Yatakta açık duran kitabı elimin tersiyle kapattım ve ortaya çıkan fosforlu kalemi işaret ettim. "Bazı yerleri dönüp baştan okumak istedim ama Timuçin'le Eslem zaman kaybı diye Cengizli kısımların altını çizdim. Uğraştırdı biraz."

Sare aralanan dudaklarıyla bana baktı, daha sonra da alayla gülerek yatağın üstündeki kitabı eline aldı. Sayfaları karıştırırken "Sen ciddisin?" diye sorduğunda kafamı hızla aşağı yukarı sallamıştım. "Sen şu pipet saklayan kıza mı özeniyorsun ne yapıyorsun tam olarak?"

Duyduğum cümleyle şok geçirdim ve "Beni onunla mı kıyaslıyorsun anlamadım?" dedim. İşte şimdi gerçekten saç başa kavga edecek modum açılmıştı, eğer elinde ilk kitapla içeri giren Nisan olmasaydı. "Ahu bitti mi ikinci kitap?"

Gözlerimi Sare'den çekip Nisan'a "Hayır," dedim, o esnada da gerzek arkadaşım oturduğu yatağımdan kalkmıştı. "Sen de mi okuyorsun?"

Nisan üstündeki pijamanın düşen omzunu yukarı kaldırdı ve kitabı yatağımın üstüne bıraktıktan sonra elindeki armuttan bir ısırık aldı. "Evet, böyle şans milyonda bir gelir, Cengiz'in açığını arıyordum? Niye ki?"

"Valla pes, hayretler içerisindeyim." Sare kendi kendine güldü ama bizimle uğraşmaktan vazgeçmiş olacak ki konuyu değiştirdi. Ayrıca kendisi fal ve burç peşinde koşup aşk hayatıma yorum yapmayı kendine görev edinen biriydi, kitap okumamıza neden bu kadar tepki göstermişti anlamıyordum. "Furkan'ı bize çağırabilir miyim? Sesi hiç iyi gelmiyordu, Esin'le ilgili diye düşünüyorum. Rahatsız olur musunuz?"

Nisan kafasını hayır anlamına gelecek şekilde salladığında ben de ona katıldım, Sare iş yerinde mutluydu ve Batuhan-Furkan ikilisiyle de gayet iyi anlaşıyordu. Nisan'ın da benim de araya çomak sokma gibi bir isteğimiz ise haliyle sıfıra yakındı. "Tamam o zaman ben gidip bir çay koyayım."

Nisan'la ben onu onaylayıp, gidişini izledikten sonra odamda başbaşa kalmıştık. "Ee buldun mu bari bir açık?"

Tereddütlü çıkan sesimle arkadaşıma baktım, o da armuttan bir ısırık daha alıp göz devirdi. "Güya Timuçin başrol, iyi olması gerekirken bütün açıklar ve şerefsizlikler onda, Cengiz'de tık yok. Sen yazılanların gerçek olduğuna emin misin? Çocuğun sevgilisi bile olmamış hiç."

Yani tam olarak emin değildim ama Timuçin doğrudan, Cengiz ise dolaylı yoldan doğruluğunu teyit etmiş sayılırdı. "Yazılan birkaç spesifik şeyi bile Cengiz'e sordum, hepsi doğru çıktı. Timuçin de yüzde doksanı doğru demişti."

"Vay şerefsiz, cildiyeye gittiğimizde anlamıştım zaten. Bu kesin hastalık falan kaptıysa lisenin başlarında kapmıştır. Eslem iyi ki kabul etmiş bunu."

Arkadaşımın söylediğine güldüm. "Bir gün seks rekortmeni biriyle evlenirsen şaşırmam, kınamaktan bir hal oldun."

"Eğer bir gün evlenirsem ayırt etme gücümü falan kaybetmişimdir Ahu, akli dengem yoktur ya da akıl hastalığım nüksetmiştir. Savcıya söyleyin butlan davası açsın."

"Aynen aynen," dedim onu geçiştirerek, Nisan ise elindeki armudu neredeyse bitirmişti. "Bu arada ikinci kitabı hiç beğenmedim," dedim. "Cengiz bir tuhaf ve kız çok tatlı davranmaya başladı, artık salak salak hareketler yapmıyor."

"Allah Allah, benim okuduğum yerde kafayı yemiş gibiydi hatta kızın sonu akıl hastanesinde bitecek diye düşünüyordum?"

Ahu ile CengizDonde viven las historias. Descúbrelo ahora