BÖLÜM 10

17.5K 712 274
                                    

Zamanla bacağımdaki kesik iyileşmişti. Savaş bana ilacı her seferinde kendi ağzından vermişti ve acısız bir şekilde zamanım geçmişti. Burada olmaya alışmıştım. Dışarıda tek başımaydım, birçok sorumluluğum vardı. Burdaysa oturduğum yerde yemeğim önüme geliyordu. Savaş sayesinde iyileşebiliyordum. Bana çok iyi bakıyordu. Ona minnettardım. Benimle gerçekten ilgiliydi. 

"Yıkanma vakti." Elindeki büyük leğeni yere bıraktı. "Ben su getirene kadar üstünü çıkar ve leğne otur balım." diyerek tekrar çıktığında arkasından birkaç saniye baktım. Onu sinirlendirmemek için üstümdeki çıkarıp bir kenara bıraktım ve bağdaş kurarak leğenin içine oturdum. Kısa boyum ve zayıf vücudumla içine sığmıştım. Çok geçmeden Savaş elinde bir kova su ve şampuanla tekrar gelmişti. Karşısında çıplak olmanın verdiği utançla dizlerimi kendime çekip kollarımı bacaklarımın etrafına sardım.

Plastik maşrapaya su doldurup ılık suyu kafamdan aşağıya boşalttığında vücudum sanki ihtiyacı olan tek şey bu ılık suymuş gibi rahatlamıştı. Gözlerim kendiliğinden kapanmıştı. 

"Güzel mi?" diye sorduğunda kafamı salladım. Bir şey demeden bir maşrapa daha suyu boşalttıktan sonra saçımı şampuanladı. Saçımdan sonra omuzlarıma, oradan da sırtıma geçti. Eliyle nazikçe beni yıkarken dokunuşları olması gerekenden çok daha hoşuma gitmeye başlamıştı. 

"Geriye yaslan." dediğinde ona baktım. 

"Ben yaparım." dedim utançla. "Sen yapma."

"Geriye yaslan." Gözlerimin içine baktığında kolum otomatik olarak bacaklarımdan söküldü. Gövdem görünecek şekilde çözülüp tekrar bağdaş kurdum. Köpüklü elini göğüslerimde ve karnımda yavaş hareketlerle gezdirdiğinde dişlerimi birbirine bastırdım. Dokunuşları çok güzeldi. 

Bacaklarımı da köpüklediğinde geriye sadece erkekliğim kalmıştı. Elini orama attığında dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı geriye attım. 

"Hiç ihtiyaçların olmadı mı?" diye sordu oramı okşarken. Zaten bana dokunuşu yüzünden hafifçe sertleşmiştim. Şimdi böyle yapmaya devam ederse çok daha sert olacaktım. İki elimle bileğini sarıp onu durdurdum. 

"Hayır." dedim nefes nefese bir şekilde. 

"Şimdi de mi yok?" diye sorduğunda kafamı iki yana salladım.

"Yok."

"Neden sertleştin o zaman?" Parmaklarıyla sikimi sıkıca sarıp sıktığında canım yanmıştı. 

"Ben bilmiyorum, sen dokununca öyle oldu. Kontrol edemedim. İstemiyorum, lütfen." Elini çekip yanağıma avucunu yasladı. 

"İstemiyorsan, istemiyorsundur. Ben sonuçta senin ihtiyaçlarını karşılamak için buradayım." Yanağıma bir öpücük kondurduğunda utanarak gözlerimi kaçırdım. "Nasıl ki suyunu yemeğini ve kafanı koyacak bir yaşam alanını veriyorsam bu ihtiyacına da yardım etmem gerekir değil mi?"

"Teşekkür ederim." Yanağımdan bir kez daha öpüp geri çekildi. Kulaklarımın arkasına kadar beni iyice köpükledikten sonra kovadaki suyu yavaş yavaş döktü. Tüm köpükler vücudumdan akıp giderken su yavaşça siyaha dönmüştü. 

"Ne kadar da pismişsin." dedi içinde oturduğum suya bakarak. "Şimdiyse tertemiz oldun."

"Evet, sen beni temizledin." diyerek onu onayladım. 

Onunla tanışmadan önce de mi pistim yani? O beni temizlemeye mi çalışıyordu?

"Aynen öyle." Ayağa kalktı. Yanında getirdiği havluyu eline aldığında ayağa kalktım. Yumuşak havluyla beni sıkıca sardı. "Yatağına otur, sana temiz kıyafetler vereceğim." Pis sudan çıkıp ufak damlalarla izimi bırakarak yatağa oturdum. Savaş leğeni ve kovayı sırayla çıkardı. Elinde temiz kıyafetlerle gelip beni dikkatle giydirdi. 

"Güzel kokuyorum." dedim, kendimi koklayarak. Uzun zamandır Savaş'ın kokusu haricinde güzel bir koku duymamıştım. Yaklaşıp burnunu boynuma sürterek derin bir nefesi çekti. 

"Evet, çok güzel kokuyorsun." 

"Ben de seni koklayabilir miyim?" Kafasını salladığında ben de onun yaptığı gibi burnumu onun boynuna sürdüm. Erkeksi kokusunu içime çekerken gözlerim huzurla kapanmıştı. 

"Güzel mi?" diye sorduğunda boynundan geri çekilmeden mırıltıyla onayladım. Dudaklarımı şah damarının üstüne bastırıp tekrar kokusunu içime çektim. Sadece bir koku bile bu kadar huzur verebilir miydi? 

Kendimi geri çekecektim ki eliyle ensemden tutup beni boynuna bastırdı. "Öpmeye devam et." Boğuk sesiyle söylediğinde iki elimi onun bacaklarına koyup boynunu öpmeye devam ettim. Ensemdeki eli saçlarımı okşuyordu. 

Onu öptüm, onlarca hatta yüzlerce kez öptüm. Kokusunda ve saçımı okşayan ellerinde huzur buldum, kendimden geçtim. En sonunda kendini geri çeken Savaş oldu. Başparmağını onun boynunu öpmekten kızarmış alt dudağıma bastırıp hafifçe okşadı. 

"Kredi notun yükseliyor." Baş parmağını ağzımın içine ittirip dişlerimin üstünde gezdirdi. "Böyle devam et balım."

CANİ (GAY) (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin