-1-

470 20 4
                                    

Bacaklarım zangır zangır titrerken nefes alamıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bacaklarım zangır zangır titrerken nefes alamıyordum. Önümdeki büyük kara malikaneye bakarken bordo tişörtümün yakasını çekiştirdim. 

Farkındalıkla ağzım kururken yurkundum, Karanlık Lord'un karşısına gerçekten böyle mi çıkacaktım? Elim anlıma vururken rahatlamaya çalıştım. Üzerimde bordo bir tişört, siyah bir şort ve yeşil neon renkli spor ayakkabılar vardı. Saçlarımı gelişi-güzel dağınık bir atkuyruğu yapmış ve annemle babama arkadaşlarımla çim hokeyi antremanı yapacağım yalanını söyleyip evden koşarcasına çıkmıştım.

Hangi arkadaşlarımla ve neden yıllar sonra bugün, bir Ağustos ayında antreman yapacağımı sorma fırsatını onlara vermemiştim. Çünkü sorulara verecek yanıtım yoktu. Benim Muggle dünyasında bir arkadaşım falan yoktu, tek arkadaşlarım Harry ve Ron'du onlarla da yazları buluşmazdım. Ailem bunu elbette biliyordu... Yazlarımı genelde ailemle tatile giderek geçirirdim, onlarla olan tüm zamanımı değerlendirirdim. Harry ve Ron ile ise sadece okulun açılmasına birkaç gün kala görüşmeye başlardım. 

Bu sene Ginny'nin ısrarıyla son bir ayımı kovukta geçirecektim...

 İşte şimdi ise buradaydım herkesten gizli bir şekilde zihnime yerleştirilen yolu takip ederek Malfoy Malikane'nin önüne kadar gelmiştim.

Burası tamamen ıssız bir alandı, bomboş arazide karanlık bir malikane duruyordu ve bu korkumu daha da arttırıyordu. İçeride beni ne beklediğini bilmiyordum, ne yapmam gerektiğini neden burada olduğumu bilmiyordum. Aylarca süren işkencenin ardından ailem için buraya kadar gelmiştim, sonunu düşünmeden...

Titreyen bacaklarımı zorla öne doğru hareket ettirdim, her adımda sanki bir bataklığın içine gömülüyormuş gibi hissediyordum. Büyük demir bahçe kapısının önünde durduğumda endişeyle cebimdeki asamın varlığını kontrol ettim.

Parmaklarım bana yol açmak için demir kapıyı kavradığı sırada ağzımdan kaçan büyük acı dolu çığlıkla yere yığılmıştım. Beynimden, ayak parmaklarımın ucuna kadar ulaşan acıyla birlikte tekrar çığlık attım ve yattığım yerde top gibi kıvrıldım.

Buğulu gözlerimle bahçe kapısının açıldığını ve iki siyahlı adamın çıktığını görmüştüm. Bir tanesinin asasını bana çevirdiğini fark ettiğimde gözümden yaşlar aktı, belki de bu kadardı. Sırf bunun için buraya çekilmiştim, Harry'e dayanılmaz bir acı yaşatmaktı belkide tüm amaçları... Vücudumdaki garip ağrının çekildiğini hissederken bitkindim, adamlar kollarımdan tutup beni bahçeye doğru çekiştirdiklerinde ayaklarım yere basmak için çok güçsüzdü. Ayaklarım arkamda yerde sürünürken başım sürekli geriye doğru düşüyordu.

Giriş kapısının önünde durduğumuzda adamlardan biri kapıyı yedi kez çaldı. Küçük bir delik hızla açıldığında deli gibi bakan gözler bana odaklıydı. Sadece gözleri gözüken kişinin Bellatrix Lestrange olduğunu kavramak zor değildi. Bu gözleri nasıl unutabilirdim ki, aylar öncesinde Sirius Black'i  en yakın akrabalarından biri olmasına rağmen acımazsızca öldüren ve gözlerinden delilik fışkıran bu kadın kolay kolay unutulmazdı.

SPY X DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin