2.0

707 47 9
                                    

Tuanadan...

2 gündür set çok yoğundu. Senaryo gereği katil rolünü oynamakda pisikolojimi biraz dağıtmışdı. Yorgundum. Çünkü neredeyse 2 gündür 8 saat uyudum. Çekimler geceleri oluyodu ve gündüzleri okuldaydım. Sabah erkenden yapılan provalarsa beni mahvetmişdi. Ama hala ayaktaydım. Bu gün biraz daha fazla uyudum. Ve yine erken kalkan bendim. Mutfağa gidip kendime pasta aldım. Yanınada çay. Kimse kahvaltıyla uğraşmiyodu atışdırıp gidiyoduk. Hatta aynı evde birbirimizin yüzünü göremez olmuşduk. Mutfağa çağan girdi.

Ç: erkencisin. Uyusaydın ya

T: uyudum uyudum sen uyusaydın

Ç: yok uykum falan

Bir şey vardı galiba

T: iyimisin sen

Ç: aslında hayır.

T: neyin var.

Elimde ki pastayı tezgaha koydum ve ona döndüm.

Ç: önemli bir şey değil sadece hayatım çok boktan

T: neden ki?

Ç: bilmiyorum.

T: senin moralin baya bozuk ya

Ç: evet sen getire bilirsin mesela.

Bana yaklaşırken niyetini anladım.

T: daha eğlenceli fikrim var kapıda buluşalım.

Ellerinin arasından sıyrılıp giderken arkamdan üzüntüyle baktı. Çok masumm!!

Kapının önünde bisikletlerle çağan beyi bekliyodum. Nehayet geldiğinde anlamsızca bana bakdı

T: ne ama bisiklet sürmek çok eğlenceli?!

Ç: tamam hanfendi nereye gidiyoruz?

T: sahil?

Ç: çok güzel.

Bisikletin üzerinde sokaklardan geçerken rüzgar saçlarımı arkaya savuruyodu. Akşamdan yağan yağmurun kokusu, dökülen yapraklar... ve bisikletde biz. Uzun zamandır ilk defa dünyadaymışım gibi hissediyorum...

Ç: teşekkürler...

T: bir şey değil...

Sahile vardığımızda bisikletden indik. Denize yaklaşdık. Soğuk hava burda dahada soğukdu. Rüzgar bizi devirmek istercesine eserken denizin bitmeyen sonsuzluğunu izliyorduk. Keskin bakışlarını çekip bana döndü.

Ç: kötüyüm galiba...

Ona bakarken şarkısını devam ettirdim...

T:ve bence her şey gayet yolunda...

Telefonum çaldığında gözlerimizi ayırdık.

T: efendim yağız
Y:nerdesin çağanlaysan sete gelin
T: bu gün set yoktu?
Y: set diyil zaten rapörtajmı ne olacak.
T: tamam konum at
Y: setin yanındaki studyo
T:tam kanka

T: bisiklete yürü. Rapörtaj var.
Ç: siktir...
T: küfür yok

Yine çok güzel bir yolun sonunda stüdyoya vardık. İçeri geçince yasmin makyaj yapmaya başladı. Çok az bir makyajdan sonra üzerimi giyindim. Yasmin zevkimi bildiğinden kombin güzeldi. Siyah bol bir gömleğin üzerine koyu yeşil yelek giymişdim. Gömlek elbise gibi olduğundan belime kemeri takıp getirdiği pantalonu giymemişdim. Saçlarımı tarayıp halka küpelerimi yılanlı yüzüğümü ve çizmelerimi giyindim. Daha sonra kameranın karşısına geçtik. Ekip olarak soru cevap videosu çekiliyodu.

Merhaba küçük katiller izleyicileri! Beklediğiniz an geldi! Oyuncular ve merak edilenler!

Herkes saniyelik merhaba konuşmasinı yaptıkdan sonra sorulara geçmişdik. Bir kasenin içine katlanan kağızları tek tek açıp cevapliyoduk. Ülkü başlamışdı ilk.

Ü: soru çağana. "İngiltereye gitmeyi düşünüyomusun ve neden türkiyeye geldin?"

Ç: ingiltereye gide bilirim belki bir aralar. Türkiye benim evim nasıl niye geldin.

D: ben açcam indi ben açcam

Eline gelen kağıtla mutlulukdan uçuyodu

D: soruuu şu. Aynı evde nasıl yaşıyosunuz?

L: aslında evde olmuyoruz bile çok yoğunuz!

Y: bir aralar evde olanlarda...

L: ohm ohm

Hemen elime kağıt aldım ve açtım

T: real ship varmı aranızda?

T: işte yağız leya

D: çağtuya hakaret çağtu real

Denize göz devirirken sorular bitmişdi. Başım çatliyodu. Kendimi arabaya attım ve gözlerimi arabada kapattım. Uyandığımda burnuma çağanın güzel kokusu geldi. Odasındaydım. Ama ne işim vardı...

Ç: uyandın galiba güneşim

Ç: sana söylemem gereken bir şey var

Bak dedi bana: (yarı texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin