🧬1.BÖLÜM🧬

61.8K 1.8K 101
                                    

DÜZENLEME TARİHİ: 10.06.2023

Bölüm Fotoğrafı:

👨‍👩‍👦‍👦İYİ OKUMALAR👨‍👩‍👦‍👦

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

👨‍👩‍👦‍👦İYİ OKUMALAR👨‍👩‍👦‍👦

1.BÖLÜM

YAZGI ARSLAN'IN ANLATIMIYLA

Doktorun söylediklerini algılamakta güçlük çekiyordum. Anlamıyordum. Nasıl olmuştu bu, kimse mi dikkat etmemişti. 16 yıl boyunca iki aile de hiç mi şüphe etmemişti. Doktor 16 yıl önce yapılan bir hata sonucu bebeklerin karıştığını söylüyordu. Tüm hayatımızın yalan olduğunu söylüyordu. Bakışlarım annemle babama kaydı. Gülerek yeni çocuklarına sarılıyorlardı.

Bana daha önce hiç gülümsediklerini görmemiştim. İkizime arada bir gülümserlerdi ama o gülüşler hiç gerçek olmazdı.

Şimdi ise karşımda hiç tanımadıkları çocuklara samimi bir şekilde gülümsüyorlardı. Bu görüntü kalbimin ortasına bir hançer saplanmış gibi hissetmeme neden olmuştu. Gözlerimin dolduğunu hissettiğimde bakışlarımı başka bir yere çevirdim. Ağlayamazdım, Bu kadar insanın içinde olmazdı. Hem annem kızardı.

Annemin bana kızmasını istemiyordum.

Eve kadar sabretmeliyim dedim içimden, eve gittiğimiz an ikizim yağız'a sarılıp ağlayacaktım. Bu düşünceyi içimden bin kere tekrar edip kafamı dağıtmaya, sakinleşmeye çalıştım. Bir süre sonra başımı yanımda oturan yağıza çevirdim.

O da hafif kıstığı gözleriyle bana bakıyordu. benim ne hissettiğimi anlamıştı. Kendimi tuttuğumu fark ettiğinde kolunu bana sarıp beni göğsüne yasladı. İnsanların yanında ağlayamayacağımı biliyordu, annemden korktuğumu biliyordu. Bu bir nevi ben yanındayım deme şekliydi.

Onunda kötü olduğuna adım kadar emindim. Değişen sadece benim hayatım değildi. Aynı zamanda onunda hayatı değişmişti ama o yine ağabeyliğini yapıyordu -Bir yandan da benimle ilgilenerek kendi acılarını unutmaya çalışıyordu- Yine önce beni düşünüyordu. Biz birbirimizden güç alıyorduk çünkü biliyorduk düştüğümüzde bizi bizden başka kaldıracak kimse yoktu. Annem ve babam düştüğümüz an bizi bırakırdı. Onlara göre bizim düşmeye bile hakkımız yoktu.

"isterseniz bir yere gidip bu konuyu detaylıca konuşalım" dedi az önce gerçek babamız olduğunu öğrendiğimiz adam, yanında duran eşini biraz daha kendine çektiğinde bu görüntü kalbimi yumuşattı. Çok güzellerdi.

"iyi olur" dedi yıllardır baba sandığım adam, bu olanlar sanki hiç umurunda değilmiş gibi konuşmuştu. Herkes onaylar bir şekilde sesler çıkarmıştı ben konuşmak istemiyordum. Aslında şuan ne istediğimi, ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum. Herkes yerinden kalktığında yağız'da bana destek olarak beni ayağa kaldırdı. Bedenimi ona yaslamamı sağladı çünkü kendimi ne kadar yorgun ve savunmasız hissettiğimi biliyordu.

Hastanenin yakınlarındaki küçük bir mekana oturmuştuk. Kaçamak bakışlar ile etrafı inceledim. Fazla kalabalık olmayan mekân birazda olsa rahatlamamı sağlamıştı yine de annemle gittiğim hiçbir mekanı sevmiyordum. Çünkü her seferinde yanlış yapıyordum. Belki de en büyük korkumdu, annemin yanında yanlış yapmaktan ölesiye korkuyorum.

Boş bir masaya oturduğumuzda Annem ve babamın yanında oturan kızı inceledim. Çok güzel bir kızdı. Saçları boya olduğu belliydi bu yüzünden hangi renk olduğunu bilmiyordum. Yüzünde kendi ten rengine uygun olmayan ve bol sürülmüş fondöten vardı. Üzerine giydiği ve ona yakışan güzel elbise ile tam annemle babamın istediği çocuktu.

