Bacaksız-40

1.1K 167 225
                                    

Sınır: 90 vote, 200 yorum...

Parmak uçlarım bileğimdeki bilekliğin üzerinde yavaşça gezinirken yanağımı hafifçe Efe'nin göğsüne sürtüp dudaklarımı yukarıya doğru kıvırdım. Efe yaptığım hareketle birlikte belimdeki koluyla beni daha çok kendine çektiğindeyse gülümsememi daha da artırıp iyice onun kucağına yerleştim ve dudaklarımı gömleğinin üzerinden Efe'nin sternumun tam üstüne bastırıp hafifçe kıkırdadım.

"Çok beğendim sanırım hediyeni?" Efe kıkırdayışımla birlikte saçlarımın üzerine bir öpücük kondurup yüzüme bakmak için kafasını hafifçe bana doğru eğerken ona istediğini verip gözlerimi yeşil gözleriyle birleştirdim ve gözlerinin içine müthiş bir minnetle bakıp dişlerimi göstererek sırıtmaya başladım.

"Beğenmek mi? Ne beğenmesi Efe? Bayıldım ben buna!" dünyanın en güzel şeyinden yani Efe'nin gözlerinden bakışlarımı çekip dünyanın en güzel ikinci şeyine yani Efe'nin bana aldığı bilekliğe dönerken Efe bu halime gülümseyip hızlıca burnumun ucuna minik bir öpücük kondurdu.

"Beğenmeme sevindim. Peki sembollerin anlamını fark ettin mi?" saniyeler önce dudaklarını değdirdiği burnumun ucuna hafifçe burnunun ucunu sürtmeye başlayan Efe gözlerindeki yoğunlukla kalbimi eritirken hızlıca başımla onu onaylayıp kolumdaki bilekliğin üstündeki kahve bardağı sembolünü parmaklarımın arasına sıkıştırdım.

"Bu Toffee nut latte sanırım. İlk kahvemizi temsil ediyor." gülümsememi konuştuğum her saniye daha da artırırken Efe'nin beni başıyla onayladığını görüp kahve bardağı sembolünü bırakıp hızlıca kar şeklinde sembolü parmaklarımın arasına aldım.

"Sanırım bu da Uludağ tatilimizi temsil ediyor."

"Öyle."

"Bu da..." Efe'nin sıcacık sesiyle beni onaylamasıyla birlikte kar tanesini parmaklarımın arasından bırakıp mikrofon şeklinde sembolu tuttum ve gülümsememi iyice artırdım. "Beni ilk gördüğün yeri temsil ediyor?"

"Yüzyüzeyken konuşuruz konseri."

"Yüzyüzeyken konuşuruz konseri." Efe'nin beni onaylayan sesine aynı cümleyi tekrar ederek karşılık verirken Efe hızlıca dudaklarını dudaklarıma bastırıp kollarını tamamen bedenime doladı. Bu şekilde beni tamamen bedenine hapsettikten sonra da ıslak öpüş seslerimiz eşliğinde yavaşça dudaklarımızı birbirinden ayırdı ve kendi salyasıyla ıslanmış dudaklarıma minicik kuru bir öpücük kondurarak bir elini yanağıma yerleştirdi.

"O gün bunu yapmayı çok istemiştim."

"Beni öpmeyi mi?"

"Sadece öpmeyi değil. Seni kendime hapsedip saatlerce öpmeyi istemiştim. Hem de deli gibi. Bu öyle bir istekti ki Ela inan o an bu isteğe nasıl karşı koydum hiç bilmiyorum."

"Koymasan beni öpebilirdin biliyorsun değil mi? Deli gibi sarhoştum çünkü o gün." yanağımı okşayan Efe'nin eline yanağımı yaslayarak mırıltılı bir ifadeyle konuşurken Efe gözlerime saniyelik bir öfkeyle bakıp burnunun ucundan kesik bir nefes aldı.

"Öpemezdim. Kaan bizi kolluyordu çünkü. Hem de öyle iyi kolluyordu ki elimin belinden kalçana kaydığını gördüğü an aldı seni benim kollarımdan. İyi ki de aldı. Bunu söylemekten nefret ediyorum ama iyi ki Kaan senin arkadaşın, Ela. Çünkü her ne kadar Kaan'ın arkadaşın olması benim açımdan berbat bir şey olsa da senin açından hayatında seni böyle koruyup kollayan birinin olması çok değerli bir şey olmalı." gözlerine yerleştirdiği hafif yoğunlukla gözlerimin en içine bakarak fısıldayan Efe düşünceleriyle kalbimi sıcacık ederken dudaklarımı burukça yukarıya kıvırıp hemen karşımdaki dudaklarına kısacık bir öpücük kondurdum.

"Artık sen varsın. Bu zamana kadar Kaan'a yeterince yük oldum. Bundan sonra sen beni koruyup kollamalısın. Sevgililer öyle yapar çünkü değil mi?" Kaan konusunu aramıza kapatıp şu anı bozmak istemediğim için konuyu Kaan'dan uzaklaştırmak adına şirince konuşurken Efe yapmaya çalıştığım şeyi anlayıp bana hafifçe gülümsedi ve başıyla beni onaylayarak dudaklarını anlıka bastırdı.

"Öyle yaparlar tabii."

"Tamam o zaman bu saatten sonra güvenliğim senden sorulur. Anlaştık mı?"

"Anlaştık, küçük hanım. Çok iyi anlaştık hem de. Var mı başka sevgiliniz olarak yapmamı istediğiniz bir şey?"

"Mmm bilmem. Dur biraz düşüneyim." benimle bir çocukla konuşuyormuş gibi konuşan Efe şımarmama neden olurken hızlıca işaret parmağımı çeneme yaslayıp düşünüyormuş gibi yapmaya başladım. Numaradan yaptığım bu rol saniyeler içinde gerçeğe döndüğündeyse yüzümdeki gülümsemenin yavaş yavaş solduğunu hissedip yüzüme taze bir gülümseme yerleştirmek için çabalamaya başladım.

"Kaan'ın yaptığı her şeyi yapar mısın benim için, Efe?"

"Senin istediğin her şeyi yaparım ben, Ela. Yeter ki ne istediğini söyle."

"O zaman yavaş yavaş söyleyeceğim sana neler istediğimi olur mu?"

"Olur tabii."

"İlk isteğimi şimdi söylüyorum o zaman?" sorarcasına Efe'nin gözlerine bakarken Efe beni hiç düşünmeden başıyla onayladı ve ona çok başka bir şey söylemek için aralanan dudaklarım bir an da hiç beklemediğim bir cümleyi dillendirerek o cümlenin kulaklarıma beni şaşkına uğratacak şekilde dolmasına neden oldu.

"Eğer 24 yaşımı göremezsem benim yerime doğumgünümde Dolu Kadehi Ters Tut grubunun 24 şarkısını sokaklarda bağıra bağıra söyler misin?"

Bıcırık&Bacaksız (Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin