_21_

447 40 16
                                    

Boş inşaat binasına girdiler.Her biri ayrı katlara dağıldı.Taehyun ve Beomgyu Yeonjunla Jeonginin yanında kalmışlardı.

Yani şuan 6 kişilerdi.

'Choi San! Burdayım işte Tanrının belası! San!'

'E çok kolay oldu?'

Hızla kafasını çevirdi Wooyoung.Uzun zaman sonra gördüğü bedenle gözleri kesişti.

Kendine hakim olamayıp yakasına yapıştı ve onu bitişiklerindeki duvara yasladı.Kendinden 8 9 cm uzun olan beden ona sırıtarak bakarken sinirden yerinde duramıyordu.

'Bunu nasıl yapabilirsiniz! Hangi hakla?!'

San hala cevap vermeden izliyordu kendinden kısa olan siyah saçlıyı.

'Sana diyorum! Geldim işte Yunho nerede?!'

San bu kadarın yeterli olduğunu düşündü ve Wooyoungu çevik bir hamleyle duvarla arasına aldı.
İki elini bileklerinden tutup duvara yaslarken hiç zorlanmamıştı.

Woo daralan alanıyla debelenip ellerini kurtarmaya çalıştı.

'Bırak! San bırak beni!'

'Yapacağım şey için üzgünüm ama üzgün değilim sevgilim..'

'Ne-'

Kafasında hissettiği acıyla yere yığıldı.Dağınık saçlarının arasından gördüğü Sanın o şeytani gülümsemesi ise karanlığa gömülmeden önce hatırladığı son şeydi.

**

'Silahsız birine silah doğrultmazsın değil mi Yeosang?'

Silahı indirmeden sakince durdu.

'Yunho nerede?'

Jongho yan bir sırıtmayla duvara yaslandı.

'Şu yavru köpeğe benzeyen mi? En son çığlığıyla ormanı birbirine katmıştı.'

'Kes! Yunho nerde?'

'Minginin yanında.Beraber gitmek ister misin? Böyle evli çiftler gibi ziyarete gideriz.'

'Saçmalıklarını kendine sakla.Seninle kaybedecek vaktim yok! Ya şimdi Yunhonun yerini söylersin ya da kurşun manyağına çeviririm seni!'

'Oouv haşin.'

Yaslandığı duvardan çekildi ve yavaş adımlarla üvey kardeşine doğru ilerledi.

'Seninle hep böyle olacağımızı düşünürdüm.Kanlı bıçaklı.Babanı hatırlıyor musun?'

'Sen neyden bahsediyorsun? Buraya sohbet etmeye gelmedim.Yunhonun yerini söyle ya da vaktimi harcama seninle uğraşamam şuan ABİ.

Yüzünü ekşitti Jongho.

'Yaşlı hissettim.Bana abi deme bence.Ne de olsa üvey kardeşiz biz.Onun yerine sevgilim,aşkım veya kocacığım demelisin.'

'Rüyanda görürsün.Ne halin varsa gör be.'

Hışımla arkasını dönecekken beline sarılan kollarla olduğu yere çivilendi.

'N-ne yaptığını sanıyorsun sen.Bırak beni.'

'Parfümünü mü değiştirdin? Tch hiç olmamış bu.Eskisi daha güzeldi.'

'Saçma sapan konuşma çek şu ellerini.'

Bacağına inen elle gerilmişti.Soğuk terlerin arasında kalmıştı.

'Sen ne- Naptığını sanıyorsun bırak!'

ThunderousWhere stories live. Discover now