𝕮𝖚𝖗𝖗𝖊𝖓𝖙

379 42 18
                                    


En sonunda dayanamayarak arkamı döndüğümdeyse hiç beklemediğim bir şey ile karşılaşmıştım,

hiçkimseyle.

Karşımda kimseyi görememem içimi bir korkunun sarmasına sebep olmuştu. Arkamda bir silüet gördüğümden o kadar emindim ki, şimdi arkamı döndüğümdeyse kimseyi göremiyor olmak kendimden şüphe etmeme sebep oluyordu. Tekrar demir kapıya döndüğümde ise silüet gerçekten de yok olmuştu.

Akıl hastanesinde 5 yıl geçirdikten sonra delirmememin imkanı yoktu zaten. Herhalde yavaştan kafayı kırıyorum diye düşünerek korkumu bastıramaya çalışırken demir kapıyı açarak içeriye girdim.

İçeriye girdiğimde hemşireler beni karşıladı. Bunlar bu sabah kulak misafiri olduğum iki hemşireydi. İçlerinden biri "Gel ve buraya uzan Chan" diyerek yan taraftaki hastane yatağını gösterdi. Gösterdiği yere uzanarak beklemeye başladım. Elbette beynime elektrik yemeye meraklı olduğumdan değildi, ne kadar dirensem de sonucunda sadece kendime daha da zarar veriyor olduğumu defalarca deneyimlemiş olduğum için itiraz etmeye artık gerek duymuyordum.

Ben hastane yatağına uzandıktan sonra diğer hemşire yanıma gelerek dört bileğimi de yatağın kendinden olan kemerleriyle bağlamıştı, daha sonra da kafamı kaldıramamam için de boğazımdan bir kemerle bağlayarak geri çekildi. "Doktorlar az sonra geleceklerdir, kıpırdama tamam mı?" ona geri cevap vermeyerek beklemeye devam ettim. İstesem de bir yere kımıldayamazdım zaten.

Az sonra doktorlar kapıdan içeriye geçerek yanıma geldiler, her zamanki gibi kafama bir takım kabloları bağladıktan sonra geri çekilerek yanlarındaki aletten son şeyleri ayarladılar. Ne kadar neredeyse her gün bu işkenceyi görüyor olsam da alışılması mümkün bir acı değildi ve her seferinde de kendimi buna hazır hissetmiyordum, o yüzden gözlerimi sıkıca kapatarak elektriğin gelmesini bekledim.

Elektrik verildiği zaman ise başımda korkunç bir ağrı ve acı oluşmuştu, milyonlarca havai fişeğin beynimin içinde yakılarak patlatılması gibi bir şeydi bu. Anında sırtım yay gibi gerilmişti ve odayı çığlıklarım doldurmaya başlamıştı. Giderek voltajı arttırdıklarınıysa en iyi şekilde hissedebiliyordum.
Öyle ki boğazım bağırmaktan parçalanacak gibi hissetmeye başlamıştım. Ben kendimi kurtarabilmek için delicesine kıvranırken diğer yandan da hemşireler beni zaptetmeye çalışıyorlardı.

Bu acı öyle bir şeydi ki, hem bayılacakmış gibi hem de ölecekmiş gibi hissediyordum fakat hiçbir zaman ikisi de olmuyordu. Ölümün eşiğinde saplanıp kalıyordum.

Bana elektrik verirlerken bir yandan da yanlarında bulunan ekrandan beynim hakkında bilgi edinmeye çalışıyorlardı. Giderek voltaj gerekenden daha da arttığında ise muhtemelen bu ses iletmeyen duvarlara rağmen tüm bir katın duyabileceği kadar yüksek bir çığlık atmıştım, öyle ki hemşireler beni tutmayı bırakarak kulaklarını sıkıca kapatmaya başlamışlardı.

Bu eziyet yaklaşık 10-15 dakika daha sürdükten sonra nihayet elektrik akımı kesilmişti. Ben ise beynimle beraber neredeyse tüm vücudumun fena halde uyuştuğunu ve karıncalandığını en iyi şekilde hissediyordum. Doktorlar ise şaşırmış gibiydiler, kendi aralarındaki konuşmalarını kulaklarımda hissettiğim çınlamalar arasında zar zor duyabilmiştim. Bu sefer elektriğin beynime daha zor etki etmiş olduğundan bahsediyorlardı. Bu 5 yıldır ilk defa oluyordu ve ben bile şaşırmıştım. Beynime artık daha fazla elektrik yemeye de hazır değildim.

Az sonra kapıdan içeriye birden bir doktorun dalmasıyla tüm dikkatler oraya doğru çevrilmişti. Oldukça telaşlı gibiydi, beti benzi atmıştı "Yeni hasta için yardım gerekiyor! Çabuk olun!" nefes nefese ve bağırarak söylediği şeyden sonra yanımdaki iki hemşire de hemen odadan çıkmıştı. Baş ucumdaki doktorlardan biri hızla öne atılarak sordu "Nesi var?" "Bilmiyoruz, birden çığlık atmaya başladı, elektrik çarpıyor gibiydi fakat o kadar büyük voltajlı bir elektriğin çarpma olasılığı imkansız!" "Şu an ne yapıyor?" "Az önce bayıldı, iyi görünmüyor." "Pekala, onunla ben ilgileneceğim." duyduğum şeyler beni oldukça şaşırtırken doktor çoktan odadan hızla ayrılmıştı, diğeriyse onun peşinden gitti.

Doktorlar yanımdan ayrıldıktan sonra bir hemşire gelerek bileklerimdeki kemerleri açmıştı, hemen ardından da beni bir tekerlekli sandalyeye oturtarak odadan yavaşça çıkardı. O sırada dışarıda olup bitenlere bakabilmek için vaktim olmuştu. Ben baygın gözlerle etrafa bakınırken sonunda onu görebilmiştim, yeni hastayı. Yerde baygın bir şekilde yatarken doktorlar çoktan onunla ilgilenmeye başlamışlardı, onu odaya taşımak için bir sedye getirdiler. Onu son olarak sedyeye taşınırken görmüştüm ve açıkça söylemek gerekirse ona acımıştım. Neden olduğunu bilmiyordum fakat kimse için hissetmediğim bir şekilde kalbimde keskin bir sızı hissetmiştim, yoksa fazla akımdan dolayı mıydı bu?

Ona ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu fakat bunun normal olduğunu sanmıyordum. Hemşire beni odama götürürken sordum "Ona ne oldu?" hemşire cevapladı "Bilmiyoruz Chan, herhangi bir kriz anında elektrik çarpmasında oluşan semptomlar oluşmadığı için de bu garip bir durum fakat doktorlar sorunun ne olduğunu bulmak için gerekli araştırmaları yapacaklardır." bana elektrik verildiği zaman onun da benimle neredeyse aynı şeyleri yaşamış olması oldukça garibime gitmişti. Belki de sadece bir tesadüftü fakat onda normal dışı bir şeyler olduğunu seziyordum. Sanırım hemşirelerin sabah söyledikleri şeylerde haklılık payları olabilirdi.

O gerçekten de farklı mıydı?

 Electro-ChangChanWhere stories live. Discover now