2. Bölüm

2.6K 166 29
                                    

Gecikmiş akşam yemeğinden sonra herkes odasına çekildi. Kris, sevgilisi ile paylaştığı yatağına uzandı ve yataklarının hemen yanında odayı boydan boya kaplayan camdan dışarıyı izledi.

İçindeki çocuk sevgisi yine gün yüzüne çıkmış, baba olma hevesiyle önceden telefonuna kaydettiği bebek fotoğraflarına daldı. Sevdiği adamla olmak ona yetmeliydi, bunun için gerçekten uğraşmıştı ama yetmiyordu.. Bu Yixing'i sevmediği anlamına gelmiyordu. Hayatının aşkı olarak onu kabul etmişti.. Sadece.. içinde ki bu dürtüye engel olamıyordu.

Bebek fotoğraflarını kapattığında zihnine Yixing ile olan anıları doldu. Hayatının yarısından fazlasını onunla geçirmişti. Farkında olmadan, bencil, bastıramadığı duyguları yüzünden sevgilisini incitmeye hakkı var mıydı? Kris dışarıdan erkeksi, duygusuz gözükse bile, kalbinde saf aşkı besliyordu. Çocuk esirgeme kurumunda büyüdüğü içindi belki de. Kendinden küçük çocuklarla, görevlilerin ilgilenmesine izin vermez, uykusundan olsa bile hepsiyle tek tek ilgilenirdi. Onların rahat uyuduğuna emin olduktan sonra gözlerini kapatırdı. Ki gözlerini kapadığında bile onları hayal ederdi. Evlat edinildiğinde, aynı duyguları yan komşularının oğullarına karşı hissettiğini anladı.

"Luhan..."

Dudaklarının arasından çocukluk aşkı diye nitelendirebileceği onun adı dökülüyordu çoğu zaman. Ama onunla birlikte vakit geçirdiğinde, sadece kurumdaki çocuklara karşı olduğu gibi onu da koruma iç güdüsü ile dolduğunu anladı. Zihninden kayıp geçen çocukluk anılarının yerini, hayatına Yixing'in girdiği zamanlar aldı. Luhan sayesinde tanışmışlardı. İlk başta ona karşı sıcak olamamış, Luhan'ı yanında tutmaya devam etmişti. Belki korumak istediğinden, belki de.. Luhan'a ait olduğunu hissettiğindendi. Tabi artık ona karşı öyle hisler beslemiyordu. Kafede, Luhan'ın tanıştırdığı Yixing ile hem kalbi hem de bakışları değişmişti. Yixing, aralarında ilk ilgili olandı. Kris ise sonradan herkese olan -Luhan hariç- duvarlarını onun için bir kez daha yıkmıştı.

Üçü birlikte takılırken, Yixing'e daha çok yaklaşıyor, Luhan'dansa tamamen uzaklaşıyordu. Şimdi de öyleydi. Aynı evde yaşamalarına rağmen, Luhan'la çok konuştukları söylenemezdi.

Derin bir nefes aldı Kris. Kendiyle savaş veriyordu adeta. İki en yakın arkadaşın arasına girmiş, sorunlu çocuk gibi hissediyordu kendini. Ama geride kalmıştı her şey. Ya da öyle sanıyordu, tüm anılarını tekrar zihnindeki küçük, zapt etmesi zor o siyah kutuya kapadı. Yixing ile olanlar hariç.

"Fannie~~~~"

Aşık olduğu o nazik sesi duymasıyla telefonunu yatağa bıraktı ve kollarını sevdiği adama açtı.

"Neredeydin?"

Yixing utangaç gülümsemesini sundu.

"Luhan hyungla beraberdik. Birlikte yaramaz şeylerden konuştuk!" diyerek kendini sevgilisinin kucağına attı Yixing.

Odada tek başınayken anımsadıkları yüzünden zaten karman çorman bir haldeydi Kris. Her özel geçen gecelerinden sonra sevgilisinin Luhan'a olup biten her şeyi anlattığının farkındaydı. Bu vücudunun karıncalanmasına sebep oluyordu.

"Yixing, aramızdakileri sadece biz bilsek..? Luhan hyungunda eminim bunları duymaktan sıkılmıştır."

Yixing, uzun olanın kollarından sıyrıldı ve yatakta kendi tarafına geçerek yanaklarını şişirdi.

"Hayır! Sıkılmadı. Sürekli gülümseyerek beni dinliyor... Hem artık çok geç Kris. Tüm detayları anlattım bile!" dedikten sonra kıkırdadı ve başını sevgilisinin omzuna koydu. Parmaklarıyla oynamaya başlamıştı Yixing.

BABYWhere stories live. Discover now