve dalgalı saçlarını göz önüne seriyordu. Oldukça güzel görünüyordu fakat yüzü ağrıların ve günlerdir yataktan çıkmamanın etkisiyle solgun görünüyordu. Biraz makyaj yaptı ve daha fazla beklemeden evden çıktı.

Açelya yolun başında Rüya'yı bekliyordu. Neşeli bir tavırla onu karşıladı. "Çok iyi görünüyorsun, iyileşmiş olmana sevindim." Açelya arkadaşına sarılacakken Rüya araya girdi; "sırtımda hâlâ ağrılar var ve elimi bile değdiremiyorum. Benim adıma endişelenmene gerek yok, değirmenden dönünce kasabadaki doktora görüneceğim ve söz veriyorum iyileştiğimde ilk iş sana sarılacağım." Kollarını göğüslerinin altında birleştirip gülümsedi. "Unutursan bozuşuruz." Rüya kabullenişini belli eden yüz ifadesiyle gülümsedi.

Çoktan yola koyulan ikili konuşup gülüşüyor, güneşin tadını çıkarıyordu.
Rüya yolda  ağrılarından kurtulmuş gibiydi ve şimdi kendini tüy kadar hafif hissediyordu.

Yüzlerinde hoş bir gülümsemeyle değirmene girdiler. "Gelmişsiniz!" dedi Rüzgâr sevinçle.

Rüya'nın heyecanla bakan gözleri Efken'i aradı. Geçen ki yerindeydi fakat bu sefer duvara yaslanmıyor, tozlu yeri umursamadan oturuyordu. Üzerinde siyah kıyafetler vardı. Sağ eliyle gömleğinin sol bilek kısmındaki düğmesini iliklemeye çalışıyordu. Odaklanmış gözlerini yukarıya kaldırıp Rüya'ya bakmaya tenezzül etmiyorken Rüya bu durumdan rahatsız olup adımlarını değirmeninin başka bir köşesine yönlendirdi.

Düğmeyi sonunda ilikleyebildiğinde kafasını kaldırdı, sanki birisi onu izliyormuş gibi hissetmişti. Gözleri Rüyayla buluşunca şaşırdı. Gelmesini beklemiyor gibiydi. Rüya kalbinin yerinden çıkacak kadar hızlı attığını duyuyor ve bu sesi azaltmak için kendisiyle iç savaş veriyordu . Efken gözlerini kaçırmıyor, baygın bakışlarıyla öylece Rüya'yı izliyordu.

Rüya'nın kalp atışları normale döndü sonrasında yavaşladı. Gözleri karardı ve neler olduğunu anlayamadan yere yığıldı.
Efken korkuyla Rüya'nın yanına koşup onun baygın bedenini kollarının arasına aldı. Ayağa kaldırmaya çalışırken sırtında bir sertlik hissetti. Normalde olması gerekenden daha sertti.

Elbisesinin ön düğmelerini açıp hızlı ama dikkatlice sırtına baktı. Bu sırada Rüzgâr ve Açelya endişe içinde Efken'i izliyorlardı. Baygın olan Rüya etrafında olanları duymamakla beraber uyanmıyordu.

Gördükleriyle gözleri kocaman açılan Efken endişeyle Rüzgâr'ı yanına çağırdı ve neler olduğunu anlamaya çalıştılar. Rüya'nın siyah-kırmızı kanatları vardı. "Kanatları yeni çıkmış olmalı. Acıya tek başına nasıl katlanmış olabilir?" Rüzgâr yere eğilip cevapladı; "o kadar doktor yardımına rağmen sırtımın ne kadar acıdığını hatırlamak bile istemiyorum. Zavallı kim bilir nasıl zorlanmıştır."

Açelya neler olduğunu anlayamamıştı. Bu iki gencin bahsettiklerine ve Rüya'nın siyah kanatlarına bir anlam veremiyordu.
Efken tekrardan Rüya'yı kollarına aldı ve kaldırdı. Rüzgâr nereye gideceklerini biliyordu. Açelya'ya gelip gelmeyeceğini sordu. "Tabii ki geleceğim Rüzgâr, nereye olursa." Diye karşılık verdi.

Rüzgâr, Efken'in yaptığı gibi Açelya'yı kollarına aldı. Açelya neler olduğunu anlayamadan Rüzgâr'ın gömleğinin arkası yırtıldı ve Rüya'nınkine kıyasla oldukça büyük kanatları çıktı.

Açelya olanları idrak edemiyordu. Rüzgâr değirmenden çıkıp kanatlarını var gücüyle çırptı. Bu öylesine olağanüstüydü ki. Gerçeklik algısını yitiren kız, merakla Rüzgâr'ın gözlerine baktı. Onu daha sıkı kavrayan genç üzerindeki bakışları yanıtladı; "inince her şeyi anlatacağım, söz veriyorum."

Rüzgârın büyüleyici kanatları yarıya mavi yarıya beyazdı. Gökyüzüyle kanatlarının uyumu göz kamaştırıcıydı. Açelya kafasını döndürüp Efken'e baktı, kucağında Rüya'yı taşıyorken o da uçuyordu. Kanatları Rüya'nınkiler gibiydi fakat aradaki fark, bu kanatların aralarında kırmızı yoktu. Simsiyah kanatları Rüzgârın kanatlarından da büyüktü. 'O kadar büyük kanatları nasıl oluyor da saklayabiliyorlar?'

Ateşin KızıWhere stories live. Discover now