11

688 90 11
                                    

Merhaba, nasılsınız?

Ben iyiyim, yaşıyorum şükürler olsun ki.

Değinmek istediğim bir konu var.

Aslında bugün yazdığım bölümdeki olaylar kitapta veya filmde çok çok daha sonra olacak biliyorum ama bu kurguda olaylardan daha çok ilişkilerine odaklanacağım için bazı şeyleri değiştirmeye karar verdim.Yani sormayın bu daha geç olmuyor muydu diye.

Öyleyse okumanıza bakın!

İyi okumalar dilerim~!

Harry tam bir haftadır karanlık lorddan mektup gelmediği için endişeliydi.

(Kendisine yaşadığını belli etmesini söyledikten sonra kendisi kayboluyordu.)

Bu yüzden genelde asgari bekleme süresi olan üç gün geçtiğinde ve hala mektup gelmediğinde şaşırdı, endişelendi.

Yara iziyle Voldemort'un öfkeli olduğunu hissedebiliyordu.

Birkaç gündür gerçekten öfkeliydi.Hatta o kadar ki kısa bir süreliğine alnındaki izi kanatmayı başarmıştı.

Harry yakınındaki ölüm yiyenlere biraz acıdı.Voldemort'un öfkesiyle uğraşmak her zaman zordu.

Adam için ne kadar endişelense de Harry'nin de yapması gereken şeyler vardı ve her birini yapıyordu.

Derslerine girmiş, ödevlerini yapmış, birkaç saat ihtiyaç odasına kaçarak büyü çalışmış ve Horace Slughorn'un içeceğine nasıl sıvı şansı katacağını bulmaya çalışmıştı.

Bütün bu çalışkanlığının ödülü olarak planları tamamen işe yaramıştı!Anı ipliği elindeydi!

Sıvı şansın değerli ve cesaret içeren tadını daha fazla hissetmek için dilini damağına bastırdı ve ipliğin bulunduğu şişeyi sıkıca tutarak yöneldi Dumbledore'un ofisine.

Çirkin heykeli parola söyleyerek geçtikten sonra merdivenlerden tırmandı ve kapıyı tıklattı hafifçe.

Yaşlı adam gelmesi için seslendiğinde kapının kolunu indirdi ve iterek ofise doğru attı adımını.Hemen arkasından kapıyı kapattıktan sonra elinde tuttuğu şişeyi kaldırmış, Dumbledore'a göstermişti.

"Aldım, Profesör."

Yaşlı adam ona gururla gülümsedi ve Harry tiksintisini saklamak için çok büyük çabalar sarf etti.

Hala Voldemort'u delirten şeyi merak ediyordu, bu yüzden izleyecekti.

Bu şekilde anı ipliği düşünseline düştü, Harry eğildi izlemek için.

Loş, mumların ışıkları ile aydınlanan odada, geniş bir masa çerçevesinde oturuyordu birkaç öğrendi.

Masanın en başında Horace Slughorn vardı, elinde şarap bardağı, çaprazında oturan Tom Riddle'a doğru eğilmiş, bakanlıkta iş bulmak ve yetim Tom Riddle'ın olmayan büyülü aile geçmişini sorguluyordu.

Çevresinde gülüşen birkaç safkan sustuğunda ve Slughorn 11'e basan akreple yelkovanı gördüğünde hangi amaçla toplanmışlarsa onları göndermişti.

Tom Riddle sorusu olduğunu söyleyerek geride kaldı ve Harry önceki anıdan bunu bildiği için merakla yaklaştı devamını duyabilmek için.

Slughorn saatin geç olduğunu söylese de yılmayan Tom Riddle onu tatlı sözleriyle ikna etti ve adam sorusunu duymayı isteksizce kabul etti.

Ve sonra, Tom Riddle sormuştu.

Hortkuluk Harry'nin daha önce duymadığı bir terimdi.

Bakışlarını çevirip baktığında Dumbledore'un yanında sırtını dikleştirdiğini görmüş, hızla Tom Riddle'a bakmıştı.

Little Author//TomarryDonde viven las historias. Descúbrelo ahora