Part 4

3.1K 278 725
                                    

[ DÜZENLENMİŞ BÖLÜMDÜR BU YÜZDEN YORUMLAR OTOMATİK OLARAK SİLİNMİŞTİR]

-Hyunjin
(Hyunjin'in dilinden)

Elimdeki gazeteye bakarak düşüncelerimle boğuşuyordum.

"Lee malikanesi yeni işçi arıyor!
İşçiler özel odalarda kalacak, yemek ve tüm ihtiyaçları Lee Joon tarafından karşılanacak, üstelik aylık maaş ise çok yüksek olduğu konuşuluyor. Korumalık için bir sınavdan geçilecek ve geçenler işe kabul edilecek."

Yapabilir miyim? Deneyeceğim. Neden olmasın? Evet, evet yapacağım.

Gazeteye baktığımda adres yazıyordu. Ah salak kafam. Nasıl gideceğim ki sanki. Küçük beynimle kendim bir şeyleri başaracağımı düşündükten saniyeler sonra yüzüme böyle çarpıyor işte hayat.

Arkamda ki bağırış sesiyle irkildim.

"Hyunjin!"

"Tanrım, geri dönmek için gidiyorsun sandım."

"Döneceğim."

"Hiç bir şeyi başaramayan ben, o hayattan başka neyi hak ediyor olabilir ki?"

"Hyunjin yapma ne olursun."

Çimenlerin üzerinde dizlerimin üstündeyken arkamdan gelip omzunu okşadı. Yanıma çömeldi ve yüzüme baktı. Daha sonra elimdeki gazeteye.

Yazıyı fark edince elimden aldı ve iyice okudu. Sonra benim yüzüme baktı.

"Hyunjin, gidelim."

"Ne?"

"Şansını deneyelim."

"Jisung, ben..."

Kapının önündeki şoföre seslendi. Hiç bir şey diyemedim. Belki de demek istemedim. Bilmem, beynim gitme derken belki de kalbim git demişti.

Araba gelince Jisung elini uzattı, ondan tutunup ayaklandım boş bakışlarla.

-----------

Yol boyunca hayatımda hep görmek istediğim o kocaman malikaneyi göreceğim için heyecandan geberecektim. Neredeyse gideceğimiz yerin yöneticisi denilecek kadar ünlü olan bir kişinin evine gidiyordum. Uzun zaman sonra değişik bir hisle karşılaşan kendime buruk bir gülümseme bıraktım içten içe. İki ayrı kişi bir bedende gibiydim. Biri çocuk, biri anne gibi kendim mutlu olunca mutlu oldum diye seviniyordum ayrıyetten.

Araba ormanlık bir yola girmişti. Sanırım, Jisung'un teyzesinin yaşadığı yere hakim değildi. Farklı bir ilçe miydi? Kafam çok karışmıştı. Jisung'a döndüm.

"Hey Jisung şuan gittiğimiz malikanein sahibi oranın kralı olarak da biliniyor demiştin. Peki ya bu caddelere yani teyzenin yaşadığı yerlere de mi hakim?"

"Hayır ama Paris'teki çoğu arsa ona ait o yüzden o yerlerde ona kral diye hitap ediyorlar bazen."

"Anladım.."

Araba garip yolların sonuna geldiğimizi anlayacağımız üzere duraksadı.

"Geldik efendim."

Arabanın kapısını şoför açtı ve indim. İndiğimde ise... Nutkum tutuldu. Bu da neydi böyle... Bildiğin saraydı bu! Kocaaaman bir kapı bizim önümüzde, demirliklerin arasından saray gibi malikane gözüküyordu. Ayrıca kapının önünde duran korumalar... O kadar güzeldi ki giyinimleri. Bende böyle olabilecek miyim?

Dear Hyunlix (Düzenleniyor...)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن