Çok huzursuzdum; omegam yerinde durmuyor, oldukça hassas olduğu bu dönemde alfasının varlığını ve kokusunu hissetmek istiyordu. Kasıklarıma giren sancılar ve omegamın baskısı gözlerimi doldurduğunda Jeongguk'un yastığına sarılarak gözlerimi kapattım. İçime çektiğim her nefesle birlikte ciğerlerime dolan alfamın feromonları omegama güven aşılarken içimdeki tutkuyu da harlıyordu.

Kalçamı tamamen içgüdüsel hareketlerle yatağa bastırdığımda aralanan dudaklarımdan derin ve sık nefesler süzülüyordu. Yapmaktan kendimi alıkoyamıyordum ama asla yeterli ve tatmin edici hissettirmiyordu, eksikti. İhtiyaçla sızlandım, yastığa sinmiş feromonlar yeterli değildi.

Elimi kasıklarıma bastırarak krampları geri göndermeyi umdum, birkaç başarısız denemeden sonra ayağa kalkıp yürümeyi başarabildiğimde ulaşmak istediğim yer çok netti. Jeongguk'un giyinme odasının kapısını açtım, yüzüme vuran feromon dalgası kalçalarımın ıslanmasını sağlarken bu anlarda, hayatımın her alanında var olan utanç duygusundan kelime anlamını bile bilemeyecek kadar uzaktım. Dudaklarımdan kaçan sızlanmalarla giydiğinde ona çok yakıştırdığım siyah gömleğe uzandım, üzerimdeki tişörtümü çıkararak fırlattıktan sonra gömleği giydim, kesinlikle daha iyi hissediyordum.

Kucağıma alfanın kıyafetlerinden bir taşıyabileceğim kadar aldıktan sonra dengemi zorla toparlayıp yatağa geri döndüm. Kendimi Jeongguk gelene kadar oyalamam gerekiyordu, omegamın güvende ve huzurlu hissedebilmesini sağlamalıydım.

Kıyafetleri ortalarına sığabileceğim kadar bir boşluk bırakıp özenle yatağa dizdikten sonra saçlarımdaki gevşemiş tokayı yere atarak boşluğa yattım. Daha iyi hissediyordum ama bunlar anlık hislerdi. Ani bir sancıyla kendimi kasarak inledim, hiç olmadığı kadar ıslaktım ve bunun olması için ekstra bir çaba harcamıyordum bile. Siyah gömlek kalçamdan sızan sıvılarla ıslanmış, ağırlaşarak kısa şortumun açıkta bıraktığı tenime yapışmıştı.

Önceki kızgınlıklarımda kendimi kolayca tatmin edebilirdim, şimdi ise bunu yapmak içimden gelmiyordu. Beni doyuran kişi Jeongguk olsun istiyordum; sızlayan deliğimi dolduran parmaklarım olmamalıydı, hayali bile göğüs uçlarımı sızlatan alfam bunu benim için yapardı.

Ellerim komodinin üzerindeki telefona uzandı, Jeongguk'u beklemek bir işkenceydi ve ben böyle anlarda sabırlı bir omega değildim. Şu an derste olmalıydı, ben bu haldeyken dersten çıkmasında ise bir sakınca görmüyordum. Onu aradım, konuşabilecek durumda olduğum bile meçhuldü ama Jeongguksuz yapamıyordum.

Telefonun çaldığı süre boyunca dudaklarımı birbirine bastırarak iniltilerimi yutmaya çalıştım, tatmin olamadığım her an canım acıyordu. Jeongguk beni bu kadar bekletmez, aramalarımı anında açardı; dersten çıkması vaktini almış olmalıydı.

"Söyle güzelim." Sesini duymamla bir hıçkırık dudaklarımdan firar ederken ıslanmış saçlarımı geriye ittim. "Taehyung ne oldu? Neden ağlıyorsun bebeğim? Geliyorum, çıktım dersten. Ağlama, geliyorum." Birkaç hafta önce yaşadığımız olay yüzünden hâlâ hassastı, o gün ve onu takip eden birkaç gün boyunca çok ağlamıştım.

"Jeongguk, canım acıyor. Gel Jeongguk, ben seni istiyorum." Duraksayarak, sızlanarak ve ağlamaya devam etmeye her an hazır bir sesle kurduğum cümle sonrasında elim birkaçını rastgele iliklediğim gömlek düğmelerini buldu. Sadece sesinin bile bana yaptırabilecekleri çok fazlaydı. Ellerim çıplak tenime değdiğinde dudaklarımdan kaçan sesleri engellemem imkansızdı, hızlanan nefeslerini dinlemek beni daha da teşvik ederken parmak uçlarımı göğüslerimde gezdirdim.

"Ellerini üzerinden çek Taehyung, dokunma kendine. Geliyorum, seninle ilgileneceğim istediğin kadar." Mırıltılarla onayladım onu. Kıyafetleri etrafımdayken yatağın ortasında küçülerek yastığına sarıldım ve onu beklemeye başladım. Kontrolsüzce yayılan feromonlarım tüm evi hanımeli kokusuna bulamıştı, kalçamdan süzülen omega sıvısıyla ıslanmış kıyafetlerinde oyalanabileceğim kadar bile kokusu kalmadığı bir anda evin kapısı açıldı.

to begin again | taekookWhere stories live. Discover now