0.0

552 23 67
                                    


Satır arası yorumlarınızı bekliyorum..

"Hey, hadi ama artık geç kalacağız!"
Diye salondan bağıran Hyunjin'i takmadan saçlarımı düzeltmeye devam etmiştim.

Sürekli kendi hazırlanınca diğerlerinin de hazır olduğunu sanır, hazırlanmadan beni evden çıkarırdı. Sinir şey.

Cevap vermeden aynada son kontrollerimi yaptım. Sırt çantamı, telefonumu ve cüzdanımı alıp odadan çıktım. Odayla son kez bakışıp kapıyı kapattım.

"Şükürler olsun, bir an buraya kök salacağımı falan sandım da yetiştin." Fazlaca abartarak konuştuğunda kafasına vurdum. "Abartmasan olmuyor değil mi Hyunjin? Hadi yürü."

"Olmuyor Ya Eun." Dedi ağlamaklı bir sesle. Elini vurmuş olduğum başına koymuş sağa sola savruluyordu. Onun bu haline gülmeden edemedim.

Hyunjin'le ev arkadaşıydık. Kendimi bildim bileli sürekli onun yanındaydım. Birde Minho'nun..

"Ne düşündün bu kadar Lolim?" Bana Lolim diye seslenirdi. İlk başlarda biraz hoşlanmasamda artık alışmıştım. "Hiç, hadi çıkalım artık Jinnie."

Ayakkabılarımızı giyip otobüs durağına kadar yürüdük. Yürürken şakalaştık, güldük. Onun yanında kendim gibi olmaya alışkındım. Okuldakiler ile aram pek de(!) iyi olmadığı için sadece Hyunjin ile rahatça konuşabilip, kendim olabiliyordum.

Otobüs görüş alanımıza girdiğinde kartlarımızı çıkarıp hazır bekledik. Kapı açıldığında kendimi öne doğru attım ve otobüse bindim. Kartımı okutup Hyunjin'e döndüm. Kartını okutmuş arkamdan geliyordu.

Hemen oturacak yer bulmuş ve ikimizde yanyana oturmuştuk. "Jinnie, uykum geldi." Omzunu işaret etti "Bu kaslı omuzlar ne için duruyor sanıyorsun Lolim? Tabi ki omzuma yatabilirsin."

"Sağol Jinnie, bir tanesin." Ona tebessüm edip omzuna yaslandım. Otobüs beşik gibi sallanırken uykuya daldığımı fark etmemiştim bile.

"Lolim, durağa yaklaştık. İneceğiz birazdan." Tanıdık gelen sesle kafamı yasladığım omuzdan kaldırdım. Kısık gözlerle seslenen kişiye baktım. "Tamam kalktım." Esnerken konuşmaya çalıştığım için sesim bayık çıkmıştı.

Gülüp yanağımı sıkan Hyunjin sesini tatlılaştırarak konuştu. "Aa~ ısıracağım şimdi. Tatlı şey seni." Diyip bebek gibi yanaklarımla oynamaya başladı.

"Ya! Hwang Hyunjin! Yanaklarımı derhal bırakmazsanız zoru kullanacağım." Duyduğu şey ile gözleri büyümüş, ellerini hemen çekmişti. "Aman kalsın, en son zoru kullandığında burnum kanamıştı."

Yüzünü buruşturup koltuğundan indiğinde onu takip etmiştim. Ellerimi beline sardığımda beni kolunun altına almış, saçımdan öpmüştü.

Okulun önüne geldiğimizde bahçeden içeri girerken bile bütün gözleri üzerimde hissetmiştim. Bu bakışlar beni rahatsız ediyor. İşte bu yüzden insanlardan nefret ediyordum.

Big Dancers | Lee Minhoحيث تعيش القصص. اكتشف الآن