Gördüğüm şey dudaklarımın şaşkınca aralanmasına sebep oldu. Hızla Evren'e döndüm. "Ne istiyorsun?"

"Ama doktorcum sende hiç anlamıyorsun beni!"

Bir şey söylemedim.

"İyi olacak hastanın doktor ayağına gelirmiş. Sende onun ayağına geldin işte, yani pek gelmedin biz getirdik ama olsun."

Bakışlarımı ondan çekip yere çevirdim. Hazal baygın bir şekilde yerde ki minderin üzerinde yatıyordu. Elleri arkasında bağlıydı.

"Ama önce onun ayılmasını beklemeliyiz." Dedi ve yanımdan geçtip gitti. "Nereye gidiyorsun?" Diye bağırdım.

"Ne istiyorsun bizden manyak? Evren!"

Cevap olarak aldığım tek şey demir kapının sertçe kapanmasıydı. Işıklar hala açıktı.

"Hazal!" Dedim hemen. "Hazal! Hazal kendine gel, Hazal uyan!"

Neden Hazal'a doktorluk yapacaktım? Bir şey mi olmuştu Hazal'a? Bir şey mi yapmışlardı?

"Hazal!" Dedim tekrardan korkuyla.

Bir de iyi biri olduğunu falan düşünmüştüm Evren'in. Ne istiyordu bizden? Ne yapacaktı bize?

"Allahım lütfen yardım et." Diye mırıldandım.

Korkuyordum ama mantıklı düşünmem gerekiyordu. Nasıl kurutulabilirdik buradan? Tabii önce Hazal'ın uyanması gerekiyordu.

"Hazal! Hazal kendine gel hadi Hazal!" Dedim.

Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum çünkü zaman anlamını yitirmiş gibi hissediyordum. Saat gibi hissettiğim şeyler belki de dakikaydı.

Hazal kıpırdanmaya başlayınca yerimde doğruldum.

"Hazal!"

Yavaşça gözlerini açtı ve başını kaldırmayı denedi ama başarılı olamadı. Bir kaç saniye kendine gelmeyi bekledi. Daha sonra başını bana doğru çevirdi.

"Leyla?"

"Hazal! İyi misin?" Diye sordum. "Bir yerinde bir şey var mı? Bir şey yaptılar mı sana?"

"Kim?" Dedi. "Kim ne yapacaktı bana? Neredeyiz biz ne oluyor?"

"Bir yerinde bir şey var mı?" Diye sordum tekrardan. "Acıyan bir yerin falan?"

"Başım, başım ağrıyor sadece."

"Başka bir şey yok?"

"Yok." Dedi ve etrafına bakındı. "Ne oluyor Leyla neredeyiz biz?"

"Bilmiyorum." Dedim.

"Kim getirdi bizi buraya? Hiç bir şey hatırlamıyorum ben, en son hastaneden çıkmıştım eve gidecektim."

Bir şey söylemedim çünkü bende aynı durumdaydım. Neden burada olduğumuzu bilmiyordum. En son hastaneden çıkmıştım ve eve gidecektim.

Demir kapı tekrardan açıldı. Hazalın bakışları arkama kaydı. Ben geriye dönemediğim için göremiyordum.

"Ooo!" Dedi Evren. "Hazal hanımlarda uyanmış."

"Sen kimsin?" Diye sordu Hazal. "Adımı nereden biliyorsun?"

"İnan hakkında adından çok fazla şey biliyorum." Dedi Evren sırıtarak. Sonra bana döndü. "Daha konuşacaklarınız var mı sizin? Yoksa ben konuşmaya başlayayım mı?"

Bir şey söylemedim. "Kimsin sen?" Diye bağırdı Hazal. "Bırak bizi! Eğer bırakmazsan babamlar sizi mahveder."

Evrenin yüzünde ki keyifli ifade silindi. Hazala döndü ve ona doğru eğildi. "Zaten ne olduysa o baban yüzünden oldu küçük hanım! Bence sen ağzını çok açma."

Müptela | TamamlandıOnde histórias criam vida. Descubra agora