İlk

333 35 20
                                    

Maalesef yarışmayı kazandığım için bana özel parti vermişlerdi. Maksat tüm kampüs eğlenmekti fakat benim gecem olmasına rağmen benim dışımda herkes eğleniyordu. Uzun zamandır her şeyden sıkılma hastalığına sahiptim ve herkesten nefret ediyordum.

Mekanın en sessiz, boş köşesine çekilmiş çılgınlar gibi dans eden topluluğu izlerken bir yandan da Chanyeol'u kesiyordum. Biliyorsunuz tabi ki Chanyeol vazgeçilmezim. Sapık gibi yedi yirmi dört onu röntgenlemekten alıkoyamıyorum kendimi.

Ve yine sevgili müstakbel eşiyle gelmişti partiye. Üstüne rahat bir şeyler giyip saçlarını dağınık bırakmıştı. Kahküllerinin gözlerinin önüne düşmesi bile ona olan duygularımı tazelerken daha fazla aklımı Chanyeol'la meşgul etmemem gerektiğini fark ettim. Ama maalesef Chanyeol dışında düşenebileceğim bir şey yok. Doğruyu söylemek gerekirse onu en son benim için gidilen yemekte görmüştüm ki üzerinden iki hafta geçti. Derslerine gitmek istemiyordum. Sanırım bu sefer de devamsızlıktan kalacağım.

Daha fazla boş boş insanları izlemenin manasız olduğunu düşünürek yemeklerin olduğu kısma gittim. Masanın başından başlayıp tüm bilmediğim tatlıları ağzıma tıkıp su yudumlarken arkamdan biri yaklaştı. "Geleceğini düşünmemiştim." Kulağıma doğru sıcak nefesini verirken ağzımdaki tüm lokmayı tek seferde yutup Chanyeol'a döndüm.

"Benim için düzenlenen bir partiye mi gelmeyeceğim?" Sorduğu sorunun oldukça mantıksız olduğunu o da farkına varınca konuyu değiştirdi. "Benden nefret ediyor musun?"

"Keşke edebilsem."

"Doğrusu bu biliyorsun." İşte Chanyeol da böyle. Durup durup boş konuşmak dışında bir şey yapmıyor.

"Sevmediğin biriyle evlenmek mi doğru olan Chanyeol?" Ve ben de laf sokmak dışında bir şey yapmıyorum.

"Sevme-" Yine ezberlediği klişelerini söylecekken araya girdim. "Seni iyi tanıyorum Chanyeol. Ondan hoşlanmıyorsun."

Yanıma gelmekte hata yapmış gibi başını sağa sola sallarken konuştu. "iyi eğlenceler Baekhyun."

Yanımdan ayrılacakken elinden tuttum. "Chanyeol gitme."

Tuttuğum eli geri çekerken bana yaklaştı ve sesini kalınlaştırdı. "Kalabalık yerlerde böyle şeyler yapma."

"Ne yaptım Chanyeol?" derken yine elini tutmuş olabilirim gıcıklığına.

"Baekhyun işi zorlaştırıyorsun."

"İşi zorlaştıran sensin."

"Ne istiyorsun? Gelip kucağına mı atlayayım?"

"En azından benden kaçma."

"Tamam kaçmayacağım." Kısa ve anlamsız bir münakaşaya girmişken Chanyeol'un sevgilisi elini sallayarak yanımıza geldi. Bana selam verdikten sonra giydiği on santim topuklularla yükselerek Chanyeol'un kulağına fısıldayıp gitti. Chanyeol kızın gidişini izlerken konuştu. "Seni almaya geleceğim. Bekle beni."

Kendisini beklememi söyleyip yanımdan ayrıldıktan sonra anlamsızca bakakaldım. Chanyeol cidden çok garipti. Gösterip de vermiyor gibiydi. Bir gün beni görmek istemediğini söylerken ertesi gün ilk adımı kendi atıyordu. Daha fazla düşünmeden Chanyeol'u mekanın dışında beklemeye başladım. Kısa bir bekleyişten sonra mekanın önünde Chanyeol'un arabası durdu. Camı açıp gelmemi işaret ederken hızlı adımlarla arabaya gittim. Öne oturup kemerimi takarken konuşmadan duramadım yine. "Sevgiline iyi geceler öpücüğü verdin mi?"

Hiçbir şey demeden arabayı sürerken ben de susup yerime sindim. Nereye gideceğimizi merak ederken çok da uzun olmayan bir yolculuk sonrası önun evine gelmiştik. "Senin evine mi geldik?" Şaşkınlıkla arabadan inerken beni neden evine getirdiğini merak ediyordum.

"Evet, benim evimdeyiz."

"Neden?" Soruma cevap vermeyip yürümeye başlayınca ben de peşinden gittim.

Evin içine girip salona geçtikten sonra kollarını açtı ve bana baktı. "Konuşmak için uygun ortam."

"Ne konuşacağımı bilmiyorum."

"O zaman git."

"Hem fikrimi sormadan beni getiriyorsun hem de gitmemi istiyorsun?"

"O zaman bir şeyler konuş." Chanyeol'un gelgitlerine hala alışamamışken Chanyeol koltuklardan birine oturdu. Gözlerini üzerime kitleyip konuşmamı beklerken konuşmak dışında her şey geliyordu aklıma.

"Konuşmak dışında başka şeyler de yapabiliriz." Aklıma gelen masum olmayan düşüncelerle Chanyeol'un yanına otururken Chanyeol uzaklaşmıştı benden.

"Hayır, sakın."

Nereden geldiği belli olmayan piçlik ile Chanyeol'a iyice yaklaştım ve kulağına fısıldadım. "Merak etme canın acımayacak." Elimle yüzünü avuçlayıp bana bakmasını sağlarken dudaklarına yaklaştım. "Hem gelecekteki eşin için bir pratik olur. Bu yaşa kadar hiçbir faaliyet göstermeyen biri bazı şeyleri unutmuş-" Bir anda beni öpmesi ile cümlelerim yarıda kalmıştı. Ben bile öpecek cesareti kendimde bulamayıp konuşmamı uzatırken o, küçük ve pembe dudaklarıyla beni öpmeye başlamıştı. Anın şoku ile hala gözlerim açık şaşkınlık içerisinde bakakalırken onun hem öpücüğü derinleşmişti hem de elleri vücudumda gezinmeye başlamıştı.

İkimizde ilkimizi birbirimize verirken bu anın tadını çıkarmak için gözlerimi kapadım ve öpücüklerine karşılık vermeye başladım. Hep bu anın hayaliyle yaşamışken şu an canlı canlı Chanyeol tarafından halledilmem beni oldukça heyecanlandırmıştı.

Chanyeol dudaklarını dudaklarımdan ayırmadan omzumdan itip koltuğa uzanmamı sağladı ve üstüme çıktı.

Kısa bir süreliğine dudaklarımdan ayrılıp üstümde ne varsa çıkarmaya başladı.

Benim için kısa, Chanyeol için uzun bir birliktelikten sonra nefes nefese kalmış bir şekilde yere bakıyordum. Yere fırlatılmış olan kıyafetleri toplayıp üzerime fırlatırken o da giyinmeye başlamıştı ama ben hala daha demin yaşanılanların gerçek olmasına inanamıyordum. Kendime gelip üstümü giyindikten sonra kekeleyerek konuştum."B-bunu neden yaptın?"

Yanıma otururken konuştu. "Gelecekteki eşim için. Yoksa canını mı yaktım?" Aslında hiçbir hazırlık yapmadan içime girmesi tabi ki canımı acıtmamıştı.

"Chanyeol ben-" Ne diyeceğimi düşünürken araya girdi. "Bir şey demene gerek yok Baekhyun. İstediğini verdim sana."

Kalp yanlış kişiye ait (ChanBaek)Место, где живут истории. Откройте их для себя