4.7

18.8K 745 114
                                    

Hazır bir şekilde kapının önünde Kılıç'ı bekliyordum. Kılıç'ın aradığını görünce, geldiğini düşündüm.

K📞 -Afra hadi gelsene, geldim ben.

A📞 -Hayır gelmedin.
Rezil olmayayım diye ne olur ne olmaz sokağa bakındım ama yoktu.

K📞 -Afra yalan mı söylüyorum? Geldim.

A📞 -Kılıç sen bana kör mü demek istiyorsun? Yoksun diyorsam yoksun.

K📞 -Sevgilim, arkana bak.

A📞 -Şaka yapıyorsun herhalde? İçeri girsen görürdüm.

K📞  -Ama görmedin, hadi arkana bak.
Tereddütle yavaş yavaş arkamı döndüm. Cidden Kılıç arkamdaydı. Kapının önünde bekliyordu. O yanıma doğru gelirken ben hayretler içerisindeydim.

"Nasıl girdin içeri?"

"Afra, korumaların ve güvenlik sistemin cidden berbat. Önüne gelen giriyor bu eve."

"Sen gizlice mi girdin?"

"Evet, güvenlik sistemini denemek için. Ama gördüm ki kötüymüş, kendine acilen yeni güvenlik sistemi ve koruma bulmalısın."

"Bir dakika sen gizlice mi girdin cidden?" Dediğimde kahkaha atıyordum. Kılıç'ı öyle hayal etmek komiğime gitmişti.

"Evet dedim ya. Ne? Nesi komik şimdi?"

"Boşver hadi gidelim."

"Ben arabayla gelmedim."

"Tamam gel, benim arabamla gidelim."

💸

"Afra bu asla olmayacak."

"Hayır olacak."

"Afra zaten çocuk gibi lunaparka geldik. Bir de şimdi gelmiş dönme dolaba binelim diyorsun. Oldu olacak dönme dolap en üstte dursun öpüşelim."

"Off ya sürprizi kaçtı, nereden bildin ama sen ya? Ayrıca lunapark çocuk işi değil, şahsen ben düzenli bir şekilde geliyorum. Ama sen dönme dolaptan korktuğun için bu bahanenin arkasına sığınıyorsan, orasını bilemem."

"Ciddi misin? Ben ve dönme dolaptan korkmak? İnanılacak şey değil. "

"Gayet ciddiyim. Ayrıca insanların bir şeylerden korkması normal, utanılacak bir şey değil."

"Eğer dönme dolap durduğunda yukarıda öpüşeceksek binebili-" Kılıç'ın ağzına hafifçe vurdum.

"Kılıç sus ayıp oluyor ama. Şu çocuk 40 saattir ne demek istiyor bu diye bakıyor." Kılıç kafasını çevirip çocuğa baktı. Çocuk elindeki dondurmayı yere düşürdü ve koşarak kaçtı. "Kılıç ne yaptın?"

"Ne yaptım?"

"Çocuğun dondurması yere düştü. Off yazık ya, o çocuğu bulup dondurma alalım."

"Koca lunaparkta nereden bulalım o çocuğu?"

"Hem suçlu hem yakışık-, güçlü. Güçlü demek istedim."

"Afra tamam savunmaya geçmene gerek yok." Çocuğu ararken pamuk şekercinin yanından geçiyorduk ve Kılıç bana, "Pamuk şeker ister misin?" diye sordu. Pamuk şeker bu hayatta en nefret ettiğim şeylerden biridir ve Kılıç bunu bilmiyormuş...

"Kılıç ben pamuk şeker sevmem. Hatta nefret ederim."

"Nasıl ya? Her insan sevmez mi pamuk şekeri?"

"Ben insan değil miyim? Onu mu demek istiyorsun?"

"Sevgilim ne alaka? Ben hiç öyle şey der miyim?" Şimdi oltama düşmüştü.

"Konuşma benimle, şu an seninle küstüm." Dedim ve kollarımı birleştirdim.

"Ben ne yaptım ki şimdi? Barışman için ne yapmam gerek peki?"

"Dönme dolaba binersek barışırım."

"Olmaz."

"Olur."

"Olmaz."

..

Dönme dolaba binmiştik ve Kılıç dönme dolabın yavaş yavaş dönmesine rağmen dönme çığlık atıyordu.

"Kılıç, benim bilmediğim bir şey mi var?" Var gibiydi çünkü bildiğim kadarıyla yükseklik korkusu yoktu. Eğer olsaydı sık sık uçakla seyahat etmezdi.

"Sadece dönme dolapları sevmiyorum." Korkusuna engel olma umuduyla elini tuttum.

"Yükseklik korkun mu var?"

"Hayır."

"O zaman senden gözlerini kapamanı ve bunun sadece uçak yolculuğu olduğunu hayal etmeni istiyorum." Gözlerini kapadı ve sadece düşündü. Biraz rahatlamış gibi gözüküyordu çünkü kasılan yüzü normale dönmüştü. Kılıç'ın kulağına fısıldadım. "Seni seviyorum."

Hâlâ gözleri kapalı bir şekilde "Ben de seni." Dedi.
____________________________

Hmm ne ki bu Kılıç'ın dönme dolap korkusu?

KILIÇ'IN KARARLILIK SEVİYESİ DMŞSÖDLFÖFLGÇDMFL

Sosyal medya hesaplarım:

•Twitter: cigrttesafterhim

•Tiktok: .starashes

•Instagram: _starashes

Oyun |texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin