Bacaksız-37

1.3K 176 261
                                    

Sınır: 90 vote, 200 yorum...

KAANkam 🙃:  Ela

KAANkam 🙃: Müsait misin biraz konuşmak istiyorum?

Gözlerim Kaan'ın bana gönderdiği mesajda müthiş bir yavaşlıkla gezinirken Efe'nin hareketlendiğini hissedip hızlıca ona doğru döndüm ve telefonumu yatağın içine bırakıp yataktan kalkarak onun yanına giderek iliklemeye çalıştığı gömleğinin düğmelerini onun parmaklarının arasından alıp yavaşça iliklemeye başladım.

"Bir şey söyleyeceğim." parmaklarımı yavaşça düğmeyle beyaz kumaşın arasında gezdirip ilk düğmeyi ilikleyerek mırıldanırken Efe gözlerini gözlerime çevirerek sesli bir şekilde yutkundu.

"Söyle?"

"Kaan mesaj atmış bana. Görüşmek istediğine dair be..."

"Bu konu da diyeceğim her şeyi dün dedim, Ela. Gerisi senin kararın." kurmaya çalıştığım cümlemi hızlıca kesen Efe dünden beri ilk defa adımı dillendirirken sözlerinin sertliğini umursamadan sırf adımı dillendirdiği için kocaman gülümseyip parıldayan gözlerimle birlikte parmak uçlarımda yükseldim ve hızlıca hala hafif şiş olan dudaklarımı onun dudaklarının üzerine bastırarak geriye doğru çekildim.

"Adımı söyledin. Sonunda." konuyu bir an da unutmuşum gibi neşeyle konuşup başımı sağa doğru eğerken Efe kaşlarını yavaşça havaya kaldırıp yüzündeki ifadeyi belirgin bir şekilde yumuşattı.

"Ne var ki bunda?"

"Dünden beri adımı söylemiyordun. Ben bilerek yaptığını sanmıştım, farkında değil miydin?"

"Elbette değildim. Neden böyle bir şeyi bilerek yapayım?"

"Bilmem... Bana kızgın olduğun için öyle yaptığını sanmıştım." durumu tamamen yanlış anladığımı fark ettiğim için ağzımın içinde konuşup sesimi giderek kısarken bir an önce bu konuyu kapatmaya karar verip Efe'nin bir düğmesini daha ilikledim ve dilimi dudaklarımla ıslatarak az önce yanlışıkla kapattığım konuyu yeniden açmak üzere dudaklarımı araladım.

"Görüşmeyeceğim tabii ki Kaan'la ama mesaj attığını bil istedim. Sonrada öğrenirsen sorun çıkmasın diye. Bu arada eğer istiyorsan engelleyebilirim onu?" gözlerimi yeniden Efe'nin gözlerine bakıp masum bir ifade takınırken Efe bir an da konuyu değiştiğim için kısa bir süreliğine duraksayıp gözlerime öylece baktı. Tam üçüncü düğmesini iliklediğin esnadaysa yavaşça başını aşağı yukarı salladı.

"Engelle."

"Tamam. Engellerim."

"Şimdi." net bir ifadeyle konuşan Efe yüzüme büyük bir merakla bakarken sertçe yutkunup gömleğini bıraktım ve yatağın içine koyduğum telefonumu alarak hızlıca Kaan'ın numarasını engelledim. Hemen ardından da yeniden Efe'nin yanına dönüp gömleğinin dördüncü düğmesini de ilikledim.

"Ela..."

"Engelledim. Gerçekten. İnanmıyorsan bakabilirsin." isyan edercesine konuşan Efe'yle birlikte panikle ona dönüp hızlıca konuşurken Efe aniden yüzümü avuçlarının arasına alıp dudaklarını dudaklarıma kapadı. Beni dün geceki gibi uzun uzun öptükten sonra da yavaşça dudaklarımızı ayırdı ve nefes nefese kalmış olan bedenimi hafifçe kendine çekip parmaklarıyla alt dudağımı okşamaya başladı.

"Dün söylediğim her şeyi unut. O engeli de kaldır. Böyle olmaz. Çok düşündüm ben dün gece. Ya seni tamamen affedeceğim ya da bitereceğim diğer türlü olmaz. Seni kısıtlayarak, sana asla güvenmeyerek olmaz." parmaklarıyla alt dudağımı okşamaya devam eden Efe sözleriyle alt dudağımın titremesine neden olurken hızlıca başımı iki yana sallayıp Efe'nin yüzümü avuçlayan ellerinin üstüne ellerimi koydum.

"Lütfen yapma... Lütfen bitirme..."