Annem kızın saçlarından öptüğünde kalbimin üzerinde hissettiğim hançer biraz daha derine indi, kalbimi biraz daha parçalara ayırdı. Onları daha fazla görmemek için bakışlarımı yere indirdim. Yağız elimi tutup rahatlamam için başparmağı ile avucumun içine daireler çizmeye başladı. kaçamak bir şekilde ona baktım. Burnundan soluyordu. Bize bir kere bile sarılmadığı için anneme öfkeliydi ama benim yanımda sakin kalmaya çalışıyordu.

Ortamda derin bir sessizlik oluştu. Kimse konuşmuyordu ve bu durum beni fazlasıyla geriyordu. Kalabalık yerlerde oluşan sessizliği sevmiyordum. Bana yanlış yaptığımı hatırlatıyordu bu düşünce boğazımın bir el tarafından sarılmış gibi hissetmeme neden oldu.

Ne gerek vardı bu kadar kalabalık gelmeye!

Yağız sorunun ne olduğunu bildiği için elimi daha sıkı tutuyordu. Şuan tek istediğim bugünü kriz geçirmeden kapatmaktı. Yağızı daha fazla üzmek istemiyordum.

"herkes kendi çocuğunu alsın" dedi annem sessizliği bozarak, Annemin lafı ile başımı yerden kaldırdım ve ona baktım. Bu cümleyi bu kadar istekli söylemiş olamazdı demi? Bizi o dogurmamış olabilirdi ama bizi o büyütmüştü. Bizden bu kadar kolay vazgeçemezdi.

"bizde öyle düşünüyoruz ama çocukların psikolojileri için sık, sık diğer aileler ile görüşsünler sonuçta yıllardır birlikteler" Nefes alamıyordum bizi bırakmaya bu kadar mı heveslilerdi?

"iyi olur, babacım siz ne dersiniz" Babamda biyolojik babanın sözlerine katılmıştı, babamın gözlerinde gördüğüm sevinç ve mutlulukla boğazıma bir yumru oturdu.

"olur, hem ben ailemi tanımak istiyorum" Kız dünden razıymış gibi atladığı babam ona sarıldı. Sanırım artık ona baba dememeliydim. Aldığım nefes bana yetmiyordu. Ellerim titriyordu. Kriz geçirmek üzereydim. Bu düşünce beni daha çok krize sürüklüyordu

"tamam, o zaman velayet işlemlerini en kısa zamanda hallederiz"

Bize fikrimizi sormaması ile sinirlerim daha çok gerilmişti. Sakin olmak istiyordum. Kriz geçirmek istemiyordum. O zaman yağız çok üzülüyordu. Sakinleşmem lazımdı. Sakin olmalıydım

Olmuyordu yapamıyordum onları gördüğüm her an içimde ki öfke büyüyordu. Öfkemi susturmak için elimi yağız'ın elinden kurtardım ve uzun tırnaklarımı avucuma batırdım. Yağız elini bıraktığımda bakışlarını bana çevirdi. Ne yaptığımı bildiği için hızla elimi tuttu ve yumruk yaptığım elimi açmaya çalıştı

"aç elini" dedi Sadece benim duyabileceğim şekilde konuşarak. Açamazdım. Açarsam dağılırdım. Bunu istemiyordum. Şuan tek istediğim buradan uzaklaşmaktı.

Yağız bakışlarımdan ne olduğunu anlamış olacak ki gürültülü bir şekilde yerinden kalktı. Beni de kaldırdığında sert bir şekilde masada bize şaşkın bir şekilde bakan kalabalığa çevirdi.

"neye karar verirseniz verin, bizi bulaştırmayın"

Sesi buz gibiydi ama şuan onu sakinleştirecek durumda değildim. Bakışlarını onlardan çekti. Sert bakışları bana baktığı an yumuşamıştı. Bana destek olarak beni mekândan çıkardı. Dışarı çıktığım an gözlerimi gökyüzüne diktim. Yağız yavaş, yavaş sırtımı sıvazlıyordu.

"sakin ol bak dışarıdayız kimse yok sadece sen ve ben"

Doğruydu sadece o ve ben vardık. Bu bizim hikâyemizdi. İki ruhun hikâyesiydi. Ailesinin istediklerini yapmaya çalışırken kendi ruhunu kaybetmiş iki çocuğun hikâyesiydi.

SON

NASILDI?

İLERİ Kİ BÖLÜMLERDE NASIL SAHNELER GÖRMEK İSTERSİNİZ?

ÜVEY AİLELERİ İLE ARALARINDA Kİ PROBLEM NE SİZCE?

Ailem(iz)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin