5.9

14.6K 601 103
                                    

Kılıç nasıl bir karaktere büründüyse artık sizin gözünüzü de boyamış...
___________________________
"Afra, ağlama lütfen. Gel içeri geçelim olanları anlat." Parla'yla içeri girdik ve akan makyajımı silmem için bana peçete uzattı. Ağlaya ağlaya makyajımı sildim.

"Kılıç beni kandırdı! Duygularımla oynadı inanabiliyor musun? Ufuk'tan sonra hayatımın aşkını bulduğumu zannetmiştim. Senden sonra en çok ona güvendim. Güvenimi birçok kez kırmış olmasına rağmen yine güvendim. Her yaptığına göz yumdum. Ama o beni mahvetti! Nasıl yaşayacağım, Parla. Onsuz yapamam ama artık onunla da yapamam."

"Afra, sakin ol. Nefes al ve sakince anlat."

"Şirketime saldırı düzenleyen, şirketimde bana saldıran Kılıç'ın babasının adamıymış ve Kılıç bunu biliyordu. Benimle en başından beri çoktan ölmüş kardeşini kurtarmak için oyun oynuyormuş. Ben aptalım!"

"Afra asıl bunu diyerek aptallık ediyorsun. Sen aptal değilsin. Sadece aşık oldun, bu da gözünü ona karşı kör etti."

"Parla, ona hislerim nasıl bitecek? Benimle böyle oynamasına rağmen hâlâ onu seviyorum. Bu yüzden nefret ediyorum bu duygudan. Artık birine nasıl güvenebilirim onu bile bilmiyorum."

"Afra, kendini toparla lütfen. 2,5 ay sonra galan var. Üstüne yıllarca çalıştığın projeyi insanlara sunacaksın. Sadece işlerine odaklan. Tamam mı?"

"Tamam." Dedim ve başımı Parla'nın omzuna koydum. Ağlamaktan yorgun düşmüş olmalıyım ki hemencecik uyudum.

💸

(8 gün sonra)

Hâlâ Parla'nın evindeydim. Eve gitmeye korkuyordum, onu orada görürsem diye korkuyordum ya da onunla olan bir fotoğrafımızı görmekten ona ait bir şey görmekten korkuyordum. Ama artık eve gitmem gerekiyordu. Ve ben bunun üstesinden geliceğime inanıyorum.

"Parla benim artık gitmem gerekiyor. Her şey için teşekkür ederim."

"Bir şey değil. Bir sorun olursa ara hemen." Dedi. Vedalaştıktan sonra kapıyı kapadı ve eve geçtim. Anahtarımı çantamdan çıkardım eve baktım. Tamer koltukta oturmuş televizyon izliyordu tek başına.

"Tamer." Diye bağırdım heyecanla. Onu özlemiştim.

Arkasına dönüp baktı ve beni gördü "Afra." Diye heyecanla bağırıp koşarak bana sarıldı. "Seni çok özledim. Bir an bizi bıraktın sandım!"

"Sizi hiç bırakır mıyım? Ne yaptınız bakalım ben yokken?"

"Okulumda bir sürü arkadaş edindim, öğretmenimde beni çok seviyor. Bir sürü ödev verdi ama..."

"Yaparız birlikte sorun etme. Ama şimdi benim üstümü değişmem gerek." dedim. Lavaboya girdim, kendime gelmek için ilk önce yüzümü yıkadım. Sonra biraz bakım yaptım ve giyinme odama girip pijamalarımı giydim. Odama gidince çerçevelettiğim fotoğraflarımızı gördüm. Ardından o koku... "Lanet olasıca Luna Rossa Sport! Neden kalıcısın?!" Odanın camını açıp, çerçevelerin hepsini ters çevirdim. Bana aldığı yatı satıp parasını bir kuruma bağışlayacaktım. Ve aldığı diğer şeyleri de aynı şekilde. Odamdan çıkıp bana aldığı çiçekleri koyduğu odaya girdim. Asıl sorun şuydu bunlarla ne yapacağım? Atsan atılmaz, satsan satılmaz. Bunları da birilerine veririm. Sanırım daha bir şey kalmadı. Ferda Hanım'ın odasının kapısına tıkladım. Gelebilirsin Tamer diye ses gelince direkt girdim.

"Tamer değil ama ben geldim"

"Aaa hoşgeldiniz Afra Hanım. Kusura bakmayın duymadım geldiğinizi."

"Lütfen hanım diye hitap etmeyin. Afra desen olur. Ben seni merak ettim, iyi misiniz diye bir bakayım dedim."

"İyiyim iyiyim. Sadece bir uzanayım dedim."

"Tamamdır. İyi geceler."

"İyi geceler." Dedi ve odadan çıkıp kapıyı kapadım. Sadece projeme odaklanacaktım. Sadece işim var artık hayatımda, olması gereken bu zaten. Ondan geriye son bir şey kaldığını fark ettim. Şirkette bizimle çalışıyordu. Yani şirketlerimiz ortaktı. Buna son vermenin zamanı geldi çünkü onun yüzünü görmeye tahammül edebilir miyim sanmıyorum.

-Bölüm Sonu-

Bir sonraki bölüm sizi bir şok bekliyor desem... ama bazılarınız biliyor ne olduğunu

Ve ben yarın yeni bir kurgu yayınlayacağım. Umarım okursunuz ve hoşunuza gider

Sosyal medya hesaplarım:

•Twitter: cigrttesafterhim

•Tiktok: .starashes

•Instagram: _starashes

Oyun |texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin