Adını bilmediğim biri

454 48 23
                                    

Bir hafta boyunca yapacağım sunuma deliler gibi hazırlandım. Eşcinsel insanlarla ropörtaj yaptım, videolarını çektim, homofobik insanlarla konuşup düşüncelerini öğrendim. Birçok kaynaktan edindiğim bilgileri yazıp düzenledim ve hepsini hafızama attım. Görsel resimler ve videolar hazırlayarak sunumumda kullandım yani kısacası mükemmel bir sunum yaptım. Yaklaşık 40 dakika boyunca herkes beni dinlemişti. Ama Chanyeol ne yaptı? Bana bile bakmadı. Her zaman oturduğum sıraya oturup benim dışımda her şeye baktı. Her ne kadar yaptığı bu hareket sinirimi bozsa da aldırış etmeden devam ettim. Yaptığım harika sunum bitip alkışlarımı da aldıktan sonra Chanyeol en arka sıradan masaya doğru yürümeye başladı. Meraklı gözlerle ne diyeceğini beklerken bana bakmadan konuştu.

"Eksik."

"Eksik mi?" Ben dediğine oldukça şaşırırken o sandalyeyi çekip oturdu.

"Anlatımın için teşekkürler şimdi yerine geçebilirsin." Bana bakıp hafif bir şekilde gülümserken hayal kırıklığı ile eşyalarımı toplayıp yerime geçtim. Neden eksik dedi? Yapmadığım bir şey kalmadı. İstediği her şeyi yaptım ama eksik dedi. Tüm ders boyunca nerede hata yaptığımı düşünürken o da benim konumun üzerine konuşuyordu. Sınıftaki öğrenciler Chanyeol'un homoseksüelliğe nasıl baktığını sormuştu Chanyeol ise ne olumlu ne de olumsuz baktığını söylemişti. Ben her ne kadar olumlu baksam da bunu belli etmemek için tarafsız konuştum.

Ders bittikten sonra Chanyeol her zamanki gibi masanın üzerine oturup tüm öğrencilerin çıkmasını bekliyordu. Alışkanlık haline getirmişti asla öğrencilerinden önce çıkmıyordu. Ben de oturup herkesin çıkmasını bekledim ve herkes çıktıktan sonra Chanyeol kaşlarını çatıp bana baktı. Yerimden kalkıp yanına giderken çantasına masaya çıkardığı kağıtları koyuyordu.

Yerimden kalkıp yanına giderken çantasına masaya çıkardığı kağıtları koyuyordu.

"Ben nereyi eksik yaptığımı merak ediyorum." Şikayet edeceğimi anlayınca elindeki kağıtları bırakıp bana baktı.

"Üç senedir öğrencimsin. Hala ne istediğimi anlayamıyorsan sorun sende demek ki."

Büyük bir ciddiyetle konuşurken ben hala ne eksiğim vardı diye düşünüyordum. "Sizin istediğiniz şekilde sunum yaptım."

"Ben sunumlarınızda internette yazan cümleleri değil size ait cümleleri duymak istiyorum."

"Ama-" Tam karşı gelecekken lafımı kesti. "Bu dersten geçmek istiyorsan bana karşı gelme."

"Ne yapmam lazım?"

"Odama gel." Çantasını toplayıp önüme geçince ben de çaresizce onu takip ettim. Odasına girip siyah sandalyesine oturduktan sonra ben de karşısındaki sandalyeye oturdum. Masasındaki kağıtlara bakıp eline bir kağıt aldı ve konuşmaya başladı. "Byun Baekhyun. Diğer derslerini dereceyle geçerken benim dersimden bir türlü geçemiyor." Cümlesini tamamladıktan sonra kuşkulu gözlerle bana baktı. "Neden sadece benim derslerim?"

"Bilmiyorum."

Önemsemediğimi fark edince iç geçirdi. "Bakhyun senden kurtulmak için soruları bile verdim. Herkes yüksek alırken sen yine düşük aldın." Evet soruları vermişti ve ben de inadına düşük almıştım. "Bölüm başkanına yalvarıyorum seni bana vermesin diye ama sen hep benim öğrencim oluyorsun." Çünkü ben de bölüm başkanına yalvarıyorum. "Bu sene de kalırsan seneye öğretmenin ben olmayacağım." Dediği şeyle şok içerisinde yüzüne baktım. Bu zamana kadar kalmamın sebebi onu daha fazla görmek istemem yüzündendi zaten.

"Yeniden sunum yapmak istiyorum." Konuyu değiştirip yine başa döndüm.

"Arkadaşların bir daha aynı konuyu dinlemez ama ben dinlerim."

"Yani?"

"Ne zaman hazırlanırsan o zaman gelip odama sunumunu yapabilirsin."

"Bu odada mı?"

"Senden kurtulmak için her türlü şansı tanırım sana." Fazla açık sözlü olması hoşuma gidiyor muydu bilmiyorum.

Hiçbir şey demeden odasından çıktım. Daha dersim olmadığı için eve gidecekken birinin beni çekmesiyle durdum. Kolumdan çeken çocuğa bakınca senenin başından beri benimle uğraşan çocuk olduğunu fark ettim-uğraşmasının sebebi benden hoşlanıyor olmasıydı-. Benden bir yaş küçüktü ve bu sene son senesiydi. Üç seneden beri benle uğraşıyordu. En garip olanda üç seneden beri adını bir türlü öğrenememiştim. Aslında onun adını kimse bilmiyordu. Her zaman farklı takma adlar kullanıyordu. Büyük bir umursamazlıkla çocuğa bakarken o da bana bakıp gülümsedi. "Benimle yemek yemeye gel."

"Neden?"

"Karnım acıktı çünkü." O da böyleydi işte. Kibar olmak varken her şeyi emrediyordu. Ben de emirlerine uymadığım zaman sinirlenip yumruk atıyordu. Defalarca kavga etmiştik, defalarca da dayak yemiştim. Taş devrinde yaşıyordu. Vurarak anlaşıyordu.

"Ben aç değilim." Kolumu ondan kurtarıp okuldan çıkacakken önüme geçti.

"Benimle oynuyor musun?" Tehditkar sesini duyunca kaşlarımı çattım. Şuan ona karşı gelirsem kesinlikle dayak yiyecektim. Konuşmadığımı görünce devam etti. "O zaman gidiyoruz." Başka bir çarem olmadığını fark edince istemsizce peşinden gittim.

Okulun dışındaki yere gelip yemeğimizi söyleyip gelmesini beklerken canı sıkıldı ve masada duran eşyalarla oynamaya başladı. "Bu sene mezun oluyorsun." Sessizlikten sıkılıp konu başlatmışken umursamazca bir cevap verdi.

"Aynen."

"En azından senden kurtuluyorum." Kendi dediğime gülerken masanın altından tekme atmıştı.

Senenin başında ortak bir derste yan yana oturmuştuk. Nedense benim gay olduğumu düşünerek bana açıldı beni tanımadan. Ben de hiç yadırgamadan onu dinledim. Ama ikimizde hiçbir şey hissetmediğimi biliyorduk. Ben sadece aşkın bir kız ve bir erkek arasında olacağını düşünmediğimi söylemiştim ki o da zaten bundan cesaret alarak üç senedir peşimdeydi. Sevgilisi olmamı ve onunla yatmamı istiyordu ama benim bunları istemediğimi biliyordu. Ama istemediğim halde onunla takılıyordum ara sıra çünkü bunu yapmazsam fazla sinirleniyordu. Defalarca onu reddettim ama bazen birlikte takılmak içinde anlaştık. Benden hoşlandığını söylüyor ama açıkcası buna inanmıyorum. Benden hoşlanırken birçok kişiyle yattı kız erkek fark etmeden ya da benden hoşlanırken defalarca beni dövdü. Tek amacı hiç dokunulmamış bir deliğe sahip olma isteğiydi.Bir de çok yakışıklı olduğum için beni düzmek istiyordu. Bunları bildiğim halde onunla takılmak, onun tacizlerine katlanmak gerçekten kötüydü.

Gelen yemekleri bitirip ağzını silerken bana baktı. "Seni düzmeden gitmeyeceğim merak etme." Herkesin içinde utanmadan böyle konuşması ve bazen de yapılmayacak hareketleri yapması gerçekten sinirimi bozuyordu ama işte karşı gelemiyordum.

"Yemek bittiğine göre gidebilirim." Ayağa kalkıp gidecekken korkutucu bakışını bana göndermesiyle yerime geri oturdum.

"Birazdan dersim var sen de benimle gir."

"Öğrencisi olmadığım birinin dersine neden gireyim?"

"Park Chanyeol geliyor derse."

"Tamam,gelirim." Chanyeol'un adını duyar duymaz kabul edince şaşırdı.

"İzin alalım ilk hocadan." Başımla onu onayladıktan sonra hesabı ödeyip mekandan çıktık.

Okula geri döndüğümüzde Chanyeol'a bahaneler uydurup dersine girmemi kabul ettirdik. Biz sınıfa gidip en arkaya oturduktan sonra yanımdan birkaç dakikalığına kalktı sonrada geri oturdu.

"Üç haftadır kimseyle yatmadım." Yine konuyu farklı bir yere çekince boş boş ona baktım.

"Bu senin için bir rekor."

"İstersen seninle yatabiliriz." diye mırıldanırken belimden sarılıp başını omzuma koydu. Kızsam mı sevinsem mi diye ikileme düşünce Chanyeol'un gelmesiyle omzumdan kalktı.

Kalp yanlış kişiye ait (ChanBaek)Where stories live. Discover now