𝕰𝖙𝖈𝖍𝖊𝖉 𝖎𝖓 𝖒𝖞 𝖒𝖎𝖓𝖉

325 45 6
                                    

Sanırım hemşirelerin sabah söyledikleri şeylerde haklılık payları olabilirdi.

O gerçekten de farklı mıydı?

O günün üzerinden biraz zaman geçmişti. Biraz diyebiliyordum çünkü burada herhangi bir zaman kavramına sahip değildim, sadece çok olmadığını tahmin ediyordum. O süre zarfında durumum gittikçe kötüleşmişti, beynime verilen elektriğin gücü artırıldığı için oldukça yorgundum ve o günden beri içimde oluşan takip edilme duygusu da geçmemişti.

Şimdi ise oturup, yatağımın karşısındaki boş beyaz duvarı izlerken bu olanları düşünüyordum. Düşüncelerimin dağılmasını sağlayan şey ise odamın kapısından gelen açılma sesiydi. Muhtemelen yine hemşirelerden birisi gelmişti. Gözlerimi hâlâ duvardan çekmezken bir süre bir şey söylemesini beklemiştim fakat tek kelime bile etmeyerek kapıyı kapatıp, sadece yanıma yaklaşmıştı. Onun sessizliği daha da sinirimi bozarken ilk konuşan ben oldum "Yine ne var?"

Yine karşılık alamadığım için derin bir nefes verirken ona döndüm "Bir şey sord-" fakat lafım yarım kalmıştı. Çünkü karşımda dikilen kişi hemşire değil, geçen gün yerde baygın olarak gördüğüm o çocuktu.

Gözlerini gözlerime kilitlemiş, bana düz bir ifadeyle bakıyordu. "Sen buraya nasıl girdin?" dediğimden sonra sonunda bir cevap alabilmiştim "Sana bunları açıklayabilecek kadar vaktim yok, sadece bilmeni istediğim bir şey var." ses tonu da aynı yüzü gibi düzdü fakat bana garip bir şekilde şimdiden güven vermeye yetmişti "Neymiş o?" diye sordum. Yüzüme biraz daha yaklaşarak cevapladı "Sana buradan çıkmanda yardım edebilirim."

Dediği şeyle içimi büyük bir heyecan kaplamıştı. Ne yani, benim beş yıldır yapamadığım şeyi bu yeni çocuk sayesinde mi başaracaktım? "Neden? Üstelik bunu nasıl yapacaksın?" kaşları hafifçe havalandı "Çok düşünme, orasını bana bırak." "Sana nasıl güvenebilirim? Neredeyse heryer güvenlik kameralarıyla izlenirken ve her yaptığımızı 7/24 takip eden bilekliklere sahipken nasıl yakalanmadan bunu yapabileceğimize inanabiliyorsun?" dediğim şeyle sırıttı "Buraya hiç yakalanmadan gelebildiğime göre bana güvenebilirsin." haklı sayılabilirdi, odamda bile olan kameralardan onu rahatlıkla fark edip müdehale edebilirlerdi fakat hâlâ bir gelen giden yoktu.

"İstersen sana şimdilik kendimi kanıtlayabilecek bir şey gösterebilirim." kendinden oldukça emin gibiydi ve onu geri çevirmedim "Göster." dediğim şeyden sonra hastane kıyafetinin cebinden çıkardığı bir tornavidayla bilekliğimin bir bölümünü açmaya başladı. "Onu buraya nasıl soktun?!" "Beni sorgulamamanı tercih ederim, zamanı geldiğinde her şeyi anlatacağım emin ol." "Zamanı geldiğinde derken?" "Ne anladıysan o, şu an olanları sorgulaman sadece daha uzun süre burada kalmamıza sebep olacaktır." o sırada bilekliğimin açtığı kısmından yaptığı ayarlamalarla bilekliğimde yanan mavi ışığın sönmesini sağlamıştı. "Has, gerçekten yaptın mı bunu?" "Sana söylemiştim. Şu an seni takip edemezler, sadece son aktif olduğun konum gözükecektir. Bu özellik sonra yeniden açılabilir" bileklikte açtığı yeri geri kapattıktan sonra tornavidasını geri cebine attı. "Şimdi bana kaçabileceğimiz konusunda güveniyor musun?"

Başımı evet anlamında salladım, ona güvenmek zorundaydım. Elime geçebilecek en iyi fırsatlardan birini geri tepemezdim. "Evet. Sana güveniyorum"

"Güzel." diyerek geri çekildi. "Şimdi gitmem gerekiyor. Yarın dışarı çıkma izni alacaksın fakat sakın odandan dışarıya çıkma ve beni burada bekliyor ol, konuşacağız." daha önceden de dediğim gibi, eğer elime bir kaçma fırsatı geçerse onu sonuna kadar kullanacaktım ve sanırım vakti gelmişti. Ayda yılda bir verilen hakkımı yine odamda geçirmeye de razıydım. "Bekleyeceğimden emin olabilirsin."

Dediğimden sonra kapıya doğru yönelmişti ki aklıma gelen şeyle ona seslendim "Bekle." yavaşça arkasını döndüğü sırada sordum "Adın ne?" cevapladı, "Changbin"

Duyduğum ismi aklıma kazıdım. "Ben de Chan." dediğim şeyle sırıttı "Biliyorum." ardından beni geride bırakarak odadan ayrıldı.

 Electro-ChangChanDove le storie prendono vita. Scoprilo ora