2.Bölüm

141 49 46
                                    

Günler su misali akıp geçmişti. Şimdi Rüya akşamki balo için giyineceklerini ayarlıyodu.  

Göz rengine yakın olan fıstık yeşili elbisesinin altına siyah kısa topuklu ayakkabılarını giyinecekti.
Aynanın karşısında oturup, beline kadar uzanan düz, kahverengi saçlarını taramaya başladı. İki gündür bu geceyi bekliyordu, bu geceki baloyu.  

Heyecanı damarlarında dolaşan kan gibi tüm vücudunu sarmışken bir an önce balo vaktinin gelmesini diliyordu. Saçlarına istediği şekli vermenin ardından hafif makyaj yapıp son olarak solgun yanaklarını, canlı gözükmesi için çimdikledi ve aynadaki kendisi olmadığını düşündürecek kadar güzel olan yansımasına baktı, tıpkı bir prenses gibi görünüyordu.

Annesine balodan söz etmemişti çünkü izin vermezse başka şansı olmayabilirdi. Onun uyumasını beklemek en iyi olmalı diye düşünmüştü.

   Rüya annesinin uykusu gelsin diye sakinleştirici bir çay demlemişti. Bu çayı annesi ona küçükken yapardı, uyuyamadığı zamanlar hep faydasını görmüştü. Çayı içmenin ardından bedeni ona iki kat ağır gelirdi sanki, gözleri yavaş yavaş kapanırken koltuğa uzanırdı. Vücudu bir et yığınından ibaretmiş gibi hissederdi.  Kafasını yastığa koymasıyla birlikte tüm bu ağırlık uçup giderdi. Sonrasında derin ve dinlendirici bir uyku. Annesine de aynısı olmuştu.

   Sobada yanan çalı çırpının çıtırtısı dışında herhangi bir ses yoktu. Gaz lambaları sönmüş, ev sobanın yaydığı ışık dışında karanlıktı ve neyse ki çok geç olmadan annesi uyuyakalmıştı.    Rüya suçluymuşçasına annesinin yüzüne bakıp fısıldarcasına özür diledi ve sessiz adımlarla kapıya yöneldi.

Boş yolda topukluların sesi kulağında yankılanıyorken elbisesinin eteklerini toplayarak hızlandı. Bu gece soğuğun nefes kesmesine rağmen üzerinde elbiseden başka bir şey almamıştı. Burnu ve yanakları soğuk yüzünden elma gibi kızarmış, kirpiklerine kar taneleri düşmüştü.
Açelya'nın köşkünün önünde durdu ve ilk defa bu kadar yakından kapıya baktı. Artık içerisi nasıl bir yer öğrenebilecekti.
  
Kapının önünde melek gibi birisi vardı. Sarı saçlarının üstü karla kaplı olan, açık kahverengi elbisesiyle göz kamaştıran Açelya. Gözlerinin mavisi, etrafın karanlık olmasına rağmen seçilebiliyordu.
"Rüya çok güzel olmuşsun. "dedi içini ısıtan bir gülümsemeyle. Rüya ne diyeceğini bilemedi "Teşekkür ederim, bende sana elbisenin ne kadar yakıştığını söyleyecektim. "diyebildi zorlukla. "Beni burada mı bekliyordun?" diye sordu devamında.

Açelya gülümsemeye devam ederken yanıtladı "misafirlerimi kapıda karşılarım. Üşütmeden içeri geçsek iyi olacak." Kızarmış yanakları beyaz yüzünü ortaya çıkarıyordu.

   Birlikte içeri-balonun olduğu salona-girdiler. Herkes hayallerindeki gibi çok şık ve resmi giyinmişti. Tahminince hepsi soylu insanlardı.

İçerisi dışarıya kıyasla sıcaktı

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

İçerisi dışarıya kıyasla sıcaktı. Şömine salonun bir köşesinde yanıyor, plakta klasik bir müzik çalıyordu ve konuklar kendi aralarında konuşup gülüşüyorlardı. Şömine ona bir yerden tanıdık gelmişti fakat buna aldırış etmedi.

Ateşin KızıWo Geschichten leben. Entdecke jetzt