Bıcırık&Bacaksız (Texting)

Bacaksız-41

Sınır: 90 vote, 200 yorum... (İki bölümün sınırı geçilmeden bölüm gelmeyecek)

"24 yaşımı göremezsem ne demek?" aniden elini yanağımdan çeken Efe söylediğim şeye en az kendisi kadar benimde şaşırdığımı fark ederek kaşlarını çatarken sesli bir şekilde yutkunup başımı yavaşça iki yana doğru salladım. Dememiştim değil mi? Az önce 24 yaşımı görmeyi ummadığımı Efe'ye dememiştim değil mi? Dememiş olmalıydım! Demeyi içten içe bu kadar çok isteyipte bastırmaya çalıştığım duyguma engel olamayarak konuşmamış olmalıydım! Çünkü bunu Efe'ye demişsem Efe'ye neden ölmeyi beklediğimi de anlatmam gerekecekti ve ben sebeplerimle Efe'nin başa çıkabileceğini düşünmüyordum.

"Ela, cevap ver bana!" onu tanıdığımdan beri ilk defa sesini bana karşı yükselten Efe aniden kolları arasında gerilememe neden olurken yaptığı şeyi fark edip derin bir nefes alarak nazikçe sırtımı sıvazlamaya başladı.

"Özür dilerim. Bağırmak istemedim. Sadece az önce ne demek istediğini anlamadığım için endişelendim. Daha fazla beni endişelendirmek istemezsin değil mi Ela?" gözlerimin içine bakarak sıcacık konuşan Efe istemsizce başımı iki yana sallamama neden olurken bu cevabımdan güç alıp sırtımı bir kere daha sıvazladı.

"Söyle o zaman bana güzelin ne demek istedin az önce?"

"Ölüyorum ben." asla ama asla Efe'ye söylemeyi planlamadığım cümlem dudaklarımdan bir an da dökülürken Efe sırtımdaki elini olduğu yerde durdurup donup kalan bakışlarıyla gözlerine bakmaya devam etti.

"Ne?"

"Konjenital bir kalp anomalim var. Nadir gözüken bir şey. Şu an iyiyim ama yakında kalp yetmezliği bulgularım ortaya çıkacak. Sonra bir kalbe ihtiyacım olacak ama o kalbi hiç bulamayacağım çünkü o kalp..." Efe'nin şaşkınlığına şaşkınlık eklediğimi bilmeme rağmen kendimi engelleyemeyerek konuşurken sağ elimi yavaşça havaya kaldırıp Efe'nin sol göğsünün üstüne yerleştirdim.

"O kalp burada."

"N..ne demek istiyorsun?"

"Kalbin kalbime uyuyor, Efe. Her anlamda."

"Şaka mı bu? Bugün sana yaptığım şakanın intikamını alıyorsun? Sadece sürpriz yapmak istemiştim, Ela. Bu kadar büyük bir intikam alman çok saçma." Efe sırtımda donup kalan elini benden çekip gözlerime söylediklerime inanmak istemediğini gösteren bir ifadeyle bakarken zorlukla gülümseyip başımı iki yana salladım.

"Şaka yapmıyorum, sevgilim. İnan sana bunu söylememek için kendimle savaşıyordum ama tutamadım dudaklarımı. Çok üzgünüm." an be an gözlerimin önünde dolan Efe'nin gözlerine zorlukla bakıp zorlukla konuşurken Efe'nin kirpiklerinin ıslandığını fark ettim ve hızlıca boştaki elimi onun göz altlarına götürüp daha yanağına ulaşamadan göz yaşını yakaladım.

"Çok tuhaf değil mi?" gözlerimin dolmuş olduğunu bilmeme rağmen kocaman gülümseyerek acı dolu bir sesle fısıldarken Efe'nin bir göz yaşını daha parmak uçlarımla yakaladım.

"Bana uyan bir kalp sana veriliyor ve sen o kalbi sadece bir yıl sonra sanki o kalbe ne kadar çok ihtiyacım olduğunu biliyormuşsun gibi avucumun içine koyuyorsun. Çok tuhaf değil mi sevgilim?" titreyen parmaklarımla Efe'nin göz yaşlarını silmeye devam edip yanaklarımın sıcak göz yaşlarımla ıslanmaya başladığını hissederken sağ elimi Efe'nin göğsüne biraz daha bastırdım.

"Bir şey daha isteyeceğim senden. Beni burada hep yaşat olur mu?" Efe'nin aklından ne geçtiğini bilmeme rağmen ona duyduklarına dayanması için bir neden vermeye çabalarken Efe yüzündeki elimi avucunun içine alıp avuç içimi dudaklarına götürdü. Tam avuç içimi öptükten sonra da elimi dudaklarına bastırıp aniden başını göğsüme yasladı ve kulağını tam sol göğsümün üzerine yerleştirip avucuma hıçkırıklarını ve öpücüklerini aynı anda kazımaya başladı.

"Söz ver bana." Efe'nin ağlıyor olmasını umursamadan yeniden konuşmaya çabaladım ancak Efe bana cevap vermedi. Ben de cevap beklemedim ve Efe'yle birlikte kendimi bırakmadan önce zorlukla mırıldandım.

"Bu olay hiç yaşanmamış gibi devam edeceğiz yarın ilişkimize haberin olsun. Söz verdin sayıyorum."