Friend's Brother / Seongsang

1.8K 52 82
                                    

"Ben gidiyorum, bir kaç saate gelirim Yeosang."

"Tamam hyung, dikkatli ol!"

Hongjoong'un gitmesi ile sarışın olan odasından çıkıp direkt kendisini salondaki kanepeye fırlattı. Artık rahatça evde takılabilirdi. Ama sonrasında ayağa kalkıp cama yaklaştı, gittiğinden emin olmak için camdan baktı. Görünürde hyungunun olmayışı ile sırıttı ve heyecanlı bir şekilde mutfağa gitti. Sevdiği abur cuburları çıkarıp tezgahın üzerine koydu. Kapının çalması ile morali bozulmuştu, kapıdaki kişi daha fazla beklemesin diye hızlı adımlarla kapıya gitti. Kapıdakinin hyungu olmaması için dua ederek açtı. Tanrı duasını kabul etmiş olmalıydı ki karşısında hyungu yoktu.

"Seonghwa Hyung?"

"Yeosang? Abin evde mi?"

"Hayır, bir işi için gitmişti."

Seonghwa bunu bekliyormuşçasına sırıttı. Yeosang ise neden sırıttığını düşündü.

"İçeri girebilir miyim?"

Yeosang kapıyı daha çok araladı ve kenara çekilip eliyle içeriyi işaret etti.

"Tabi ki Hyung."

Sırıtarak içeri girdi büyük olan. Seonghwa içeriye girdiğinde karşılıklı koltuklara oturdular ve bir süre boş boş bakıştılar.

"Ee.. şey ben mutfakta yiyecek bir şeyler alıyordum ama sen de ister misin?"

"Hmm.. olabilir. İstersen sana yardımcı olabilirim."

"O-olur."

Yeosang neden kekelediğini bilmese de ayağa kalkarak mutfağa ilerledi. Büyük olan da onu takip etmişti. Yeosang çıkardığı yiyeceği tabağa dökerken Seonghwa da arkasında durmuş sarışın olanı izliyordu. Zaman geçtikçe siyah saçlı genç sarışın olana yaklaşıyordu ve vücuduna baskı uyguluyordu. Bir süre sonra kalçalarının arasında sert bir şeyler hisseden sarışın elindekileri bırakarak hızla arkasını döndü.

"Hyung-"

Sarışın genç arkasını döner dönmez bir kaç santim uzağındaki siyah saçlı olan dudaklarını küçüğünkilerle birleştirdi. Sarışın olan istemsizce büyük olana karşılık vermeye başladı. Dudaklarının hareketi hoşuna gitmeye başlamış, onu daha fazlasını istemek için itiyordu hisleri.

"Hyung deme lazım olur."

Büyük olan, küçük bedeni kucağına aldı ve ezbere bildiği evin salonuna doğru ilerlemeye başladı. Küçük bedeni yavaşça kanepeye yatırdı ve dudaklarını ayırmadan öpmeye devam etti.

Altına aldığı bedenin üzerine daha çok uzandı. Elinin biri sarışının beline giderken boşta kalan diğer eli de ensesine gitmiş ve sarışının yüzünü kendi yüzüne bastırmıştı. Dilini diğerinin aralık dudaklarından içeriye itmiş ve diline değdirmişti. Yeosang diline değen ıslaklık ile inlemişti. Böyle şeyleri sadece izlemiş, hiç yaşamamıştı şu ana dek.

Belinde hissettiği el gittikçe aşağılara inmiş, en sonunda da kalçalarında durmuştu. Yeosang nefes alamadığını hissettiğinde siyah saçlının göğsünde duran ellerini omuzlarına koyarak ittirdi. Derin nefesler alırken büyük olan durmak gibi bir şey aklından bile geçirmemiş işine devam etmişti. Küçük olanın ensesindeki eli de diğer elinin yanına indirmişti. Eşofmanın izin verdiği kadarıyla squat yapıldığı belli olan kalçaları yoğurmaya başladı. Kaç defa bu kalçaları düşünerek kendini çektiğini kendisi bile bilmiyordu.

Yeosang'ın yavru kediyi andıran inlemeleri ile aklı başından gidiyordu büyük olanın. Resmen büyülenmişti bu çocuk yüzünden.

Dudaklarının hedefi bu sefer sarışın olanın boynu olurken ellerini kalçalardan hala çekmemişti. Elleri sarışının kalçaları ile ilgilenirken dudakları beyaz boyunla meşguldü. Hem kokuyu içine çekiyor hem de dudaklarını tenine sürtüyordu. Bir süre sonra emmeye başladı bazı yerleri. Dili ile biraz ıslaklık katıyor ve de dişleri ile biraz eziyordu beyaz teni. İşin asıl cabası sarışının yüksek sesli olan inlemelerini duymaktı. Ve de işe yarıyordu, sarışın olan ilki olduğu için fazla hassastı ve küçücük temasta dahi inliyordu ama en son ki ısırık ile yüksek sesle inlemişti. Seonghwa bu inleme ile sonuna geldiğini hissetti. Daha fazla beklemek istemediği için Yeosang'ın üzerindeki tişörtü ve eşofmanı salonun herhangi bir zemini ile buluşturdu. Sarışın olanın sadece iç çamaşırı kaldığında kendi üzerindekileri de hızlı bir şekilde çıkardı ve yine nereye olduğunu bilmeden attı.

Ateez and Yeosang [M]Where stories live. Discover now