"Bitirmiyorum zaten. Affediyorum Ela. Tamamen. Ama tekrarı olursa seni tekrar affedemem bunu bil."

"Ne?" beklediğim şeyin Efe'nin beni terk etmesinden dolayı şaşkınlıkla konuşup dudaklarımı aynı şaşkınlıkla aralarken Efe bu tavrıma sıcacık gülümseyip sağ yanağımdaki elini çekti ve dişlerini hızlıca sağ yanağımın üstüne bastırarak kocaman açılmış gözlerime döndü yeniden.

"Şaşırma artık. Affettim seni işte."

"Tamamen mi?"

"Evet." şaşkınlığımı bir türlü üzerimden atamadığımı fark eden Efe burnumun ucunu öpüp gülümserken ellerinin üstündeki elimle hızlıca parmaklarını kavrayıp bir kaç kere yutkundum.

"Gerçekten mi?"

"Gerçekten, Ela. Gerçekten."

"O zaman eskisi gibiyiz?"

"Öyleyiz."

"Efe..." yaşadığım mutluluğu idrak etmem bile saniyelerimi alırken hızlıca kollarımı Efe'nin boynuna dolayıp dudaklarımı ıslak bir şekilde bir kaç kere boynuna bastırdım.

"Çok seviyorum seni. Çok hem de. Hatta çokça seviyorum!"

"Ben de seni, Ela. Ben de seni çokça seviyorum ama şimdi hastaneye gitmem gerek. O yüzden sevinmeni akşamamı saklasan? Tabii hala burada kalacaksan."

"Elbette kalacağım!" heyecanla konuşup kollarımı Efe'nin boynundan çekerek gülen gözlerimle ona bakarken Efe bu heyecanıma karşılık dudaklarını saçlarıma bastırdı ve gömleğini ilikleme işini daha fazla uzatmamak adına elini gömleğine götürdü. Peş peşe seri şekilde üç düğmesini ilikledikten sonra ise dördüncü düğmesini iliklemek için hareketlendi ancak tam o esnada ben göğsünde daha önce görmediğim bir şey fark edip onun ellerini tutunca durmak zorunda kaldı.

"Bu ne?" işaret parmağımı Efe'nin strenumunun üstündeki büyük yarada hafifçe gezdirip bunu dün gece fark edemediğim için kendime hayret ederek şaşkınlıkla konuşurken Efe parmağımı yavaşça yara izinden çekip düğmelerini tamamen kapatarak meraklı gözlerime yeşillerini çevirdi.

"Ne olduğunu biliyorsun sonuçta Tıp okuyorsun, Ela."

"Kalp ameliyatı mı oldun?"

"Evet."

"Ne için?"

"Nakil." dehşetle açılmış gözlerime bu kadar şaşırmamın nedeninin ne olduğunu bilemediği için çatık kaşlarıyla bakan Efe bakışlarını titremeye başlayan ellerime kaydırırken hızlıca ellerimi yumruk haline getirip gülümsemeye çalıştım.

"Ne zaman oldu bu? Doku uyumu sağlandı mı? Tamamen iyi misin? Kontrollerin nasıl?" böyle bir şeyi görmeyi asla beklemediğim için şaşkınlıkla konuşup aynı şaşkınlıkla Efe'ye bakarken Efe ona bu kadar çok soruyu bir kerede sormama hafifçe gülüp dudaklarını yanağıma bastırdı.

"Üniversitedeyken olmuştum. Merak etme ama gayet iyiyim."

"Gerçekten iyi misin?"

"Gerçekten iyiyim, Ela. Yakın bir zamanda ölüpte seni kaybetmeye hiç niyetim yok. Hatta inanmıyorsan ne kadar iyi olduğumu babandan öğrenebilirsin."

"Babamdan mı?" şaşkınlığıma her saniye daha da fazla şaşkınlık ekleyen Efe sesimi yükselterek sorduğum soruyu başını aşağı yukarı sallayarak yanıtlarken sertçe yutkundum.

"Seni babam mı ameliyat etti?"

"Evet. Neden çalışmamı ona göstermeye çalıştım sanıyorsun?"

"Kaç yıl önce oldu bu?" Efe'nin benden beklediği reaksiyonu bir türlü ona verip gülümseyemezken Efe nazikçe yanağımı okşayıp bir kere daha saçlarımı öptü ve babamın göz yaşları içinde yanıma geldiği bir anı hatırlamamı sağlarcasına sorumu yanıtladı.

"Dört yıl önce."

Bıcırık&Bacaksız (Texting)Where stories live. Discover now