-----

"Bence aramayı keselim, bir şey çıkmayacak." Fred masaya yayılarak yattı. "Gözlerimi hissetmiyorum..."

"Freddie, iki gün sonra cezamız var. O çocukları koruyacak bir şey bulamazsak o siyah tüy kalemlerle üzerine imzamı atarım." Kafasını kitaplardan kaldırmadan söylemesi daha korkutucu gözükmesine yol açmıştı. Fred baktığı kitaba geri döndü, en azından göz gezdiriyormuş gibi yaptı.

Üçünün uygun bir büyü arama serüvenine kütüphanede çalışan Hope'ta katılmıştı. Oturmuş kitapları inceliyor arada George'un yaptığı esprilere gülüyordu. Bu zamana kadar en yakın oldukları anlar olduğu için George'tan mutlusu yoktu.

"Vi." Violet, Fred'e baktı. "Neden hala buradayız?"

"Bu ne biçim bir soru Fred, saatlerdir şey arıyoruz ya." Fred yavaşça kafasını salladı. Kafasını eline yasladı, "Hayır o anlamda değil. Niye hala bu okuldayız? Bizi tutan bir sen varsın." Fısıltıyla, "George'u sarı çiçeği de tutuyor." diye ekledikten sonra devam etti. "Sen başarılı bir İksir Profesörü olmak istediğin için, seni yalnız bırakmayı istemediğimiz için. Fakat burada hiçbir şeyin kalmadığının farkında mısın? Quidditch, Dumbledore... Her şey sırasıyla gidiyor. Biz sadece bir hayal için buradayız."

"Bu soruyu sormandaki amaç ne Fred?" Fred iç çekti, önündeki kitabı kapattı. "Ben ya da George başımızın derde girip girmediği ile ilgilenmiyoruz-"

"Hadi canım! Hiç fark etmemiştim." Violet'in yüzündeki sırıtmaya bakıp güldü. "Sonuçta hiç okuldan atılmadık değil mi? Nerede çizgiyi çekeceğimizi bildik hep."

"Bence o çizgiyi her zaman aştınıız." Sonunu uzatarak söyledi. Kitabından birkaç sayfa çevirdi, aradığı şey orada değildi. "Aşmış olabiliriz, evet. Yine de şimdi bir şeyler farklı gibi-"

"Ağzındaki baklayı çıkar, Freddie." dedi Violet. "Okuldan gitmek istesek, bizimle gelir miydin?" Kitabı kapattı. Birkaç saniye soruyu idrak etmek için uğraştı. "Ne?" dedi en sonunda. "Gitmeyi mi düşünüyorsunuz?"

"Dumbledore için küçük bir şeyler yaptıktan sonra... Neden olmasın?" Elini havada salladı. "Kesin değil. Senin fikrinle karar vermek istedik."

"Aklınızı kaçırdığınızı düşünüyorum. F.Y.B.S.'lere o kadar az kaldı ki-" Fred'in çöken yüzünü görünce sustu. Genç adam cidden fazla üzülmüştü. "Fred, gerçekten gitmeyi mi istiyorsun?"

"Hope olmasına rağmen o bile kabul ettiyse ben ne yapmalıyım?" Fred sordu. Violet gülümsedi. "Benim için kal?" Fred hemen cevap vermedi, bir süre sadece birbirlerinin gözlerine baktılar. Sonra yere baktı, "Pekala. Aşk kuşlarının merasimi bitince George ile konuşurum. Birkaç ay sonra bitiyor zaten bu illet." Violet ellerini çırptı.

"Neye seviniyorsun? Yoksa okuduğum sayfayı mı gördün?" dedi Hope elindeki kitabı uzatırken. "Çünkü bir şeyler bulmuş olabilirim, hoş bu yol biraz... barbarca geldi bana." Uzattığı kitabı aldı ve sayfayı baştan sona okudu. Herkesin elinde kanlar içinde yazılar belirmemesi için yapması gereken bir büyü vardı. Bu büyü herkesin sol omzuna dokunup beyaz bir muma karşı söyledikten sonra aynaya bakıp büyüyü tekrarlayarak yapılıyordu. Meşakatliydi ve her şeyin sonunda herkesin yazdığı yazı miktarı sadece bir kişide toplanıyordu. Une persona pour omnibus... Aslında detaya inildiğinde öyle tehlikeli bir büyüydü ki yazıların toplandığı kişinin ya acıdan ya da kan kaybından ölme riski çok yüksekti. Hemen müdahale edilmeliydi.

Kitabı kapatıp kapağına baktı. Bu kitabın yasaklı bölümden alınıldığı barizdi. "Kim buldu kitabı?"

"Şuradaki kitap arabasının üstünde duruyordu." Umbridge ya da Teftiş Mangası'ndan biri onu oraya yerleştirmişti. Bunu çözmesi zor olmadı. Umbridge, bu büyüyü yapmalarını istiyordu, aralarından sadece bir kişinin bile olsa gitmesini... Çocukları kurtarmak için yapabilecekleri tek şey buydu. Öyleyse Umbridge'e istediğini verecekti. "Ben bunu yaparım." dedi Violet. Kitabı masanın üzerine bıraktı. "Tek bulmam gereken bir mum, çekilin önümden."

Violet BlackWhere stories live. Discover now